Normalleşme ve yumuşama
Merhaba kıymetli okurlar, bundan sonra haftada en az bir gün, bu sayfada sizlere objektif bir bakış açısıyla siyaset ve ekonomi üzerine kaleme alacağımız yazılarımı takdim edeceğim. Eleştiri, yorum ve beğenileriniz için şimdiden teşekkür ederek sizleri ilk yazım ile baş başa bırakmak istiyorum.
***
Memleket adeta yangın yeri… İçeride ve dışarıda büyük sıkıntılar var. Parti temsilcileri birbirlerine sert çıkışlar yapıyor, sonra da “Alınmayın” diyorlar. Karşı taraf ise “Ne alınması efendim, biz birbirimize nezakette kusur etmeyiz” diyerek sözlerini yumuşatıyor. Peki kardeşim, siz kiminle dertlisiniz?
Madem birbirinize bu kadar saygılısınız, madem normalleştiniz; halktan ne istiyorsunuz? Siz birbirinize karşı yumuşarken, milleti neden geriyorsunuz? Gözler önünde sergilenen bu kavgalar bir tiyatro değil mi? Halk, bundan sonra size nasıl inanacak?
Suni gündemleri bir kenara bırakın, gerçek sorunlara dönün. Ülke ekonomisi çökmüş, millet ekmek alamaz duruma gelmiş. Ortadoğu kan gölüne dönmüş, yarın sıranın ülkemize geleceği devletin en tepesinden söyleniyor. Ancak kameralara karşı sert söylemler kullananlar, bir araya geldiklerinde daha dostane bir tavır sergiliyor. Bu olacak iş mi?
Emekli aç, esnaf ve çiftçi tükenmiş. İktidar bu sorunlara çözüm bulmak zorunda. Sonra isteyen “normalleşsin,” isteyen birbirini alkışlasın. Ama önce milletin sesine kulak verin!
İktidar kâğıt üzerinde enflasyonu düşürmeye çalışıyor, muhalefet normalleşme ve yumuşama peşinde, halk ise unutulmuş. Kimsenin derdi millet değil! Artık her vatandaş ekonomi uzmanı oldu. 12 bin liralık emekli maaşıyla, 17 bin liralık asgari ücretle nasıl geçineceklerini hesaplamaktan bitap düştüler.
Başta iktidar olmak üzere, tüm parlamentoyu çarşı pazara davet ediyoruz; gelin, milletin halini kendi gözlerinizle görün. Halk, “normalleşme” değil, çözüm bekliyor. Tiyatro istemiyor, gerçekleri görmek istiyor!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.