Ülkemiz Suriye işgali altındadır!
Türklerin Anadolu’ya girişleri tarihin hiç bir döneminde Hristiyan batılılarca affedilmemiştir. Hristiyanlarca başlatılan Türk düşmanlığının tarihi 1071'den daha öncedir.
Adına “HAÇLI SEFERLERİ” dediğimiz, kutsal “KUDÜS”ün zaptı ile o dönemlerde zenginlik ve refahın kaynağı olarak bilinen “ORTADOĞU COĞRAFYASI”ndan başlamak üzere ta Hindistan'dan Çin'e kadar, olan bölge, 1095-1290 yılları arası yaklaşık 200 yılı aşkın bir süre Hristiyan Batılılarca işgal edilip yağmalanmış istikrarsızlığın huzursuzluğun merkezi yapılmıştır.
Müslüman Türklerle ilk defa Haçlı seferleri sırasında karşılaşan Hristiyan Batı, 200 yıl boyunca ve 13 defa Kudüs başta olmak üzere Halep, Şam, Bağdat, Basra, Tahran, “ANTAKYA” gibi şehirlerde korkunç boyutlarda yıkım ve talan yapmıştır. Her seferinde karşılarında “TÜRKLER”i bulmuşlardır. Bu şehirler o dönemde defalarca Müslümanlarca ve Hristiyanlarca el değiştirmiştir... Bu bölgede şu anda yaşayan Hristiyan azınlık ta o dönemden kalmadır. Haçlılar her geri dönüşlerinde bölge halkını bilhassa her seferinde darbe yedikleri Türkleri; “İnsan eti yiyen, fizik ve şekil olarak insana benzemeyen yaratıklar olarak yazmışlar ve resmetmişlerdir...”
Türk düşmanlığı bu tarihlerde başlamış olmasına rağmen 1071 'de toplu olarak Anadolu’ya giriş ve İstanbul'un fethiyle (1453) zirve yapmıştır. Hristiyanlığın bir “MESHEBİ” olan “ORTODOKS”luğun en önemli merkezlerinden birisi “FENER RUM EKÜMENİK PATRİKHANESİ” ile Hristiyanlığın KURUMSALLAŞTIRILIP, ŞEKİLLENMESİ amacıyla toplantıların yapılıp kararların alındığı; İznik, İstanbul, Kadıköy ve Efes gibi tarihi şehirlerin kaybı ile Türklerde kalması düşmanlığı iyice artırmıştır. Batı, bilhassa batının şımarık çocuğu Yunan, (AVRUPALILAR KÜLTÜRLERİNİ ANTİK YUNANDAN aldıklarını söylerler ve bu tarihlerinde de geçer) aradan bin yıl geçmiş olmasına rağmen hala Türkiye topraklarının kendisinin olduğunu ve şu anda bile Türklerin işgali altında olduğunu ileri sürerek yerli yersiz, zamanlı zamansız ÇEMKİREREK, geldiğimiz yere yani, Orta Asya'ya geri dönmemizi öğütler...
Zaman değişmiş, çağ değişmiş, teknolojiyle birlikte ihtiyaçlar ve öncelikler de değişmiş olmasına rağmen, içte ve dışta sömürü ve işgal değişmemiş, sadece günün şartlarına uygun hale getirilmiştir... Bu, ilk insan topluluklarından, Antik Yunandan, Romalılardan vb. beri böyledir...
Usta Gazeteci Rahmetli UĞUR MUMCU'nun yıllarca önce yazdığı, “UYARDIĞI”, “ABD” ve yandaşlarının; o günkü adı “YEŞİL KUŞAK” olan ve Fas'tan başlayıp Afganistan’a kadar uzanan ve bu kuşağın içinde bulunan onlarca Müslüman ülkelerin parçalanıp, küçültülerek, sınırlarının değiştirilip “YÖNETİLEBİLİR” ülkecikler oluşturulması bu günün şartlarına uyarlanmış projenin adı: BOP'tur...
BOP'un planlarında “ÜNİTER” devletlerin yeri yoktur. Projenin hedefine ulaşabilmesi için; Bu kuşak içindeki ülkelerde yaşayan “AZINLIKLAR”ın kimlikleri ile, “MEZHEP” farklılıklarının öne çıkarılarak birbirine düşürülmesi hedeflenmiştir. Bu gün olduğu gibi...
Petrol, gaz, madenler; “DENİZLER DAHİL” Enerji kaynaklarının olduğu bölge burasıdır... Ayrıca, Anadolu’yu Avrupa'yı Asya'ya bağlayan yol güzergahında olup, “TARİHİ, STRATEJİK, JEOPOLİTİK” önem taşır...
Tarihin hiç bir döneminde ve hiç bir ülke “5 MİLYON” mülteciyle “İŞGAL” edilmemiştir... Bu işgal hala sürmekte, mülteciler akın akın gelmektedirler... Bu sayı şu anda birçok ülkenin nüfusundan fazladır. Önceleri, Avrupa ülkelerinden “PARA” gelir düşüncesiyle ve günü birlik politikalarla geçiştirilmeye çalışılan bu sorun bu gün bir;
“BEKA: VAR OLMAK, VARLIĞINI SÜRDÜREBİLMEK YA DA YOK OLUP, TARİH SAHNESİNDEN SİLİNMEK” aşamasına gelmiş bulunmaktadır.
Hükümet aciz, “Suriyelilere vatandaşlık verilmesi, memurluklara alınması, işyeri açma izni verme” gibi yanlış üstüne yanlış yapmakta, Avrupa’ya;
“ KAPILARI AÇARIM HA!” Tehdidi de artık işe yaramamaktadır. Çünkü, Avrupa ülkelerinin liderleri de “TEHDİT'E TEHDİTLE KARŞILIK VEREREK” Türkiye’deki yöneticilerin kişisel bilgilerini dünya kamuoyuna açmakla korkutmaktadır...
Suriye yönetimiyle “BARIŞMAK”ta söz konusu değildir artık... İki ülke çatışma haline getirilmiş bulunmakta, şehitler gelmekte, kaza bela, felaket haberleriyle dünyaya “GÜNDEM” oluşturulmaktadır...
Türkiye’de yaşayanlar, bu ülkenin vatandaşı olanlar, tasada, kederde, gelecekte birlikte olanlar “ATATÜRK”ün “TÜRKİYE CUMHURİYETİ”ni kuran TÜRKİYE HALKINA “TÜRK MİLLETİ DENİR” şiarını kendine örnek alanlar;
“ÜLKEMİZE SAHİP ÇIKALIM, BAŞKA TÜRKİYE YOK…”
Saygılarımla...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.