Selami Mutlu

Selami Mutlu

Ha Ali gelmiş ha Veli…

Ha Ali gelmiş ha Veli…

HA Ali gelmiş yönetime Ha Veli… Zihniyet değişmedikçe göstermelik yönetim değişimleri yaparak ekonomik gidişte bir iyileşme yapabilmek fazla iyimserlik olur. Bundan on altı ay önce talimatla gelip yine talimatla ekonomik önlemler almaya çalışan Merkez Bankası yönetimindeki Başkanın yerine bu defa yine tek adam yönetiminden birkaç puan faiz artırımı sözü alan yeni Merkez Bankası Başkanı Sayın Naci AĞBAL getirildi. Talimatla yönetme işi aynen devam edecek gibi görünüyor. Merkez Bankasının İhtiyat akçelerinin bile tüketildiği hatta ekonominin bile neredeyse durma noktasına geldiği işsizlik ve pahalılığın zirve yaptığı bir yerde kişilere bağlı değişikliklerin pek bir fayda getirmediği sistem değişmediği müddetçe ilerde görülecektir.

Ülke kişilere bağlı değişikliklerle değil ancak kurumsal değişikliklerle, planlı bir üretim ekonomisine geçilmekle sistemi değiştirerek, üretip Pazar yaratarak düze çıkabilecektir. Bu ülke ekonomisindeki gelişmelerde görünen yüzün bir tarafıdır bir de rivayet edilen kulislerde dillendirilen bir diğer yüzü de vardır ki o da şöyledir. ABD seçimlerinde yaşanan bir değişikliğin Türkiye de ki yüzüdür. Bilindiği üzere Damat Bakan yüksek eğitimini AB’ de yapmış, orada yakın dostlar edinerek ilişkilerini geliştirmiştir. Bu dostlukların arasında ileri derecede ki ABD Başkanı Donald TRUMP’ın damadı da vardır. Dostluk dayanışması aynı zamanda iş kurma ve geliştirme dayanışmasına da dönüşmüş olarak görünüyor.

Bu ilişkilerin uzantısında TRUMP döneminde üstü yargıda bekletilir görünen Halk Bankası davası, ZARRAF davası gibi hala beklemede duran davaların var olduğu dillendirilmektedir.  Diğer ucunun da, olayların yaşandığı dönemde Halk Bankası Gen. Md. Yardımcısı olan ve görevden alınan MB Başkanının, o gün yönetimde bulunan Bakanların adları da rivayet edilmektedir. Yeni seçilen ABD başkanı BİDEN’ İn olayları kişiler üzerinden değilse de kurumsal ve hukuksal yöntemlerle irdelemek istediği konuyu açıklığa kavuşturacağı söylentileri vardır. Bu gün ülke ekonomi yönetiminde bulunanların bu nedenlere dayalı olarak değişimi yapıldığı varsayılmaktadır.

Merkez Bankası yönetimine getirilen Sayın Naci AĞBAL’ın Damat Bakanla ters düştüğü bunu Sayın Cumhurbaşkanına ekonominin iyi yönetilemediğini ilettiği ileri sürülmektedir. Ancak ekonomi yönetiminde zihniyet aynı olduğu müddetçe, ekonomide ki mali politikalar, para politikası, makroekonomik yapının sistemsel bir şekilde değişimi sağlanmadığı müddetçe, tek adam etkinliği ekonomiyi yönetenlerin üzerinden kaldırılmadığı Merkez Bankasının bağımsızlığı kurulmadığı müddetçe aynı yas aynı hamam devam edecektir. Türkiye’nin ekonomide düze çıkmasında pek fazla bir gelişme sağlanamayacaktır. Gelende gideni enkaz devraldık diye suçlamaya devam edecektir.

Tüm politika araçlarının kararlılıkla kullanılması, para politikasında şeffaflık, hesap verebilirlik ve öngörülebilirlik ilkeleri çerçevesinde bir gelişme sağlanmadığı müddetçe ekonomide bir gelişim beklenmemelidir. Şimdiye kadar ekonomi yönetiminde Ali geldi Veli gitti de değişen ne oldu? Bu günkü yönetim de yapılan yanlışların sonucunu yaşıyoruz. Sanki değişen yönetimle her şey güllük gülistan olacak değil ki. İşsizlik mi ortadan kalkacak, ekonomimiz mi düzelecek dünya devleri ile yarışır konuma mı geleceğiz? Üretim artacak da ihracatta patlama mı yapacağız? Her şeyin başında hukuk-Demokrasi-liyakat ve özgürlüklerin yaşanması,  bilime entegre olunmasıyla ancak sağlanabilir. Onun içindir ki planlı bir üretim ekonomisine geçilsin istiyoruz.

Gelen yönetim ancak Palyatif tedbirler alarak geçici bir frenleme sağlayabilir. İsrafı-lüks tüketimi- gereksiz beton yatırımlarını plansız rastgele getiri sağlamayan yatırımların önüne fren koyabilir. Ancak denetlenmeyi reddeden topladığı verginin bile nerelere harcandığının hesabını vermeyen, bağımsız bir hukuk kurumunu sağlayamayanlar ancak kişisel değişimlerle yanlış giden ekonomiye geçici olarak önlem oluşturabilirler. Ekonomi de ilerleyebilmenin tek yolu planlı bir üretim ekonomisinden denetlenebilir olmaktan, hukuku demokrasiyi öncelikli görmekten, istihdam yaratıcı yatırımlardan geçer.

Ülkenin borç stoku 421 Milyar 826 Milyon Dolar GSYİH büyümesi 2020 yılının ikinci çeyreğinde -9,9 düşmüşken, yoksul sayısının 65 milyona vardığı bir ülkede Ha Ali gelmiş Ha veli gelmiş söz konusu ülkenin ekonomisi olunca gerisi teferruat…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Selami Mutlu Arşivi