Dursun Erkılıç

Dursun Erkılıç

UZAYLI ÖYKÜLERİ: Bak Vahit'in yüzüne uyku girmez gözüne - 2-

UZAYLI ÖYKÜLERİ: Bak Vahit'in yüzüne uyku girmez gözüne - 2-

Osman, "artık hiç kimse çevre deyip geçemez arkadaşlar" diyerek görüşünü, "Uluslararası Hayvan Koruma Derneği Türkiye'yi kara listeye almış zaten. Hayvanları zehirleyerek, silahla vurarak öldüren Türkiye'ye gitmeyin diye çağrı yapıyormuş turistlere" haberiyle desteklerken; "Abi masayı Reha Muhtar'ın haber pırooramına çevirdiniz ya" diyen Yandım Ayhan, bir fare zehirleyici olarak bozulur bu ifadelere. Ancak onda da sıkı bir haber vardır:

- Geçen Reha abim annatıyodu. Ameriga Başkanı Puş varya, itine, gavurcasını bilmiyom emme, Hindüsdan adını gomuş...

- İndiya oğlum İndiya...

- Nebiyim ben ya, durun hele dinneyin, Hindüsdannılar da itlerine Puş adını goyyomuş...

Çamur Şevket sert tepki gösterir:

- Abi ben olsam hemen bombalarım Hindistan'ı. Onlar kim ya, hepsi acından ölüyor. İki bombalık işleri var!

Tilki Selim, "o biraz sıkar" deyince, Amerika'nın gücüne inanan Şevket celallenir:

- Buş kimden korkacak abi, basar bombayı, dünya da naklen seyreder...

- Küreselleri unutma...

Yandım Ayhan öğrenmeye çok meraklıdır:

- Onnar kimi abi, uzaylı mı?

- Ne uzaylısı oğlum, Amerika'nın dev şirketleri. Onlar için Hindistan koskoca bir pazar. Buş onların kılına dokunsun iki dakkada yerler adamı...

Falanfilan Osman Tilki Selim'e hak verir:

- Doğru söylüyor...

Çamur Şevket hala Buş'a destek çıkar:

- İyi de abi, Koskoca Amerika başkanının itibarı var ortada...

- Oğlum onlar için itibar, satılan mal ile ölçülür...

- Saddam'ı bombalıyorlar ama...

- Orda işler çok başka. Saddam, küresel ittifakın şamar oğlanı...

"Alın size bi Tilki şamarı" diye oyunu bitiren Selim, yeni bir oyun ve sohbet için taş dizmeye başlar...

***

Dağıtılan taşları dizince çift okeyi olduğunu gören Tilki Selim, rakiplerinin kafasını karıştırmak için harekete geçer:

- Şimdi size ansiklopedik bir soru...

Yandım Ayhan, "ben o işlerden annamam abi" deyip, kazık sorulardan paçayı kurtarırken, Osman ve Şevket, Tilki'nin tuzağına düşer...

- Geçen gün gastede okudum. Abes sorular ansiklopedisi çıkmış...

"Tam bize göre bi ansiklopedi" diyen Çamur Şevket soruları beklemeye başlar...

- Söyleyin bakalım, gasteler niye enine düzgün yırtılmıyor?

Masada sessizlik hüküm sürerken Selim devam eder:

- Pekii, Atletler neden saat yönünün tersine koşar? Ya da, niçin hıçkırırız, neden gıdıklanırız?

Falanfilan Osman, "Bu soruların altından Kemal Derviş bile kalkamaz" diye durumu kurtarmaya çalışırken, Çamur Şevket çaresizdir:

- Oğlum nereden buldun bu kazık soruları ya?

- Ansiklopediden... Bilin bakalım; erkek bebelerin elbisesi niye mavi olur? Bumerang nasıl oluyor da geri geliyor? Madeni paraların kenarları niye çizik çizik? Düşen bir asansördesiniz diyelim, zıplamak sizi kurtarabilir mi? Kırmızı renk boğaları neden kızdırır?

- Kes ya kes tamam...

- Kızmayın abi, muhabbet olsun diye soruyorum... Sonra bunlar genel kültür, öğrenmeden zarar gelmez. Bilmemek değil öğrenmemek ayıp!

Osman fena sinirlenir:

- Söyle bakalım Tilki efendi; Türkiye'de kaç kişi açlık sınırının altında yaşıyor? Kişi başına yıllık gelirde en üsttekilerle en alttakiler arasında kaç kat fark var?

Tilki Selim soruların sertliğinden yılarken; bu soruları kendisine daha yakın bulan Yandım Ayhan, Osman'a yalvarır:

- Abi gözüyün yaanı yiyim, annatsana...

Oyuna kısa bir süre ara verilmesini isteyen Falanfilan Osman, "dinleyin" diyerek, prof. havalarına bürünür…

DEVAM EDECEK

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dursun Erkılıç Arşivi