Huyum kurusun
Son zamanlarda ülkemizde yaşanan olaylara her gün bir yenisi eklenerek derdimiz çoğalıyor. İçerlemek ve üzülmek bir tarafa yapılan hainlikler halen devam etmekte. Neyse ki bu sebepler dostu düşmanı tanımamıza sebep oluyor.
Kaleme aldığım köşe yazılarım hem ülke gündemini hem de siyasi gündemi oluştururken, okuyucularımızdan geri bildirimler alıyorum. “Ferhat Hocam! Eski köşe yazılarına dön. Son zamanlarda ülke ve siyasi konuları çok kaleme alıyorsun” diyen arkadaşlarıma, dostlarıma, sevdiklerime diyorum ki; “Ne yapayım! Vatan olmadan, millet olmadan, sancak olmadan ben o köşe yazılarımı nasıl kaleme alayım? Önce vatan” diyorum anlayacağınız.
Huyum kurusun mevzu Türkiye olunca dayanamayıp köşemde, sosyal medyada ve birçok ortamda konuşup duruyorum. 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimi sırasında değerli mesai arkadaşım Fuat Şahin ve babası Mehmet Şahin, önce vatan diyerek, şanlı bayrağımızı da alarak Dikmen’de oturdukları evden çıkarak Genelkurmay önüne gittiler ve ülkemizin birlik ve beraberliği için tanklara siper oldular.
Tıpkı, diğer vatandaşlarımız gibi. Genelkurmay önünde çıkan arbede ve tankların halkın üzerine yürümesi esnasında baba-oğul bir anda birbirlerini kaybettiler. O esnada Mehmet Şahin, “Ya istiklal, ya ölüm” diyerek tankların üzerine yürüdü. Bu sırada önüne araba alarak Mehmet Şahin’e doğru ilerleyen tank Mehmet Abimizi Genelkurmay Başkanlığı önündeki kaldırıma sıkıştırarak sürükledi ve ağır yaralanmasına sebep oldu.
Mehmet Abimizi, hemen çevredeki duyarlı vatandaşlar, civardaki en yakın hastaneye kaldırdılar.5 gün yoğun bakımda olmak üzere toplamda iki hafta hastanede kaldı. Kollarında ve ayaklarında sürüklenmeden dolayı yaralanmalar olurken, kaburgalarında ise kırıklar meydana geldi ama yılmadı. Hâlâ, “Yine olsun yine karşılıksız çıkarım ülkemi savunurum” diyor. Başından tüm bu olaylar geçerken birde işinden oldu.
Raporlu iken 23 yıldır hizmet ettiği, her sabah gazetesini aldığı, temizliğini yaptığı, görevli olduğu binadan “Giderken bize mi sordun, gittin de ülkeyi kurtardın mı?” gibi alaycı tavırla sözler söylendi ve farklı bir durum bahane edilerek iş sözleşmesi fesh edildi. Böyle bir olay içinde gazi olan Mehmet Abimize bir darbede görevli olduğu bina yönetiminden yapıldı.
Bu ülkede Mehmetler eksik olmaz. O gece halkın yanında olmayanlar ve gidenlere ise ahkâm kesenler, darbeci zihniyet ile aynı tarafta olduklarını gösterdiler. Rabbim Mehmet Abimize ve onun gibi karşılıksız sokağa çıkıp vatan aşkıyla tutuşan yiğitleri eksik etmesin. Böyle olayların karşısında Ferhat olarak tepkisiz kalamıyorum. Yazmaz isem vicdanım rahat etmiyor.
“Huyum kurusun ki, FETO/PYD/ PKK gibi grupların, milletime yaptıkları aşağılık eylemlerine karşı her zaman elimden geldiğince kaleme alacağım. Sevgili Anadolu Gazetesi okuyucuları; Mehmet Abimiz gibi isimsiz kahramanları yalnız bırakmayalım ve aziz milletimizle birlikte olalım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.