İntikam alındı… Dağılabilirsiniz…
Çadır tiyatrosunun yeni sahneleri devam ediyor. Hepimizin aklıyla alay edilen bir tuluat seyrediyoruz. İsmail Dümbüllü, bugünkü günleri ve İran denilen tuhaf ülkenin yaptıklarını görseydi, herhalde kavuğunu oracıkta bırakır ve mesleğe veda ederdi.
Evet… Hizbullah Lideri Hasan Nasrallah’ın, terör örgütü İsrail’in kalleşçe saldırısıyla öldürülmesinin ardından, bilmem kaçıncı kez intikam yeminleri eden İran, nihayet kendince ‘hamamın namusunu kurtaracak kadar’ eylem gerçekleştirdi.
İran, İsrail’e 500 kadar roket gönderdiğini, bunlardan bazısının kıtalararası balistik füze olduğunu söylüyor. ABD ise, İran’ın, 14 Nisan’daki koftiden füze saldırısının 2 katı füze fırlattığını, ama etkili bir vuruş yapamadığını iddia ediyor.
FÜZE 500, SİYONİST LEŞ SIFIR
İran, attığı füzelerin yüzde 90’ının hedefi bulduğunu ve İsrail’deki 3 hava üssünün vurulduğunu söylüyor. Sonra lafı biraz terbiye edip, ‘3 askerî üssün hedef alındığını’ iddia ediyor. Tabi hangi üsleri vurduğunu ve kaç Siyonist terörist öldürdüğünü açıklamıyor.
İsrail ve ABD tarafı ise, füzelerin tamamına yakınının Suriye ve Ürdün üzerindeyken imha edildiğini ve İsrail’in ciddi bir zarar görmediğini ileri sürüyor. Açıklamaya göre, sadece 2 kişi, şarapnel parçalarıyla hafif yaralandı. Batı Şeria’da da 1 Filistinli hayatını kaybetti. Başka? Hepsi bu… Eğer fazlası varsa, İran bunu açıklamalı.
Bu arada, haysiyetsiz, 'minik kralcığın' ülkesi, İran füzelerinin önlenmesinde kendisinin de görev aldığını, gururla açıkladı. Yani sahibine yalakalık yaptı.
Yine İran’ın resmî açıklamasına göre; saldırıdan kısa süre önce ABD’ye haber verildi. ABD, haber verilmediğini öne sürüyor. Ki, bunun anlamı ve önemi yok. İran, yapacağı saldırıyı, düşman cephesine önceden haber vermiş. 14 Nisan’da da böyle yapmışlardı. Hatta o dönemki ABD Başkanı Trump; Kasım Süleymanî’yi öldürdükleri zaman da İran’ın Irak’taki ABD üslerine ne zaman ve kaç füze atacaklarını, intikam alıyor gibi yapacaklarını, fakat endişelenmelerine gerek olmadığını haber verdiğini açıklamıştı.
RAHATLAYIN… İNTİKAM TOPTAN ALINMIŞ…
İran resmî açıklamasını ciddiye alacaksak, İsrail terör örgütüne yaptığı son füze saldırısıyla; Hamas Lideri İsmail Haniye, Hizbullah Lideri Hasan Nasrallah ve İranlı General Abbas Nilfuraşan'ın öldürülmesinin intikamı alınmıştır. Sanırsınız ki, katil Netanyahu’yu ortadan kaldırmışlar… Katmerli yeminlerin edildiği ‘acı intikam’ tamamdır. Dağılabilirsiniz… Yerseniz tabi…
İran, Türkiye’nin de dâhil olduğu İslam ülkelerinden, İsrail’e karşı yardım talep ediyor. Tüm Müslüman ülkelerin İsrail’e karşı harekete geçmesini istiyor.
Bu noktada filmi biraz geriye saralım, Pers devletinin yamuk işlerinden özet bir seçki sunalım.
BU İRAN’A MI GÜVENECEĞİZ?
İran, 1979’daki devrimin ardından Irak’la 8 yıl savaştı. Gerçi ABD’nin gazıyla İran’a saldıran Saddam Hüseyin bu savaşın baş sorumlusuydu. Bu gerçek, şu anki konumuz değil. Anılan savaşta İran, İsrail şirketleri üzerinden, ABD’den silah aldı. Yani kendi deyimiyle büyük ve küçük şeytandan destek sağladı.
Rezalet patlayınca, ABD, İran’a silah satışını devletin değil, Yarbay Oliver North adlı bir subayın gerçekleştirdiğini açıkladı. Satıştan gelen para da Nikaragua’daki solcu rejime karşı darbe yaptırmak üzere kullanılmıştı. Koskoca devlet, böylesine büyük bir kepazeliği, kıytırık bir yarbayın üzerine yıkarak kapattı. İran ise kulağının üzerine yatmakla yetindi.
Türkiye, nükleer müzakerelerinde, tüm Batı’yı karşısına alarak, İran’a destek oldu. Brezilya da aynısını yaptı. Ama İran, ilk fırsatta Türkiye’yi sattı.
Daha dünkü İkinci Karabağ Savaşı’nda ve takip edilen süreçte bile İran, Azerbaycan’a karşı Ermenistan’ı her türlü destekledi. Hatta İran’dan Ermenistan’a silah taşıyan konvoy, Türk SİHA’ları tarafından imha edilince, İran bu meseleye sahip bile çıkamadı.
HANİYE’NİN KANI ÜZERİNDEN KİRLİ PAZARLIK
HAMAS Lideri İsmail Haniye’nin kanını, güya Gazze’de 21 günlük ateşkes sağlanması pazarlığıyla, ABD ve İsrail’e sattıklarını, bizzat İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan, ‘bizi aldattılar’ yakınmasıyla itiraf etti.
Irak, Suriye, Yemen ve Lübnan’da milyonla Sünni Müslümanı katletti, İran. Fakat bugüne kadar hiçbir önemli Yahudi veya Siyoniste ilişmedi.
Şimdi Hizbullah üzerinden Lübnan’da sopa yemeye başlayınca, bütün Müslümanları yardıma çağırıyor.
TÜRK DEVLETİ KENDİ YOLUNDA YÜRÜR
Peki, hangi durakta bizi satacağını bilemediğimiz İran ve riyakâr siyasetine nasıl payanda olacağız? Bu İran’a mı güveneceğiz?
Evet, Türk Devleti, Batılı emperyalistlere ve Siyonist ahlâksızlara karşı mücadelesini uluslararası hukuk, diplomasi ve ekonomik yaptırımlar eşliğinde, aralıksız sürdürecek. Fakat bu mücadele, kan tüccarı İran’a payandalık şeklinde değil; Türk Devleti’nin kendi hassasiyetleri ve mertçe duruşu çerçevesinde yürütülecek.
Bu arada hiç kimse de medyada veya orada-burada İran güzellemeleri yapmasın. Ve de hiç umutlanmasın… Tuluat tiyatrosu devam ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.