Mülteci meselesi?
Güzel ülkemin güzel vatanımın bu aralar en büyük sorunu göçmen sorunu. Ne acı bir tablo ülkesinden kaçıp gelen veya kaçmak zoruna olup ta ülkemize sığınan göçmenler son günlerde başımıza inanın bela oldu.
Evet göçmenler misafirdir, ev sahipliğini iyi yapmak lazım, Allah rızası için yardım edip elinden tutup misafirliği bittiği zamanda yolcu olmasını beklediğimiz göçmen misafirlerimiz bırakın gitmeyi bu vatanın asıl sahibi olanları buradan sürmenin derdinde.
Suriye’den gelen ve yaklaşık on yıldan fazla bir zamandır konuk ettiğimiz dört milyon kimine göre beş milyondan fazla Suriyelilerin yarattığı problemler artık göz ardı edilemez duruma geldi. Hatta öyle boyutlara ulaşmaya başladı ki tedbir alınmazsa korkarım ki büyük çatışmaların fitili ateşlenecek ve bu işten Türkiye büyük zarar görecek.
Sorunları ve problemleri her geçen gün artan Suriyelilere bir çare bulunmazsa sorunlar daha da artacak, hatta kötü neticeleri olan, içinden çıkılmaz bir hal alan meseleye dönüşmek üzere bunu artık söylemek zorundayız.
Bana göre bu durum nasıl bir şey biliyor musunuz? Bunun adı resmen bir işgali andırıyor hem de adı konulmamış bir işgal. Misafirliğin böylesi görülmemiştir. Buna ya yüzsüzlük veya en kötü tabiriyle sinsi bir planın parçası demek daha yerinde olacaktır.
Bütün kamuoyunun bildiği fakat pek çok devlet yetkilisinin dile getirmekten çekindiği ve sakladığı bir durum var. Özellikle Suriye’den gelen mülteciler içinde ajanların cirit attığı artık saklanamaz bir gerçek.
İran, Irak, Rus ajanlar ne yazık ki ülkemizde cirit atıyor. Bunların ne kadarını bizim istihbarat yakalıyor bilmiyorum ama bu ajanların irtibatlı olduğu ülkeler var deniyor. Başta ta ABD, Alman, Fransız, İngiliz ajanları ne yazık ki ülkemizde cirit atmaktadırlar.
Bu ajanların geçmişte birçok ülkede yaptığı çalışmalar sonrası neler olduğunu o ülkelerin nasıl sefalete sürüklendiğini, kan ve gözyaşının eksik olmadığı ülkelere dönüştüğünü yakından izliyor ve görüyoruz.
Bu ajanların göçmelerin arasına karışıp onları silahlandırılıp toplu bir isyana kalkışmaları hiç de uzak ihtimal değildir. Nitekim Şanlıurfa’da Göç İdaresini basan bu insanlar binayı tarumar etmişlerdir. Bu olay münferit dense de aslında münferit değil kafalarını göre yaşamayı buyruk edinmiş kural ve kanun tanımayan bu Suriyelilerin yaptığı çok sıradan olay değildir ve ilk olmayacaktır korkarım.
Hatırlayın geçen hafta İstanbul bir Suriyeli kabadayının sandalyesini çekip sokağın ortasına oturup “erkek olanınız gelsin” meydan okumasına ne dersiniz. Otobüslerde onların yüksek sesle konuşmalarına alışığız. İkaz edenleri tehdit ettiklerine de şahit olduk.
Yani işin özü işin sonu hiç iyi yerlere gitmiyor. Önceden biz mültecileri kardeşimizdir göndermeyin diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ankara’da büyükelçilerle iftar programında ilk kez Suriyelileri gönderme gayreti içerisinde olduklarını açıkladı.
Daha önce MHP Lideri Devlet Bahçeli de dile getirmiş ve ülkesine bayram için giden Suriyelilerin dönmesine gerek yok. Madem gidiyorlar madem orada güvenlik sorunu yok rahatlıkla ülkelerinde kalabilirler diyerek bu aşın artık bir çözüme kavuşmasının zamanı geldiğini açık açık söyledi.
Oy uğruna lütfen bu kötülüğü memleketimize yapmayalım. Yarın veya ertesi gün başımıza büyük işler açacağını görmek için kör olmak lazım. Lütfen devletimiz bu konuya artık çözüm bulsun. Bunları oy potansiyeli görüp vatandaşlık vermesin sonra geri dönüşü olmayan sonuçların altından kalkamayacağız buda böyle biline…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.