Türküler diyor ki-6 Hayat
Hayat hiçbir dönemde kolay olmadı. Milattan önce de milattan sonra da zordu. Gelecekte daha da zor olacak belki.
Hemşehrim Mümin Sarıkaya, “Ben yoruldum hayat gelme üstüme” diyerek bir büyük hörelenmeden kurtulmak istese de dünyanın namert yüzü önünde diz çökmekten kurtulamaz.
“Ben yanıldım hayat vurma yüzüme” hüznünü, “Ben pişmanım hayat sorguya çekme” pişmanlığıyla harmanlayınca bir başka hayat söylemi oluşur dilde, kalpte…
Hele o dil bir ozanın, o kalp bir türkü dostunun ise Hüseyin Temiz’ce bir ses yükselir:
Nasip bizi atmış gurbet ellere
Bilmem nerden aşar yolumuz bizim
Ucu şanı duyulmadık çöllere
Bilmem nerde galır elimiz bizim
Galınacak yer ‘mekan-ı meçhul’ olsa da perişan halların ayak sesini duymak zor değildir:
Gadir Mevlam bize yardım etmezse
Hızır gelip elimizden tutmazsa
Garip gönül muradına yetmezse
Çok perişan olur halımız bizim
Hem gadir Mevla hem de Hızır görmemişse bağrı ve gönlü yanıkları, o demde ihtiyaç duyulan dörtlüğü Meluli döktürür:
He hacıyız ne hocayız
Ne falcı ne muskacıyız
Bizler güruh-u naci'yiz
Mahşer günü pevramız yok
‘Güruh-u naci’… Kadınların sokak ortasında öldürüldüğü, çocukların istismara uğradığı, göğü delen binalardan akan pisliğin bulvarları doldurduğu şu günlerde özlemi çekilen bir muhayyel toplum. Gerçekten öyle. Çünkü:
Meluli'yim sözümüz bir
Dostumuzla özümüz bir
Yer içeriz nazımız bir
Sen ben diye kavgamız yok
Bir de içine girilip çıkılması zor vardır. Vardır var olmasına da oraya girip de düştükleri o halden ‘ilm-i hal’ çıkaranlar vardır. Mesela Sıtkı. Der ki ilk iki dörtlükte:
Aklımı zay etti bir melek meşreb
Gönlümün ateşin hicrana cektin
Ayet-el Kürsi’de ismin mürekkep
Hikmeti sureyi imrana çektin
Veşşems-i vedduha yüzlerin ayet
Kaşların imrandır gözlerin Tevrat
Zabur'da gördüm bir gizli hikmet
Derc edip İncil’i Kuran’a çektin
Mevzu derin! Buralardan uzaklaşıp (Pir Sultan Abdal versiyonu olduğunu da belirterek) Derviş Ali’ye misafir olalım. Diyecekleri var:
Sabahtan uğradım ben bir figana
Bülbül ağlar ağlar güle getirir
Bakın şu feleğin daim işine
Her bir cefasını kula getirir
Derviş Ali'm der ki nefesim haktır
Hak diyen canlara şek şüphem yoktur
Cehennem dediğin dal odun yoktur
Herkes ateşini buradan getirir (götürür)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.