Dursun Erkılıç

Dursun Erkılıç

Şairlerin dilinden Ankara -1-

Şairlerin dilinden Ankara -1-

Politika Kasabasının Siyaset Bulvarında gezinmekten daral gelenleri, her Pazar şairlerin Ankara dizeleriyle buluşturmak istiyorum. Başlayalım…

***

Başkent olmak kolay değil.

Sevilmeli, sayılmalı o kent!

İlham vermeli…

Ankara seviliyor, sayılıyor, koruyor, ilham veriyor…

Bunu en iyi, peşine düşüp, koluna girdiğiniz şairlerle yapacağınız bir gezinti ile görüp anlayabilirsiniz.

Haydi takılalım peşlerine şairlerin. Bakalım bizi nerelere götürecek, neler diyecekler?

***

Nazım Hikmet, muhteşem eserinde “Memleketimden İnsan Manzaraları” sunarken anlattığı Ankara, savaş yorgunu ve fakat zafer muştucusudur:

(…)

Hipodrumun yanından geçiyor.

Ve yepyeni bir şehir karşıdadır:

kibirli ve muzaffer

inkar ederek varoşlarını

bozkırın ortasında başıboş bir israfla peyda oluveren.

(…)

***

Başkent koruyucu da olmalı dedik ya…

Belki de bu yüzden Attila İlhan, “İlk Kelepçe” vurulunca, sahipsiz kalmışlık hissiyle Ankara’ya yükleniyor:

“ulan ankara ben senin oğlun değil miyim”

***

Behçet Kemal Çağlar ise;

“Sevdiğimden daha çok bana işlemiş şehir

Ey canımı okşamış, sarmış, dişlemiş şehir”

Diyor ama sonra da yitip gidenlere yanıyor, isyan ediyor…

**

Can Yücel, “Baharla Ölüm Konuşmaları” yaparken ne diyordu:

VII

Buket diye bahçeli bir meyhane vardı Yenişehir’de

Yıkıldı çoktan GİMA var şimdi yerinde

Kenarı küplerle çevrili o küçücük havuzun

Yamacında bir masa

Cahit Ağabey’le otururduk yaz gecelerinde

(…)

Ne Cahit kaldı ne küpeli fiskiye

(…)

Ve “Başkentizm” ile gelen bir ince hastalık:

Bu yalnızlık bir karanlık

Gün ağardıkça da bitmiyor

Bu ne biçim bayram günü

Dönüşü yok Ankaralık.

Başkentizm bir hastalık.

***

Cemal Süreya, “Oteller Hanlar Hamamlar İçin Sürekli Şiir” yazarken kendinden geçmekle kalmıyor diyeceğini yüzüne diyor:

“Ankara Ankara. / Ey iyi kalpli üvey ana!”

Sonra da şairlere sesleniyor:

“Şair arkadaş, / bir derdin mi var / bir şeyler çıkarmak mı istiyorsun derdinden / Ankara’ya gelmelisin.”

***

Aka Gündüz Ankara’yı sevmese; “Ankara, Ankara güzel Ankara” diye başlayıp, bahtı karaları Ankara yoluna düşürür müydü?

Bendeniz de bundan mülhem;

Ankara Ankara güzel Ankara

Ne olsun kimsenin bahtı kara

Ne görmek istesin seni

Kovsan da sövsen de senden ayıramazsın beni

Katlanmışlığına bürünür müydüm?

***

Şairane Ankara turumuzu haftaya Pazar günü başka şair dostlarla sürdürelim…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Dursun Erkılıç Arşivi