Suç ve ceza!
Arabanızda *emniyet kemerini* takmazsanız kaza anında "ucu sizin hayatınıza mâl olacak olsa bile (!)" yani, ucunda sizin özel yaşamınız, kendi kişisel tercihiniz olsa da:
Suç işlediğinizden dolayı, *Karayolları Trafik Kanununun: 78/1-A maddesi gereğince, cezaya çarptırılırsınız.
Evde küçük oğlunuz veya torununuz *ellerini boyayıp odanızın veya kendi odasının duvarlarına sürerse ve sorduğunuzda "odamı boyuyorum, bu oda benim odam istediğimi yaparım, siz karışamazsınız(!)" demiş olsa bile; anne baba olarak çocuğunuzu veya torununuzu cezalandırırsınız.
Harçlığından kesersiniz, oyun oynama saatini kısıtlarsınız, hafta sonu arkadaşlarıyla buluşmasını engelleyebilirsiniz.
Askersiniz, kavga ettiniz (Ben yaşadım) sizin bir veya birkaç haftalık çarşı izniniz iptal edilip, çarşıya çıkmanız engellenir.
Mesleğinizde mesleğinizle ilgili cezalar alabilirsiniz hatta açığa alınıp görevden el bile çektirebilirsiniz...
Cinayet işleyen cezasını çok daha ağır bedeller ödeyerek (idam dahil) çeker.
E, 2002 tarihinden bu yana ülkenin altı üstüne gelsin, kadim devlet gelenekleri; tarım, sanayi turizm yok edilsin üretim dursun!
Sokaklar, işsiz evine ekmek götüremeyen, çöpten ekmek toplayan, geleceğini yurtdışında gören gençlerle dolsun, liyakat sistemi ortadan kalksın, hırsızlıkla, ihanetle ajanlıkla itham edilen insanlar en yüksek görevlere getirilsin hatta büyükelçi yapılsın.
Komşu ülkelerle, Suriye ile barış bozulsun! ülkenin Suriye'ye sınır şehirlerinin demografik yapısı Türkiye aleyhine değiştirilsin, Suriyeliler yerinden yurdundan edilsin! On bir yılda Suriyelilere; 100 Milyar dolardan fazla para harcansın, Merkez Bankasının Rezevrleri kurutulsun, nereye gittiği belli olmayan yüz milyarlarca doların akibeti açıklanamasın!
Bugün Suriyeyle barış ara!
Peki, Suriyeyle sorunumuz ne idi?
Niye Suriye'ye savaş açmıştık?
On bir yıl içinde ki, sorunumuz vardı ise(!) çözdük mü?
Neden Şamda Cuma namazı kılmak istiyorduk, o zaman orada kılınan Cuma namazının sevabı daha fazla mı idi, şimdi sevap oranı düştü mü?
15 Mart 2011 tarihinden bu yana Suriye topraklarında kaç asker şehit oldu, kaç ailenin ocağı söndü, kaç çocuk babasız kaldı?
Suriyeyle, Irakla, Mısırla duran ya da gerileyen ticari ilişkilerimizde ekonomik olarak kaybımız ne kadar?
Kim verecek bunların hesabını?
ATATÜRK'ün;
"YURTTA BARIŞ, DÜNYA'DA BARIŞ" sözü, bizim şiarımızdır...
Geç kalınmış olmasına rağmen, Suriyeyle hemen görüşmelere başlanıp, mülteciler gönderilerek sınır güvenliği sağlanmalı, ekonomik sosyal birliktelik yeniden canlandırılmalı, iki ülke askeri güçleri bir araya gelerek her türlü radikal ve bölücü güçlere gereken cezalar verilip onların kökü kazınmalıdır...
Bugün; 200 gr ekmek 4TL
1 litre mazot; 23 TL
1 çeyrek altın, 1625 TL
1 Dolar, 18.09 TL
Elbette, insani, ekonomik, sosyal kayıplara sebep olanlar cezalarını demokratik kurallar içinde önce sandıkta çekmelidir!
Yok öyle!
"Ben sana hayran
Sen cama tırman"
Saygılarımla...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.