…Halbuki, bu imparatorlukta yaşayan diğer ırkların, diğer milletlerin hepsi kendilerini, kendi milletlerinin adıyla tanır ve öyle anarlardı.

Benim okuduğum asker mektebine Yemen’den, Kafkasya'dan, Kürt bölgesinden veya sarayla hısım akraba olan Çerkes köylerinden getirilen imtiyazlı çocuklar hep milliyetleriyle övünürlerdi. Bize yukardan bakarlardı.

Fakat biz Türkler, kendimizi anlatmak için ırk hüviyetimizi hiç bir zaman dile getiremezdik. Irkımızı da bilmez inkâr ederdik.

Milletimizin adı geçmek lâzım geldiği zaman kendimize sadece Osmanlı (!) diye geçerdik.

Hatta dilimizin adı bile Türkçe değil, Osmanlıca'ydı. Tarihimizin de Osmanlı tarihi olduğu gibi. Reddedilen, inkâr edilen Türk adına kimsenin sahip çıkmaması için, her tedbir alınmıştı (!)

Umumi kanaatime göre Türk, kaba görgüsüz ve kabiliyetsiz bir varlıktı. (Şevket Süreyya Aydemir Suyu Arayan Adam, sayfa 47)

İran'da kurulan, Büyük Selçuklu Türk'tü. Daha sonra Konya merkezli, Anadolu Selçuklu Devleti de Türk'tü. Osmanlı İmparatorluğu da Türktü. Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranlar da Türktür, Yaşanılan coğrafya ise Türklerin yaşadığı yer anlamına gelen Türkiye'dir.

...Türkiye ismini verenler İtalyanlar. Bu benim icadım, benim yorumum değil. Türkiye yahut Türkmeniya ismini Dünya'nın en zeki en bilgili insanları; İtalyanlar, Cenovalılar, Venedikliler tarafından verilmiştir.

Çünkü; Bu adamlar coğrafya bilirler, etrafı kollarlar. Bir kavram saçmalığını anlamak için yapacağınız ilk şey, onu ilk evvela tercüme etmektir.  Türkiyeli gibi bir kavram başka dillere çevrilir mi Çevrildiği zaman ne kadar gülünç olur ona bakacaksın. İkincisi Dünya'da Türkiye'li olmayıp da Türk olan vardır. Türkiye bunun coğrafyasıdır. (Prof. İlber Ortaylı)

Büyük Selçuklu'dan, Anadolu Selçuklu Devletine oradan da Cumhuriyet Türkiye'sine kadar, (Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu Devleti, Osmanlı İmparatorluğu) adı anılmayan, hor görülüp aşağılanan, sadece savaştan savaşa hatırlanan kurucu unsur, Türkler, Arap Emperyalizminin dayatmasıyla; Bir Mısır, bir Fas, Tunus Cezayir gibi Araplaştırılmak istenmiş, bu konuda da epeyce yol katedilmiştir. Türkler, kendi kurdukları devletlerde imparatorluklarda azınlık durumuna düşürülerek yok edilmek istenmiş, istenmektedir...

Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde büyük mücadeleler sonucu Türkler; gerçek kimliklerini, gerçek kişiliklerini bulmuşlar, yaşadıkları coğrafyaya adlarını vermişlerdir.

Türkiye üzerine aynı oyun, yine oynanmak istenmekte; çapsız, kişiliksiz, kimlik sorunu yaşayan politikacılar oy alma ya da bir tarafa mesaj verme uğruna;

Etnik yapı ve Dil'de Eğitim gibi konuları gündeme taşıyıp puan toplamak istemektedirler...

Her biri onlarca milyon nüfuslu etnik gruplardan oluşan Amerika'nın resmi dili tek İngilizcedir ve hiç kimse Amerika'ya Mozaik ülke dememektedir.

İngilter'de, Fransa'da, Almanya'da, Rusya'da, Hindistan'da vb. her biri milyonlarla ölçülen sayılarda ve çeşitlilikte etnik gruplar yaşasın, o ülkeler mozaik olmasın Türkiye mozaik olsun, her grubun Anadilinde Eğitim yapılsın öyle mi?

İsmet İnönü’nün deyimiyle “Hadi canım sen de (!)”

Avrupa ülkeleri içinde enaz çeşitlilikte ve yoğunlukta etnik grubun yaşadığı ülke Türkiye'dir.

(Ali Tayyar Önder Türkiye'nin etnik yapısı)

Dünkü yazımda da değindiğim gibi; Anadil öğretimi başka, anadilde Eğitim başkadır.

Anadili öğretimi devlet ya da azınlıkların gönüllü dernekleri, kuruluşları tarafından istek üzerine verilir zaten yapılıyor da;

RESMİ DİL değildir.

Her ülkenin resmi dili aynı zamanda o ülkenin eğitim dilidir. Resmi dil, yani eğitim dili ise sadece tek dil olur.

Örneğin, Almanya'nın, Avusturya'nın Resmi Dilleri Almanca olup bu dil ayrıca bu ülkelerin eğitim dilidir de...

Siz bu ülkelere eğitim için geldiğinizde İngilizceniz ne kadar iyi olursa olsun;

Almanca Dili'ni öğrenmek zorundasınız çünkü; Eğitim dili Almanca'dır, derslerde sokakta caddede, Almanca konuşulur... Herkes aklını başına alsın (!)

Benim rehberim ATATÜRK'tür. Her konuda olduğu gibi, bu konuda da en iyi öğretiyi, yolu Atatürk göstermiş

Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir demiştir.

Ayrıca, 3 Mart 1924 Anayasanın değiştirilemez; 3. Maddesinde Türkiye Devleti Ülkesi Ve Milletiyle Bölünmez Bir Bütündür. Dili Türkçedir Yazar.

Saygılarımla...