Türk eğitim sisteminde temel düşünce ve milli görüş stratejisi uygulanmalı
Millet, toplum hayatında erişilen son merhaledir. İlk çağlarda bir siteler medeniyeti olduğu gibi, bugün de bir milletler medeniyeti vardır. İnsanlığın eri ileri şekli olan millet, modern medeniyetin temeli olan gerçek cemiyettir, diğer deyimle şuurlu topluluktur. Medenî olmak, ancak kuvvetli bir millet olmakla mümkündür.
Kuvvetli bir millet olmak için kalkınmanın ana metotları mevcut eğitim sistemlerinden aldığı temel düşünce ve milli görüş ekseninde olgunlaşır. İlk eğitimden orta eğitime, orta eğitimden lise eğitimine ve üniversite eğitimi olarak devam eden bilgi ekseninde şekillenen düşünceler içerisinde hayata haiz bilgi, deneyim ve tarih kültürüne sahip olunur.
Günümüzde eğitim bilimi açısından konuya yaklaştığımızda uygulanan politikalar sadece gündelik sorunları çözmek üzere olup geçici nitelikte veriler sağlamaktadır, lakin kalıcı değildir. Yakın tarihimize baktığımızda ilkokulda Ali’ye ata bakmasını, Oya’ya topu tutmasını aşılayarak bilinçaltındaki atasından miras kalan tarih ve kültürü unutması sağlanmıştır.
En nihayetinde Türkiye eski Türkiye değil artık. Eğitim sistemimizin üzerinde örümcek ağı kuran FETÖ örgütü yok artık. Bu hakikat milli bir ruh ile hiç bir şeyden korkmadan ve çekinmeden konuşmayı mecbur kılmaktadır.
Yerli ve milli düşünce reflekslerinin yeniden harmanlandığı, tarihi müktesebatlarının kaldığı yerden canlandığı bir dönemde Osmanlının mirasçısı olan ülkemiz öz benliklerine doğru ilerlemektedir. Türk eğitim sistemi alanında uzman olmayan bir kaç bakan, bir kaç siyasetçi ve bunlara bağlı bürokratlar aracılığı ile şekil aldığı günler geride kaldı.
Şimdi acil bir şekilde alanında uzman sosyolog, psikolog, psikiyatr, antropolog, ilahiyatçı, dinler tarihçisi, Kuran tefsircisi, tarihçi, tarih bilimci, eğitim bilimci, medya uzmanı, lokalizasyon ve sistem uzmanı, siyaset bilimci, stratejist ve teorisyenlerden oluşan akademisyen odaklı ve devlet kökenli özel bir ekip kurulacaktır.
Kapalı oturumlar ile basın, medya ve her türlü siyasi fikriyatlardan uzak, milli bir politika ile eğitim sisteminin temel yapı taşlarındaki aksaklık, eksiklik, yanlışlık ve bütün unsurlar ince bir süzgeçten geçirilerek uzmanlar aracılığı ile saha incelemesi yaparak sorunların tespit edip çözüm politikaları hazırlanacaktır.
Bu ilke ve prensipler içerisinde çağın koşul ve şartlarına yön vererek bin yıllık yıkılmayacak bir Türk eğitim sistemi inşa edilecektir. Bu eğitim sisteminin adı temel görüşler ve milli görüş olarak ele alınacaktır.
Temel Düşünceler ilkesi olarak; milli değerleri, tarihi bağlarımızı, tarihi müktesebatları ve tarih kültürümüz ele alınacak.
Milli Görüş ilkesi olarak; Manevi değerlerimizi, insanı, vicdanı, ahlaki ve hars-i kuvvetimiz ele alınacak.
"Millî Mücadeleyi yapan doğrudan doğruya milletin kendisidir; Milletin evlâtlarıdır. Millî Mücadelede şahsî hırs değil millî izzeti nefs saiki hakiki olmuştur'".
Bu ilke ve prensipler okul öncesi ve ilk eğitimde devlet kontrolünde verilmeye başlayıp ilk ışığın milletin zihninde canlanması sağlanarak yaşanan ve yaşama ihtimali olan bütün sorunlara karşı milletin fertlerine çözüm politikası üretecek fikir ve düşünceler aşılanacaktır. Bugün ahlaki değerlerin zedelendiği, yardımlaşma ve dayanışma çalışmaların yıprandığı, kumar tutkusunu arttığı, alkol, uyuşturucu ve zararlı maddelerin yükseldiği, suç ve suç unsurlarında zirveye ulaşıldığı, hapishanelerin dolup taştığı, en önemlisi güven ve dürüstlük duygusunun zedelenip yalan ve hilenin bir salgı gibi her tarafı sardığı görülmektedir.
Terör örgütlerinin insan kaynaklarındaki temel politikalarına odaklandığımızda eğitim sistemindeki boşluktan istifade ederek bilinç altında boşluk olan Anadolu insanını daima üniversite dönemlerinde zafiyet ve mağduriyetlerimden istifade ederek devşirip, yasa karşıtı örgüt veya marjinal grup üyesi haline getirdiği gerçeği gün yüzüne çıkmaktadır.
Unutulmamalıdır ki bütün başarılı stratejiler sağlıklı bir fikir ve düşünceden ekilen tohum ile teori olarak kök salıp kazanım elde ettiren politika olarak meyve vermektedir. Bütün bu olumsuz değerleri bertaraf ederek etkisiz hale getirip olumlu politikaların alt zeminini hazırlamak adına stratejik bir adım atılmalıdır.
Dünün çocukları bugünün büyükleridir. Bugünün çocukları da yarının öncü büyükleri olacağı tezini ön planda tutarak zararlı ideolojik unsurlardan arındırılmış temel düşünce ve milli görüş ekseninde şekillenen bir vizyon planı içerisinde programlar inşa edilmelidir.
Öte yandan bu vizyonu inşa ederken aynı zamanda bu milli misyonu gerçekleştirecek eğitim uzmanlarının da ayrı bir kategoride yetişmesi sağlanarak referans ve torpil odaklı değil direk cumhurbaşkanı tarafından tahkikat yapıldıktan sonra atama ve görevlendirilmesi gerçekleştirilecek idealist uzman bilirkişilerden oluşturulmalıdır.
Türk eğitim sisteminde temel düşünceler ve milli görüş stratejisi ile artık ali ata değil bilime bakacak. Oya topu tutmakla değil bilim ve irfan erdemleri ile yol alacaktır. Kaybeden batıl batı olurken kazanan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti olacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.