Türkiye’nin halleri!
Bu kez atı alan Üsküdar’ı geçemedi. At kaçtı süvari yaya kaldı. Bu seçim sonuçları Türkiye’nin demokratik kazanımları açısından çok olumlu bir gelişmeye neden olmuştur. Halkın demokrasiye laik parlamenter sisteme olan inancı daha da pekişmiştir. Demokrasinin gereği olan çoğulcu düşünceye alternatif lider arayışlarına kapı aralanmıştır. Tek adam yapılanmasının toplumumuzla bağdaşmayacağı ve demokrasiden vazgeçilemeyeceği anlaşılmıştır. Gelecekte yeniden parlamenter sistemin yanlış taraflarının giderilerek tekrar hayata geçirileceğine olan inanç artmıştır. Seçimlerde umut verici bir gelişme de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterilen Ekrem İmamoğlu’nun kullandığı yaklaşım dili ve sergilediği sevgi ve saygı içeren tavırları ve tutumudur. Lider konumuna gelen herkesin kullanacağı dil ve tutum böyle olmalıdır. Halkın beklentisi de budur.
Bu seçim aynı zamanda Türkiye’nin gelecekte ki demokratik süreci için ayna görevi oluşturacaktır. Geçmişte yapılan seçimlerde muhalefet bu gün yapılan yaygara ve velvele koparmak gibi bir yol izlememiş kazandığı halde bu denli ayak direyememişti. Bu kez işi daha sıkı tutarak daha ciddi ve örgütlü bir kadro harekâtıyla işi sonuca ulaştırmayı başarmıştır. Ancak İstanbul seçimi daha sonuca ulaşmamıştır. Hukuk-guguk yaygaralarıyla çeşitli yönlendirmelerle aradaki fark on binlerin üzerinde olmasına rağmen, seçimi açık ara kazanan Ekrem İmamoğlu bir kaşık suda fırtınalar koparılarak boğulmak istenmektedir.
Ancak direncin yüksek frekansta seyretmesi halkın sahiplenmesi yasaların ve demokrasinin, ülke ekonomisinin, dış itibarımızın, zedelenmemesi açısından sürecin daha fazla uzatılmayarak doğru bir karara varılması gereği vardır. Artık bazı gerçekleri muktedirlerin kabullenmesi gereklidir. Özellikle İstanbul Büyük şehir ve çevre ilçelerinde ki itirazları sakız gibi çiğneyen iktidar kanadının altından at kaçmış Üsküdar’ı geçemeyen süvarisi de yaya kalmıştır. Bütün yaygara İstanbul’un rant kapısının kapanması davasıdır. Ayak direnmesi ne oy kaydırmadır ne de hukuktur.
Geçmişte yapılan seçimlerde mühürsüz oylarla ilgili bir tartışma yaşanmıştı. Mühürsüz oyların sayılmaması gerekirken sayılması YSK tarafından hayata geçirilmişti. YSK dün olduğu gibi bu gün de tartışma konusudur. Geçmişte yapılan seçimlerde Anadolu Ajansı’nın verilerine dayanarak oldu bitti karar verenler bu defa tam tersi karar vermektedirler. YSK bu değişkenlik arz eden tutumuyla da geçmiş yıllarda yapılan seçimlere şaibe düşürmektedir. Hukuk adeta katledilmektedir. İktidar baskısı altında oluşan YSK kararları halkımızca kabullenmemektedir. Halkla inatlaşmak daha vahim sonuçların yaşanmasına neden olur.
Bütün ayak oyunlarına rağmen hak yerini bulmuştur. Halkın temsilcileri ön plana çıkmıştır. Bu ülke demokrasisi için olumlu bir adımdır. Kaybolan dış itibarımızın yaşanan sefalet ekonomisinin onarılmasına ülkede güven ortamının oluşmasına destek oluşturacaktır. Seçim süreci boyunca ve iktidarları süresince kin- nefret- tehdit ve hakaret saçanların ülkeyi soktukları iç ve dış sorunlar yaşatılan sefalet ekonomisinin toplum üzerinde ki etkisi büyük olmuştur. İnsanlarımız uzunca bir süredir mutsuz ve korku içersinde yaşamaktadır. Toplumumuzun bu atmosferden kurtulup bütün bileşenleriyle saygı ve sevgi yumağı içersinde yaşaması gereklidir. Artık toplum korkuyla değil cesaretle, geçmişle değil gelecekle ön plana çıkmalıdır. Özgürce yaşamak ve üretmek toplumumuzun hakkıdır.
Türkiye geçmiş yıllarda fazlaca yıpratıldı ve yoruldu. Hem içte hem de dışta yoğun yaşanan kaos ortamı ekonomimiz ve insanımız üzerinde olumsuzluk yarattı. Ülkenin yönü ve kaderine yön verilmeye çalışıldı. Ancak Türk halkı “Demokrasiden, Cumhuriyetin” verdiği özgürlüklerden, parlamenter sistemden vazgeçmeyecektir. İşte bu seçim bunun göstergesidir. İnatla kendi Ortaçağ düşüncelerini kalkan yaparak banka hesaplarını oluşturanların, artık halkın bu tepkisini doğru yorumlayarak mazeret üretmeden, bahaneler yaratmadan, toplumun tüm kesimleriyle bütünleşerek yaşanan ekonomik sefalete çözüm üretmeleri gereği vardır. Zaten varlıkları ve iktidarları bunun içindir. Kaçışı yoktur bu ülkenin de muktedir olanlarında son çıkış kapısıdır. Nokta.