Cemal Kayı

Cemal Kayı

Ne yapmalıyım?

Ne yapmalıyım?

Marketten çıkan vatandaşın çevreye sesini duyururcasına: "Şeker gene yoh, gene saklamışlar, ellam zam gelecek!" diye yakınması karşısında; "Şeker fabrikaları nerede? Kırşehir Şeker Fabrikasına n'oldu?

Tokat Turhal, Alpullu, Kayseri Şeker Fabrikaları gibi onlarca şeker fabrikalar neden kapatıldı?

Sen önce onu bir sorgula. Bak ben Avrupa'da yaşıyorum, bir Avrom on sekiz Türk Lirası, inan ben bile burada alışverişte zorlanıyorum" dediğimde; "Avrupa bizi kıskanıyor" diyerek soruma cevap vermeden oradan kaçışı karşısında:

NE YAPMALIYIM?

Mazot yirmi sekiz lira, yollar bomboş, ne gelen var ne giden, ara sıra tek tük otobüsle çevre köylerden gazla çalışan çarpık, rengi bozarmış Toros'lar geçiyor. Benzinlik çalışanları sırtlarını büronun camlarına vermiş, kimi burnunu karıştırıyor kimi, başı eğik gözü yerde kötü kötü düşünüyor.

"Bu gidişle yakında benzinlikler kapanır işsiz kalırsanız ne yaparsınız,  nasıl neyle geçinirsiniz ?" diye soruyorum.

"Aman abi, sabah sabah kötü kötü konuşup da moralimizi bozma!" diye elini sallayarak beni oradan uzaklaşmak istemesi karşısında:

NE YAPMALIYIM?

İç Anadolu'da şiddetli yağan doluyla karışık yağmur zarara sebep oldu. Tarlalarda başaklar boş, gövdeler yatık.

"Zararınızı kim nasıl karşılayacak, kooperatif borçlarınızı, banka borçlarınızı nasıl ödeyeceksiniz, ürününüz neden sigortalı değil? diye sorduğumda boynunu bir tarafa büküp:

"Allah kerimdir, deldiği boğazı aç koyacak değil ya herhalde bir çare bulunur" diye cevap vermeleri karşısında:

NE YAPMALIYIM?

Köyde evinin sığırlarını güden, KPSS'ye çalıştığını söyleyerek hiç bir kitap gazete okumayan, üniversite mezunlarının beni gördüğünde yolunu değiştirip, benimle konuşmamak için kaçtığını gördüğümde:

NE YAPMALIYIM?

Evinden alıp bir torbaya doldurduğu “çocuk bezi, plastik şişe, karpuz kabuğu, pil, tekstil” parçaları vb. gibi atıkları kendi evinden ayrıldıktan hemen sonra ilk gördüğü dereye fırlatan “AYI”yı gördüğümde

NE YAPMALIYIM?

"Yirmi yıl talana, vurguna soyguna yok edilişe! Ortak olup birden keramete ermiş gibi:

"Vicdanımın sesini günlerce dinledim. Bunca israf, bunca ayrımcılık bunca vurdumduymazlık, bunca egolu tavırlar karşısında sanki dağları ben yaratmışım dercesine tabana tavandan bakan bir çalışma anlayışıyla, bir yönetim ile artık bir arada olmam mümkün değildir" demeçleri eşliğinde sırıtarak, yeni partisinin rozetini yakasına taktıranlarla o rozeti bu utanmazların yakasına takanları gördüğümde:

NE YAPMALIYIM?

Bugünün gazetelerinde gördüm gazeteler;

"Kendisini şifacı olarak tanıtıp, hastasını falakaya yatırarak ayaklarının altına sopayla vurarak tedavi ettiğini” öne süren, “Mala Ali Kürdistani” lakaplı Iraklı Molla Ali Kalak, yaklaşık bir yıl sonra yeniden İstanbul'a geldi.

Beylikdüzü’nde bir otomobil içinde görüntülenen Kalak, bu kez hastasının kafasına ve sırtına vurarak cin çıkarttığını iddia etti" yazıyordu.

NE Mİ YAPMALIYIM?

Valla sizleri bilmem de ben, en iyisi budur deyip dertlerimden kurtulmak “memleket meselelerini tınmamak” için memlekete gelmişken;

Iraklı, Mala Ali Kürdistani'den randevu alıp sırtıma kafama sopalarla vurdurup içimdeki cinleri çıkarmam gerektiğine karar verdim.

Saygılarımla...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cemal Kayı Arşivi

Atlar

15 Mart 2023 Çarşamba 00:05