Kılıçdaroğlu neden kaybetti? Erdoğan nasıl kaybeder?
Seçim bitti, takke düştü, kel göründü…
Artık bazı şeyleri daha rahat dile getirmek mümkün.
***
19 Şubat 2018’de hasta yatağındayken, Kemal Kılıçdaroğlu’ndan gelen ‘geçmiş olsun’ telefonu sonrası kaleme aldığı, “Kılıçdaroğlu’nun en büyük dezavantajı: İyi insan olmak!” diyen Ahmet Hakan; ateşler içinde kıvranırken bir kez daha o meşhur cümleyi sayıklamak durumunda kalıp, “Kemal Kılıçdaroğlu iyi bir insan...” derken, gerekçeleri farklı olabilirdi ama bugün bilmem kaçıncı kez kaybedilmiş bir seçim söz konusu olduğu için daha gerçekçi yazmak, konuşmak durumundayız…
***
Soru net:
- Kemal Kılıçdaroğlu, her şey lehine iken neden kaybetti?
Cevap, çoğullaşıp ‘cevaplar’a dönüşüyor!
Evet, Kemal Kılıçdaroğlu, kazanması gereken seçimi hatta seçimleri neden kaybetti?
***
Şun(lar)dan:
- Önceki seçimlerde siyaseten para etmediği sanılan ‘beka’ meselesini ıskaladığı için…
- Dünyada yükselen milliyetçilik ve beka meselesine rağmen bu ülkenin polisini, askerini hedef alan açıklamaların partililer tarafından dile getirildiği için.
- Çoklunun da ötesinde pek çoklu ‘cumhurbaşkanı yardımcılığı’ ve bakanlık vaatleri ile partisini sıkıntıya sokacak kerte fazla sayıda milletvekilliğini oy oranları tartışılan masa arkadaşlarına cömertçe pay ettiği için…
- Her söylenenin belge niteliği taşıdığı bir çağda, kendisi ve parti yönetimi tarafından ortama göre tavır takınarak söylenen sözlerin rakipleri tarafından güçlü bir propaganda aracına dönüştürüldüğü için…
- Daha da açmak gerekirse: Terör ve teröristle adeta iş birliği içinde oldukları izlenimi uyandıran iddiaların çürütülmesi bir yana, terör odakları tarafından yapılan ‘destek’ açıklamalarıyla bu iddia güçlendirildiği için…
- Kamuoyunda Türkiye düşmanı olarak bilinen ülkelerin en yetkili ağızları ve medyası tarafından Erdoğan’a savaş açıldığı için…
- TEKNOFEST’in açıldığı gün, festivalin düzenlendiği İstanbul Atatürk Havaalanının, sahibi Türk olan Amerikalı bir şirkete tahsis edileceği açıklandığı için…
- Başta Azerbaycan, Libya ve Suriye ile Akdeniz ve Karadeniz olmak üzere, “Ne işimiz var” yaklaşımı sergilendiği için…
- Cazip fakat inandırıcı olmaktan uzak vaatler açıklandığı, sözler verildiği için…
- Parası kara ve kirli mahfillerden 300 milyar dolar ‘temiz para’ sözü alındığı için…
- Ekonominin emanet edileceği kadroya yurt dışından Jeremy Rifkin gibi isimlerin kurtarıcı olarak alınacağı duyurulduğu için…
- CHP’nin dününde ve bu ülkenin kurucu iradesinde inanç ve köken vurgusu, ayrımı yapılmamasına rağmen bunlarla ilgili video paylaşımlarında bulunulduğu için…
- Depremzedelerle ilgili akıl ve vicdan dışı paylaşımlar ve uygulamalar için…
- Her biri açılıp altı doldurularak uzun uzun üzerinde durulması gereken bu ve benzeri söylemler, eylemler kamuoyu tarafından hiddetle karşılandığı için…
***
Listeyi uzatmak mümkün olabilir ama bu kadarıyla bile bundan sonra hem CHP’nin hem de Kemal Kılıçdaroğlu’nun işinin zor olduğunu söylemek abartı olmaz.
İşi kolay olan yok mu derseniz, var! Masadan, hayal bile edemedikleri kadar milletvekilliği devşirenler! Bu yüzden, ‘Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin iç işlerinde asayiş berkemal olursa, birlikteliğin yerel seçimi de kapsayacak biçimde devamı güçlü bir ihtimal. Bunun belirleyicisi genel başkanların tavrı kadar partilerin genel kurullarında yaşanacak gelişmeler ve şekillenecek yeni kadrolar olacaktır…
***
Seçimlerle ilgili olarak, yeniden cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan ve siyaset sahnesinin diğer aktörleri ile ilgili olarak da söylenecek çok şey var.
“Erdoğan nasıl kaybeder” diyen varsa yarın bakarız…
Erdoğan nasıl kaybeder? Ben hakimim masum bey!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.