Dursun Erkılıç

Dursun Erkılıç

Kılıçdaroğlu kendine engel olamıyor, Karayalçın adaylık taksimi yapıyor

Kılıçdaroğlu kendine engel olamıyor, Karayalçın adaylık taksimi yapıyor

CHP’nin özgül ağırlığı, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Benim iki büyük eserim vardır; biri Türkiye Cumhuriyeti diğeri Cumhuriyet Halk Partisi” demesiyle doğrudan bağlantılı elbette. Ancak koşullar o kadar değişti ki; eserin içinde sarsıcı fırtına eser oldu! Dinecek gibi de görünmüyor…

PERŞEMBENİN GELİŞİ MİSALİ…

Böyle olacağı belliydi. Dünkü yazımın girişi şöyleydi:

“Politika Kasabasında dün ilk defa CHP’yi gündem dışına iten gelişmeler yaşandı! Umarım CHP’liler bunun intikamını almaya kalkmaz!”

Önceki gün, NATO kasırgasına kapılan dünya ve Türkiye’yi esir alan hayat pahalılığı ile kuşa dönen emekli maaşı tartışmaları CHP’yi gündemin ilk sıralarından aşağılara indirmişti. Buna bir gün sabredebildiler ve gündemi ele geçirmek için intikam cengine çıkarak yine zirveye oturdular! Hem de Litvanya’daki NATO Zirvesinde dünyayı sarsacak çok önemli görüşmelere ve alınan kararlara rağmen başardılar bunu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşmeleri CHP’liler için ‘yok hükmünde’ olabilir fakat bu görüşmeler Türkiye açısından kısa vadede beklentilerin üzerinde faydalı sonuçlar verebilir. AB’ye üye oluruz demiyorum ama en büyük ticaret ortağımız ile alış/verişimiz ivme kazanabilir. İsveç bile bu yönde mesajlar verdiğine göre umut ekmeği yememizde sakınca yok! Ben de belamı arıyorum! CHP’yi bırakıp nerelere gittim.

KILIÇDAROĞLU ENGEL OLAMIYOR

14 milyonu aşkın emeklinin, yüzde 25 zammın yanında ‘seyyanen’ beklentisinin, ikinci MTV vergisinin ve Torba Yasa içindeki sair maddelerin adını anıp CHP’ye seğirttim. Politika Kasabasının Siyaset Bulvarına varınca, gazete bayilerinin önüne birikmiş, para verip gazete almadan ayaküstü manşetleri okuyanların yanına vardım! Eğile büküle bir haberin içine daldım! Gazeteci Levent Gültekin, Kemal Kılıçdaroğlu’na oturduğu koltuktan kalkmasını ve bir daha oturmamasını söylüyordu! Portakal ötesi, guguk kuşu berisi bu hal ilgimi çekti. Kılıçdaroğlu, meslektaşımıza çarpıcı bir Türkiye ve CHP tahlili yapıyordu:

- Ülke bitti hiçbirimizin kurtarma şansı yok…

Bu değerlendirme üzerine o da ‘ricasını’ dile getiriyor:

- Kemal Bey o zaman aday olma lütfen…

Cevap, ricadan yüce!

- Adaylığımı engelleme şansım yok!

KARAYALÇIN’IN GÖREV TAKSİMİ

Vay arkadaş diyerek, mesleki mahcubiyet içinde, kulağıma çalınan bir şeyler olur mu diye tur attım. Bolca homurtu vardı. Kimseye bulaşmadan eve gittim. Uyur idim uyandım, televizyon karşısına geçtim.

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, “Eskişehir’de bile kaybedebiliriz” diyen Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un sözlerini ‘provokasyon’ olarak nitelendiriyordu…

Bu arada Tanju Özcan Ankara’ya varmış, Kılıçdaroğlu İstanbul’a ermiş, filan…

Haberler ilgimi çekmedi!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerika Başkanı Biden ve yandaşlarıyla yaptığı görüşmelerdeki neşeli hali Türkiye gündemine uymadığı için kanal değiştirdim. CHP’nin marka isimlerinden Murat Karayalçın ile göz göze geldik. Diyordu ki:

- Ey Ekrem İmamoğlu, CHP’ye genel başkan olmak istiyorsan önce partililerin önüne program koy ve onları ikna et…

Ona uygun gördüğü makamı da gösterdi:

- Sen İBB’ye aday ol…

Akan bantta, gazeteci İsmail Saymaz’ın “İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu arasındaki diyalog en aza indi” haberini okuyunca ekranı kararttım!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dursun Erkılıç Arşivi