Sırtımızdaki kambur IŞID!

Diplomaside kullanılan dil ve ifadeler ülkeleri biri birine bağlayan köprü gibidir. Kullandığın dil ey ile başlayıp hey ile bitiyorsa ortaya çıkan kırgınlıktan...

Sırtımızdaki kambur IŞID!
Yayınlanma:
Güncelleme:

Diplomaside kullanılan dil ve ifadeler ülkeleri biri birine bağlayan köprü gibidir. Kullandığın dil ey ile başlayıp hey ile bitiyorsa ortaya çıkan kırgınlıktan hem sen hem de ülkenin imajı zarar görür. Yaşanan ve bugün gelinen nokta budur. Ancak hatadan dönmekte bir erdemdir. Hata anlaşılıp ta dilenen özür sonrası gelişen dostluklar daha güçlü gelişir. Her iki ülke içinde önem taşıyan Rusya-İsrail gibi bir dargın bir barışık olduğumuz ülkelerle uzlaşmaya varmamız takdir edilecek diplomasi atağıdır. Bu uzlaşının önemli yansımaları İhracatta-Ekonomide-Yatırımlarda-Turizmde görülecektir. Mustafa Kemal Atatürk boşu boşuna “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” dememiştir. Bugün Atamızın söylediği noktaya dönülmesi sevindiricidir. Atamızın söylemlerini anlayıp kavramış olsaydık, ülkeler arası krizlerin yaratıcısı olmazdık. O gün ölüme yollanan insanlarımızı galeyana getirici sırtlarını okşarcasına davranmasaydık bugün ülkeler arası yaşanan krizleri de yaşamamış olacaktık. Bütün bunlara rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in sözü ile “Dün dündür bugün bugündür” diyerek günümüze gelelim. Sorun yaşadığımız Mısır’a-Suriye’ye-Irak’a-İran’a-Almanya-Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimizi düzelterek ülkemizi barış ve huzur ortamına taşıyalım. Bugün ülkemiz diplomaside yaratılan dil sonucunda adeta dikenli kaktüsün üzerine oturtulmuş gibi feryat etmektedir. Turizmci ağlamaktadır. İhracat-Sanayi-Üretim durma noktasındadır. Esnaf kepenk kapatmaktadır. Her gün gelen şehit haberleri ve terör bombacılarının yarattığı tahribat ülkeye zarar vermektedir. Türkiye’nin güneydoğu ya açılan ihracat kapıları birer güvenlik kapısına dönüşmüştür. Türkiye acil bir “U” dönüşü yaparak iç ve dış siyasette yeni bir atağa kalkarak barışın-demokrasinin-insan hak ve özgürlüklerinin rayına oturmalıdır. Birer düşman haline dönüştürdüğümüz komşu ülkelerden ötekileştirip mağdur edilen insanlardan özür dilenmeli ve onları tekrar kazanmaya çalışmalıyız. Ve bunları yaparken de ABD’yi yeniden keşfedercesine bir tutum yaratılmamalıdır. Olması gerekeni geçte olsa yapmak ileriye adım atmanın ancak başlangıç noktası olabilir. PKK ile mücadelede Türkiye, gösterdiği başarıyı IŞID terör örgütüne karşı da göstermelidir. Ülkemizin geldiği noktada görmezden gelinerek arka bahçemiz de yetişen prof etiketli bostan ürünlerinin yetkili ve yetkisiz ağızlarca din adına ifade edilen saçmalıkların zemin bulduğu ve insan kaynağı oluşturduğu bölgeler bu terör gruplarının etkisinden kurtarılmalıdır. Siyasi ve İdari muktedirlerin halka selam olsun diye din adına yaptıkları yanlış eylem ve söylemlerin İŞID sempatizanlarına zemin yarattığı unutulmamalıdır. Şimdiye kadar yapılan yüksek dozdaki hamasi nutukların ülkeye hiçbir yararı olmadığı gibi zararı da büyük olmaktadır. Kullanılan dilin ne siyasette ne de diplomaside yeri yoktur ne de rasyonellik taşır. Dün kahrolsun İsrail, bugün olsa yine Rus uçağını düşürürüz diyenler bu gün barış çığlıkları atmaktadırlar. Bu politikasızlıktır, öngörüsüzlüktür. Her iki şekliyle de sadece alkış tutanlar artık gündüz uykularından uyanmalıdırlar. Savaşta-Barışta kişilerin şahsi hesapları üzerine yapılmaz. Ülke için halkı için yapılır. Ülkemiz ve İslam dünyası aleyhine dış dünyada oluşan “İslamofobik” düşünceleri bertaraf etmenin yolu ülkede Hukukun-Demokrasinin ve özgürlüklerin yolunu izlemekle yok edilebilir. Kırk adet zırhlı Mercedes ile davulcu-zurnacı eşliğinde camiye gitmek hem dinimizde böyle şatafat yoktur hem de bir ucu IŞID’e kadar varacak sempati havası yaratır. IŞID’ı uzaklarda aramanıza gerek yok. İçimizde olan gelişmelere bakın yeter. Artık resmi nikah ta müftülüklerde kılınmalıymış, iş hayatında ki kadın yarımmış gibi sözler Cumhuriyet Türkiye’sine karşı yapılacak en büyük ihanettir. Yerden yere vurduğunuz hukuku-Adaleti ayaklar altına almak olur. Hukuk yıkılırsa onun altında sadece Cumhuriyet değerleri değil siz de kalırsınız. Yaratılan özen ve söylemlerin sonucunda güzel dinimizi ticaret diline dönüştürmeyiniz. İslam dünyasına güzel dinimize zarar verenlerle aynı çuvala girmeyiniz. IŞID terör örgütünün ülkemize de İslam dünyasına da verdiği zarar büyüktür. Bundan hiç ders almamış gibi Cumhuriyetin temel ilkelerini hedef alırcasına Hukuk-Demokrasi-Laiklik gibi temel değerlerini tahrif edici girişimlerde bulunmak sizleri büyük vebal altında bırakır. Ülke IŞID-PKK gibi terör örgütlerinin hedef tahtası halindeyken Cumhuriyetin temel değerlerini değiştirmeye kalkmak yağmurda şemsiye açmak yerine yağmur altında çıplak dolaşmaya benzer. Bu gün resmi nikahı da müftü kılsın diyenler yarın dört ve daha fazlası kadınla evlenebilmenin yolunu da açacaklardır. Kendi hayal dünyalarının peşinde koşanlar çağdışı hedefleri günümüze taşımak isteyenler dinimizi de alet edip zedelemektedirler. IŞID Türkiye topraklarında malum yerlerde zemin bulmaya başlamıştır. İnsan kaynağını buralardan sağlayabilmektedir. Geçmiş yıllarda İstanbul da toplu namaz kılarak gövde gösterisi bile yaptılar. Rusya ve İsrail ile varılan uzlaşma sonrası ürken ve korkan IŞID terör örgütünün hedefi artık Türkiye’dir. Ankara Atatürk hava limanında IŞID terör bombacılarının yaptığı katliam ülkemize verilen bir gözdağı niteliğindedir. Uluslararası koalisyon güçlerinin desteği sonucunda Felluce-Menbiç-Rakkayı kaybeden IŞID şimdi Türkiye’yi hedef almaktadır. Türkiye de yanlış seyreden siyaset politikasının sonucunda gelişme zemini yakalayan IŞID taviz verilmeden yeşerdiği bataklıkta kurutulmalıdır. Şimdi IŞID için ah-vah edenler geçmişte ektikleri tohumlarla yüz yüze kalmışlardır. Suriye politikamız, Suriye’nin toprak bütünlüğüne yönelik olması halinde ne IŞID ne de PYD ülkemiz için artık bir tehdit oluşturamayacaktır. Yeter ki içimizde zemin bulan terör örgütlerine ortam yaratacak söz ve eylemler olmasın.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.