Meydanları coşturan
Sandık da dibe vuran siyasetçi, siyasetin Türkmen beyi, siyasetin ulu çınarı, siyasetin Anadolu fırtınası, siyasetin ve Kırşehir’in yiğit evladı Osman Bölükbaşı.
Politikadaki yerini asla şahsi menfaatleri için kullanmamıştır. Kullansaydı bugün Kırşehir köy kalır mıydı?
Siyasi arenada yiğitliğini, mertliğini, dik duruşunu hiç bozmadı. Birçok siyasetçiye örnek oldu. Türk siyasi hayatı içerisinde çıkar, menfaat gözetmedi.
1946’dan günümüze kadar da çok partili rejim konuşuldu, konuşuluyor. Ancak ne seçim sistemi ve de siyasi partiler kanunu değişti. Merhum Bölükbaşı’nın ifadesiyle; “Hamam aynı tellaklar değişti” diyor.
Bugün de öyle değil mi? Benim neden partim olmasın diyenin, tabelası değişiyor. Kimin rengi yeşil, kimin rengi kırmızı, sarı…
Hepsi de demokrasi çatısı altında duruyor. İktidara gelen bir dönem saltanat sürüyor. Sonra hatırlayan bile olmuyor.
1946’dan günümüze kadar bir sürü siyasi parti kuruldu kaçını hatırlıyorsunuz. Dağılmada günümüze kadar duran hiç iktidar olmayan hep muhalefette kalan CHP var. Onun dışında kurulan partiler birçokları demokrasi çöplüğündeler.
Osman bölükbaşının Millet Partisi de bugün demokrasi arşivlerinde. Osman bölükbaşının partisi hatırlan masada, nükteleri ve kıvrak zekâsıyla meşhur merhum siyasetçidir.
Hiç bir lafın altında kalmaz. Tür siyasi tarihin de o kadar çok anıları var ki, Süleyman Demirel ile bir anısında şöyle gerçekleşmiştir..
Vakti zamanında Süleyman Demirel, yeni siyasetçi olduğu dönemlerde Kırşehir'e mitinge gelir. Kırşehir bir dönemin başbakanını karışılmadığının faturasını ağır ödemiş.
Adnan Menderes geldiğinde meydanlarda kimseyi bulamayınca Ankara’ya varınca ili kaza yapıyor.
Kırşehirlilerin ağzı yanmış, il iken kaza olmuş, kaza olan ile bağlanmış. Kırşehir halkı dönemin başbakanının egosuna kurban olmuş. Daha sonra tekrar il olsa da kanadı kırık kuşa dönmüş. O günden bu güne kadar Kırşehir ne uça biliyor, ne koşa biliyor.
Elinde kazaları alınmış, yatırımlarda uzaklaştırılmış. Kırşehir halkı bir tokat da Süleyman Demirel de yemeyelim diye meydanları doldururlar. Kurbanlık deve falan keserler gösteri olsun diye.
İlerleyen tarihlerde bir yerde; Süleyman Demirel, Osman Bölükbaşı ile karşılaşır ve sohbet esnasında Demirel, “üstadım geçenlerde sizin memlekete gittim Kırşehir'e. Çok iyi karşıladılar, çok iyi davrandılar; deve bile kestiler” der. İnceden ayar vermek için de “Duydum ki sana Kırşehir’de koç kesmişler” diyerek tatlı bir laf çarptırır.
Bölükbaşı hiç duraksamadan Demirel'e cevabı yapıştırır, “Evlat bizim buralarda deveye deve, koça koç keserler...” der…