Günlerden bir gün
Bir gün arabayla giderken her zaman su doldurduğum, enfes tadı olan bir köy çeşmesinin önünde su doldurmak amacı ile durdum. Her zamanki gibi çeşmede sıra vardı.
Arabadan bidonları çıkarıp, sırada beklerken ihtiyar bir dede ile küçük torunu dikkatimi çekmişti. Kısa boylu beyaz sakallı bakışlarında tatlı bir sevecenlik vardı.
Torunu ise 3-4 yaşlarında uzun sarı saçlı yerinde duramayan bir kızdı. Benim ona ilgimi ve de yüzümdeki gülümsemeyi fark edince, o tatlı sevecen kız yanıma yaklaştı. Yüzüme bakarken saçlarını mankenlere taş çıkarırcasına savurdu. Gözlerimin içine bakarak biliyor musun ben büyüyünce saçlarımı boyatacağım dedi.
Gülümsedim ama güleç yüzlü dedenin yüzü asıldı ve torununa Allah seni taş eder dedi.
O anda bende hemen dedeye yönümü dönerek. Söyle bakayım Allah kimi taş etmiş bana gösterir misin deyince. Oda şaşırmıştı. Sanırım beklemediği bir durumdu bu. Aslında büyüklerinden gördüğü şeyi yapıyordu.
Allah’tan korkutarak torunun yapmasını istemediği şeyleri korkutarak yapmayı tercih ediyordu.
Maalesef çok büyük bir yanlışın içindeydi. Zaten ben “Allah kimi taş etmiş bana gösterir misin?” dedikten sonra. Bana bakakalmıştı. Sözlerimin devamında.
Allah’tan korkutmayınız. Allah’ı daha çok sevsinler yüce Allah’ımız öcü değil dedim. Eğer çocuğun saçını boyatmasını istemiyorsanız. En azından saçını boyatmazsan Allah seni daha çok sever. Demeniz lazım deyince o beyaz sakallı sevecen ihtiyar çok memnun olmuş gözleri ışıldıyordu. İçinde tabulaştırdığı o yanlış davranışı bir anda yıkıldığını görmesinin onu bu kadar sevindireceğini düşünmemişti.
Ben su bidonlarını doldurup oradan ayrılana kadar biraz sohbet ettik. O güleç yüzlü ihtiyarla çeşme başındaki sohbetimizi her zaman tebessümle yâd ediyorum.
Yaşıyorsa yüce Allah’ım sağlıklı uzun ömürler nasip etsin. Öldüyse yüce Rabbim mekânını cennet eylesin. O küçük kız umarım okuyup yüksek mevkilere gelir. İzlenimlerim o küçük kızın zekâsıyla çoğu akranına taş çıkaracağına eminim. Çünkü o gün sırf kendini bana göstermek, kendini ifade edebilmek ve de o ortamda dikkati üzerine çekip, kendisinin önemli biri olduğunu ispatlamak için, kısacası benim küçük olduğuma bakma beyefendi ben önemli biriyim diyordu.
Çocuklar anne karnında 20 haftalıkken bile çevre sesini ve annesinin babasının sesleri duyar ve anlar.
İşte! Benim önemle bahsetmek istediğim şey tamda bu. Çocukların boyuna bakarak küçümsemeyiniz. Onları dinleyiniz. Onların karakterlerinin oluşmasında en büyük etken sizsiniz. Öncelikle hareketlerinize dikkat edin. Çocuklar önce sözünüze değil yaptıklarınıza bakar.
Çocuklarınızı bırakın konuşsunlar. Kendilerini ifade etsinler. Haklarını savunsunlar. Eğer siz onları dinlemezseniz. Onlarda ileride sizi dinlemez.
Kendini ifade etme özgürlüğüne sahip olan çocuklar. İleride daha başarılı bireyler olacağı muhakkaktır. Çocuklarını dinlemeyip sözü kesen, çocuğun başarısının önünü keser. Tam tersine onları yüreklendirin. Sus konuşma sen ne bilirsiniz dediğiniz çocuğunuz ileride haksızlığa uğradığında da susacaktır. Bırakın çocuğunuz ifade etsin. Zorluklara karşı direnç kazansın.
Yalnız abartıp onları yüzsüz, edepsiz bireyler haline de sokmayın. Sevgi ve saygı sınırını öğretin.
Saygılarımla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.