Sevgili anadolugazete.com.tr okuyucularımız; İnanın yüzlerce yazı yazdım ancak bu yazımı yazarken ki kadar devletin bu kadar ayaklar altına alındığına şahit olmadığım bir yazı kaleme alıyorum.

Altmışlı yaşları yaşadığım süreçte, onlarca koalisyon hükümetine, darbelere şahit olmuş bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, mevcut durumda ülkemizi kendilerince milliyetçi, devletçi olarak kabul edenlerin yüksek destekleri ile idare edenlerin dönemine kadar devlet idaresinin bu derece ayaklar altına alınıp yerlerde sürünmesine şahit olmadım.

Asılan ve adı evli olan sevgilileri ile anılan o nedenle "Bebek Davası, Köpek Davası" ile yad edilen Başbakan döneminde, bastonunda alenen parti amblemi olan Cumhurbaşkanı döneminde,

Ülkemizde günde onlarca suçsuz vatandaşın öldürüldüğü süreçte bana "sağcılar cinayet işledi dedirtemezsiniz" diyen İslam köylü Sülü döneminde,

“Benim Memurum işini bilir” diyen, papatya başkanı eşi olan Malatyalı döneminde,

İhtilal yaparak binlerce suçsuz insanı işkenceden geçirten, "1 sağdan, 1 soldan" diyerek suçsuz yere ölümlere sebep olan generalliği alınmış "Netekim" döneminde,

Hal müdürlüğünden gelme uzaktan kumandalı Başbakan döneminde,

Meydanlarda halka "Bacınız bıttığınıza kurban olsun" diyen, hizmetçisinin üzerine çiftlik alan Başbakan döneminde bile inanın bu kadar çürümüşlük, bu kadar ayağa düşmüşlük görmedim!

Bütün atanmış bakanlar, bütün atanmış bürokratlar, devletin bütün olanakları ile uçak biletlerinden, yemelerine, içmelerine, devletin bütün araçları ile hem de maaş dışında harcırah adı altında tüyü bitmedik yetim hakkı olan haram ödemeler alarak İstanbul’a mitili attılar.

Başkent'teki bütün devlet daireleri boş, işi olana "seçimden sonra gelin" randevusu veriliyor!

Allah korkunuz yok bunu anladık da kullarından da utanmadan devlet adına parti propagandası derdindesiniz!

Adları bakan, görevleri sekretarya olan bu baka(n)mayanlar günlerdir Ankara’yı terk ederek İstanbul Belediye Başkanı seçimi derdindeler, hele hele formaliteden de olsa tarafsız olması gereken İçişleri, Adalet, Dışişleri Baka(n)mayanları’na ne demeli? Kapı kapı oy dileniyorlar.

Yazık bu devletin kıyıda, köşede son kalan iki üç çivisi vardı onu da çıkardınız, bozuk tavuk yumurtasına çevirip resmen CILKINI çıkardınız!

100 Yıllık Cumhuriyet hükümetleri döneminde görülmemiş, yaşanmamış, olmaması gereken ne varsa yaparak kurumları, kuralları alt üst ettiniz yazıklar olsun demeye bile gerek yok çünkü zavallı emir erlerisiniz, sizlerden bırakın devlet adamlığını, kolay kesilen içi kurtlu boş kavak ağacı bile olmaz!

Topunuz, hepiniz gittiniz, seçim günü orada olacaksınız bu halk size öyle bir ders verecek ki demokrasiye verdiğiniz zararlar nedeniyle eğer yüzünüz varsa bırakın vatandaşı en yakınlarınızın yüzüne bile bakamayacaksınız. İmamoğlu’na zarar değil gücüne güç kattınız!

Vatandaş sayenizde hizmet için değil de rant ve yağmalama için İstanbul dediğinizi net gözlerle gördü, uyuyanları da uyandırdınız!

Geçmiş olsun!!!