Ülkede muhtar enflasyonu yaşanıyor
Bu günlerde köylerde, şehirlerde muhtar adayı yağıyor.
Muhtar adaylığı için başvuruda hiçbir ücret ödenmemesi, süre olmaması ve asgari ücret, Bağ-Kur priminin devlet tarafından ödenmesi, ömür boyu silah taşıma hakkı muhtarlığın cazip bir meslek gibi görünmesine sebep oluyor.
Köylerde, mahallerde bir değil, beş değil, on, on beş, yirmi aday olduğu söyleniyor.
"On seçmeni olan bir köyde iki muhtar adayı var" deniyor.
Yirmi, otuz, kırk seçmenin yaşadığı köylerde beş aday olduğu söyleniyor.
Sahi size sorayım bu muhtarlar köyde ve mahallelerde ne iş yapar?
Hayatınızda kaç sefer muhtarlığa gittiniz?
Kaç sefer muhtarlıklarda bir işiniz yaptırdınız?
Yerel seçimlerle birlikte malumunuz muhtarlarımızı da seçeceksiniz.
Bugünlerde kapımızı çalan üç kişiden biri ya mevcut muhtarlarımızdan ya da yeni muhtar adayınız.
Sokaklarda resimleri, billboardlarda afişleri.
Konutların girişlerinde broşürleri.
Bakıyorum muhtarlar, belediye başkan adaylarından daha çok aktifler.
Halkın, sokağın mahallenin hâkimleri.
Her evi bir bir ziyaret ediyorlar.
İşyerlerini hiç boş bırakmıyorlar.
Sahi bu muhtarlar ne iş yapar?
Geçenlerde bir dostumla sohbet ediyorduk.
Şöyle bir şey anlattı:
“Hayatında devlete prim yatırmamış muhtar maşı on yedi bin TL, otuz sene devlete prim yatırmış emekli maşı ise on bin TL. Bu, ilginç değil mi?" demişti.
Ahhh güzel dostum aahhh!
Biz emeklileri bir de yerden yere vururlar değil mi?
Devlet emeklisini sınıflara ayırır, et parçalar gibi lime lime eder değil mi? Yok ilkokul mezunu emekli, yok lise mezunu, yok üniversite mezunu...
Yok, efendim şu kadar prim yatırdı, yok yaşın bu.
Bu memur emeklisi, bu SGK emeklisi, bu Bağ-Kur emeklisi.
Bir muhtar oldun mu o mahallenin reisi de sensin, kralı da sensin.
Maaşlar ohhhhhhhhh kebap!
Valinin yanındasın, alay komutanın makamındasın, emniyet müdürünün ofisindesin.
Resmi kurumlara randevusuz giriyorsun.
Müdürlerin makamında çayını içiyorsun.
Reisin telefonu cebinde.
Hangi başkana kızdın, hangi vekile gıcık oldun ara reisi hemen ispiyonla. Tabanca belde.
Bildiğim kadarı ile tabancanın taşıma parasını da devlet ödüyor ya da çok küçük bir rakam.
Diğer detaylara girmiyorum.
Eeeee o zaman bence muhtar adaylarımız ve muhtarlarımız da kral.
Durun durun, şunu unuttum!
Nasıl olsa köylerde köy konağı, şehirlerde her muhtarın da krallar gibi muhtar evleri var.
Ama şu muhtarlık meselesi hele hele on yedi bin TL vallahi iyi para.
Bu para kimden alınıp kime veriliyor? Halkın vergisiyle karşılanıyor.
Muhtar olmak için adaylar boşa yarışmıyor.
Maaşı garanti, tabancası belinde, her kapı açılıyor önünde, sigortası yatıyor senin benim vergimle.
Ne dersiniz aday çokluğu bundan değil mi?