Tehlike Tüfe'mi? Yoksa Üfe'mi?
Ekim ayı enflasyon rakamları geçtiğimiz günlerde açıklandı. Açıklanan sonuçlara göre Ekim ayı Tüfe aylık enflasyonda 2,08 yıllık bazda ise 11,90 olarak açıklandı. Üfe aylık enflasyonda 1,71 yıllık bazda ise 17,28 olarak belirlendi.
Karşımıza çıkan bu tabloyu öncelikle yorumlayalım mı? Ne dersiniz?
2017 YILI TÜFE (%) ÜFE (%)
Ay Aylık Yıllık Ay Aylık Yıllık
Ocak 2,46 9,22 Ocak 3,98 13,69
Şubat 0,81 10,13 Şubat 1,26 15,36
Mart 1,02 11,29 Mart 1,04 16,09
Nisan 1,31 11,87 Nisan 0,76 16,37
Mayıs 0,45 11,72 Mayıs 0,52 15,26
Haziran -0,27 10,90 Haziran 0,07 14,87
Temmuz 0,15 9,79 Temmuz 0,72 15,45
Ağustos 0,52 10,68 Ağustos 0,85 16,34
Eylül 0,65 11,20 Eylül 0,24 16,28
Ekim 2,08 11,90 Ekim 1,71 17,28
Geçen bir yazımda vergi zamlarından dolayı üreticinin bir müddet zam yapmamasını piyasaya amortisör olmasını, zamlarını yumuşatmasını istemiştim. Yukarıdaki tabloya baktığımızda, üreticilerin bu zamların bir kısmını tüketiciye yansıtmadığını görüyorum. Ancak ilerleyen zamanlarda bu zamlar piyasaya mutlaka yansıyacaktır.
Bu olaya vatandaşın penceresinden bakacak olursak; önceki aylara göre elindeki parayla şimdi daha da az ürün alabiliyor. Hele birde bu olayı asgari ücretli penceresinden bakarsak. Gerçekten zor bir durum olduğunu görürüz. Hem enflasyon hemde İşsizlik oranlarının artışı da alınacak tedbirlerin ne yönde olmasını açık ve net olarak göstermektedir. Çünkü tüketim azaldıkça, üreticinin ilk yaptığı şey kendisini korumaya almak için işçi çıkarmasıdır. Bu hiçte güzel bir şey değil.
Bunun için yapılacak en önemli tedbir bence çalışana zam yapmaktır. Çünkü çalışan insanlar elindeki imkanlar artarsa mutlaka bu parayı piyasaya yansıtacaktır. Ancak elinde imkanı olmayan, çalışan insanlar mecburen kendini korumaya almak için harcamalarını kısıtlamak zorunda kalıyor. Buda piyasaya aksi yönde etki ederek, işlerin düşmesine sebep oluyor.
Bu cumartesi ve pazar günü çarşıya çıktığımda, cumartesi günü market ve giyim mağazalarında daha az insanla karşılaştım. Pazar günü bu sayı giyim mağazalarında artmıştı ancak bu artışın sebebini düşündüğümde önce anlam veremedim. Çünkü bir gün önce hava iyi olmasına rağmen giyim mağazalarında insanlar çok azdı. Pazar günü ise giyim mağazalarında bir artış vardı. Sonra iyiden iyiye düşündüğümde insanların havanın soğumasıyla birlikte mecburi olan kışlık ihtiyaçlarını aldığını gördüm. Bu alışverişlerde de genelde anne babanın kendine değilde çocuklarına alışveriş yaptığını fark ettim. Bunun sebebine gelince Anadolu insanımızın biz bu giydiklerimizle bu senede idare ederiz; şu çocukların üstünü alalım hele demesinden kaynaklanıyor.
Olaya birde iş yeri sahiplerinin penceresinden bakacak olursak. İş yeri sahiplerine devlet tarafından düşük faizli kredi veriliyor. Bu krediler müşteriye satış imkanı olmadığı için kredilerin geri dönüşü de sıkıntılı oluyor. Bence bu kredilerin iş yeri sahiplerine verilmesi bir şey ifade etmiyor. Çünkü alım gücü olmayan bir kitle var karşısında. Kısacası esnafa balık vermek yerine onların işlerini artıracak formüller üzerine çalışmak çok önemli. Bunun içinde yapılacak en önemli adım çalışan insanların alım gücünü artırmak ve esnafın iş potansiyelini yukarı çekecek tek formüldür. Bunun içinde asgari ücret başta olmak üzere emekli, memur ve işçi maaşlarına zam yapmak gerekir. Çünkü olmayan parayı kimse harcama şansı yok.
Şu an 1.500 alan bir emekli yılbaşından sonra alacağı 60 Lira zammı. Daha şimdiden kaybetti. Bütün kalemlerdeki zammı şöyle bir hesap ettiğimizde. Emeklinin elinde bir şey kalmıyor ki! Kiraya mı versin, markete mi versin. Yoksa ulaşım giderlerine mi versin olmadı hastaneye gidiş gelişlerinde hastaneden kesilen katılım ve ilaç paralarına mı versin. Nereye versin bu insanlar paralarını. Bilmiyorum ki!
Hele birde daha Üfe'nin yüksek artışına rağmen Tüfe'yi frenleyen satıcı bu farkı ürüne yansıttığı an tüketicinin vay haline!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.