Ben okuyacağım kitapları şöyle bir sıralar ondan sonra da o sıraya riayet ederek okurum. Daha birkaç gün önce iki kitap arasından önce okumam gereken kitabı bırakıp Suna Kıraç’ın “Ömrümden ideallerim var” kitabını aldım kitabı iki günde okudum. Kitabın son otuz sayfası Suna Hanımın resimlerinden oluşuyor. Okuduğum her kelime beni derinden etkilerken kitaba müthiş bir heyecan, sevgi ve saygıyla bağladı. 326 sayfa kitabın heyecanı yıllara sığmışken ben iki güne sığdırmıştım. Bir insanın böylesine onurlu mücadeleyi bir ömre sığdırmasını takdirle karşıladım. Ancak kitabı bitirdiğim günün ertesi günü on yılı aşkın ALS hastalığı sebebiyle mücadele ederken Hakkın Rahmetine kavuşması beni derinden etkiledi. Kitabın etkisinden henüz çıkamadan Suna Hanımefendinin ölümü inanın beni inanılmaz derecede etkiledi. Sanki yakınımı ablamı kaybetmiştim. Şu an karşımda duran kitabın kapağındaki gülen yüzüyle sanki hayatın zorlukları karşısında yılmadığını hayatı boyunca hep mücadeleyi gülerek karşılarken umarım cennetin kapılarını da o gülüşü ile aralıyor, diye düşünüyorum. Allah’ımız mekânını cennet eylesin, Suna ablamız/annemiz.

Ömrünü ülkesine adamış Suna ablamız/annemiz. Zaman, zaman babası Vehbi KOÇ ile idealleri uğruna mücadele etmiş ve haklılığını her daim ortaya koymuştur. Babası daha geleneksel Suna Kıraç hem ilerici ve hem de geleneksel yapıyı bozmayan aşırılığı reddeden bir insandı. Babasına karşı her zaman çalışanlarını savunan onların hakkı için mücadele eden biri olmuştur. Eşi İnan Kıraç’ın ve kızı İpek Kıraç’ın bir tanesi olmayı başarmıştır. Daha işin başınayken evlenince işi bırakır diyenlere inat tarihe şerh koymuştur. Annesi yıllar yılı Sadberk hanımın topladığı tarihi eserleri müzeleştirmişlerdir. Hatta annesi ile birlikte birçok eseri beraber almışlar bu sayede kendiside tarihi eserler konusunda bir uzmana dönüşmüştür. Sonrasında Suna–İnan Kıraç müzesini de tamamlamışlardır. Daha birçok müzeye sahip olan Koç ailesi, eğitimde de inanılmaz başarılara imza atmışlardır. Vehbi Koç Vakfı, Özel Koç Lisesi ve ardından Koç Üniversitesi’ni hayata geçiren onun için hayatının tamamını ideallerine ayıran Suna Hanım ömrünün son on yıldan fazlasını ALS hastalığı ile mücadele etmiştir. Hastalığı ile ilgili mücadelesini yaşadığı zorlukları kitabında okuyarak hayal ettim. Hastalığı boyunca eşi İnan Bey ve Kızı İpek hanımın da eşsiz sevgi ve saygı dolu mücadelesine kitap satırlarında okuyarak şahit oldum.

Türkiye Eğitim Gönülleri Vakfı’nın kurucusu olmak ise onun için ayrıca gurur ve onur meselesiydi. Şu an Türkiye Eğitim Gönülleri Vakfı’nın internet sitesindeki misyonunu ise şöyle açıklıyor.

İlköğrenim çağındaki çocukların çağdaş ve evrensel değerler ile cumhuriyetin temel ilkelerine sahip, donanımlı ve nitelikli bireyler olarak yetiştirilmeleri amacıyla devlet tarafından verilen temel eğitime destek olmaktır.

Suna Kıraç hanımefendinin ailesi olan Koç ailesi Suna hanımın babası Vehbi Koç’un soyu Hacı Bayramı Veli Hazretlerinin soyundan geliyor. Ahi Haftasının başında Suna Kıraç Hanımefendiyi kaybetmemiz manidardır. Suna Kıraç Ahiliğin felsefesine uyan en önemli şahsiyetlerden biriydi. Çünkü işin ehlinin eğitimle meydana geleceğini biliyordu. Ayrıca iş ahlakının her şeyden önemli olduğunu bilerek müşteri her zaman haklıdır, ilkesini düstur edinmiştir. Yaptıkları işlerde kaliteyi ön planda tutmayı bilmiş ve işçinin alnın teri kurumadan hakkını verebilen bir sisteminde öncüsü olmuştur. Yerli sermayenin öncülerindendir.

Onurlu bir ömür ne bir makaleye ne de bir kitaba sığar. Velhasıl Suna ablamızı/annemizi kaybettik. Ailesi, sevdikleri, iş dünyamızın ve Türk Milletinin başı sağ olsun. Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı ilerici ve ilerici olmasına rağmen geleneklere yürekten bağlı, saygılıydı. Hayatında doğu ve batı sentezini en iyi şekilde yorumlayan ender insanlardan biridir. Doğunun ve batının ilmini Türk kültürü içinde yoğurarak geleceğimiz umutla bakmamızı sağlayan gençliğin yolunu açan önümüzdeki engelleri bir, bir kaldıran beyin göçünün elinden geldiğince önüne geçmek için mücadele eden nadide şahsiyetlerimizdendir. Mekânın cennet olsun, ablamız/annemiz. Mekânın cennet olsun.