Dr. A. Ahmet Yücer

Dr. A. Ahmet Yücer

Meyve ve sebzeler neden dökülüyor?

Meyve ve sebzeler neden dökülüyor?

Son zamanlarda sosyal medyada sık sık yol ve dere kenarlarına dökülen meyve-sebzelere ilişkin fotoğraflar yayınlanmaktadır.

Bu fotoğrafların altına yapılan yorumlarda da; dökenler hainlikle suçlanmakta, beddualar gırla gitmekte, devletin önlem alması ve dökenlerin cezalandırılması istenmektedir.

Meyve sebzede üretici fiyatları yükselmedi mi?

Hayatın olağan akışında üretici üretmek, pazarlamacı da nakletmek ve satmak ister. Ancak mazot, tohum, ilaç, gübre, sulama, enerji, isçilik vb. girdi maliyetlerinin yükseldiği yerde, doğal olarak üretim maliyeti yükselir.

TÜİK Nisan 2024 ayında son bir yıllık Tarımsal Girdi Fiyat Endeksinin %52,2 artış gösterdiğini açıklamıştır. Yani çiftçinin geçen yılki gelirini elde edebilmesi için ürün fiyatlarının da en az %52 artması gerekirdi.

Oysa hem girdi maliyetleri yükselmiş hem de havaların ısınmasıyla çiftçinin ürünü hızla olgunlaşmaya başladığından sebze hallerinde ürün bollaşmış ve bırakın fiyatların yükselmesini geçen yılkı fiyatların bile altına düşmüştür.

Pazarlama aşamasına gelmiş meyve sebze niye dökülür?

Komisyoncu “çiftçiye ürün getirme” diye haber salarken, bazı çiftçiler işçi maliyetlerini kurtarmıyor diye ürünü tarlada bırakmış, bazıları da komisyoncuda satılmayan ürününü yol kenarlarına dökmüştür.

Bazı çiftçilerin ya da aracıların büyük şehirlere kadar götürdüğü ürünlerin de toptancı hal zincirine uymadıkları için değerlendirilemediği ve düşük fiyat nedeniyle rastgele döküldüğü görülmüştür.

Bu iktidar aleyhine bir kampanya mı?

Sosyal medyada bunun “fiyatları yükselterek iktidarı yıpratmak amacıyla yapıldığı” iddia edilse de bu iddiaların da mesnetsiz olduğu görülmektedir.

Tarımsal girdi maliyetlerinde fiyat artışını durduramayanları destekleyen troller, marketlerdeki meyve sebze fiyatlarından hareketle çiftçiyi suçlamaktadır.

Marketlerdeki yüksek fiyatların sorumlusu çiftçiler midir?

Nihai tüketicinin marketlerde ödediği fiyatın çok küçük bir miktarı çiftçinin eline geçmektedir. Bu oran mevsimlere göre değişmekle birlikte çoğu zaman %20-25 aralığındadır.

Yani tüketicinin ödediği her 100 liranın 20 lirası çiftçiye ancak ulaşmaktadır. Tüketicinin yaptığı ödemenin düşürülmesi ya da üreticinin payının artırılması, gerekli önlemlerin alınmasına bağlıdır. Bu önlemleri alacak olanlar da merkezi ve yerel yönetimlerdir.

Pazarlama sorunları çözülemez mi?

Aslında alınacak önlemler sektör mensuplarınca bilinmektedir. Ancak ne hikmetse karar vericiler tarafından bir türlü uygulamaya konulmamaktadır. Bu önlemler;

  1. Sanayilik çeşitlerin üretiminin (salcalık, tursuluk, reçellik, kurutmalık, meyve suyu vb) yaygınlaştırılması,
  2. Belediye ve özel idarelerce çiftçilere tohum, fide ve fidan dağıtımında erkenci ve geçci çeşitlerin seçilerek üretimin sezona yayılması,
  3. Sebze meyve ticaretinin sadce toptancı halleri ve komisyoncular üzerinden yapılması gibi cebri uygulamadan vazgeçilmesi,
  4. Pazarlama kanallarının genişletilmesi, kayıt altına alacağız diye daraltılmaması, sözleşmeli üretim yapan şirketlerin doğrudan üreticiden alıp satmasının önünün açılması,
  5. Sebze hallerinin her komisyoncu için ilçelerde en az 30, illerde 60 ve büyükşehirlerde 90 tonluk soğuk hava deposu olacak şekilde planlanması ve revize edilmesi,
  6. Şehirlerarası meyve sebze naklinin frigorik kamyonlarla yapılmasının zorunluluk haline getirilmesi,
  7. Bakanlığın müstakil bir pazarlama destek programını uygulamaya koyması, ambalaj, tasnif, soğuk depo ve soğutmalı nakil vasıtalarını destekleme kapsamına alması,
  8. Belediyelerce fiyatı düşen ürünlerin seri bir şekilde alınıp yerel halka gıda yardımı olarak dağıtması,
  9. Meyve sebze dış ticaretinde hükümetin ihracat desteklerini proaktif ve hızlı bir şekilde uygulamaya koyması gerekmektedir.

Sonuç

Üreticiye ya da pazarlamacıya “beddua etmek” ya da “hainler” diyerek suçlamak sorunu çözmüyor. Tıpkı karanlığa küfretmenin çözmediği gibi.

Karanlığa mum yakacak olanlar doğrudan doğruya politika yapıcılar ve karar vericiler yani merkezi ve yerel yönetimin başındakilerdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Dr. A. Ahmet Yücer Arşivi