VİCDAN TERAZİSİ Mİ, CÜZDAN TERAZİSİ Mİ?
Toplumların bozulması adalet terazisinin elden gitmesiyle başlıyor.
Her konuda adalet terazisi insanlık için.
Biliyorsunuz, terazi maddeyi tartmaya yarayan bir ölçü aleti.
Bakkal da kullanır, manavda kullanır, kuyumcu da kullanır, kasap da.
Kiminin terazisi tam tartar, kiminin ki eksik tartar.
Teraziye suç bulmayalım.
Teraziyi tutan elde Vicdan yoksa terazi ne yapsın.
Teraziye neyi koyarsak onu tartar.
Adalet terazisine uymayan kavimler, toplumlar, devletler tarih sahnesinde yok olmuşlar.
Bunun örnekleri Kuran’da çokça geçiyor.
Salih peygamberin kavminin helaki tartıda hile, adalette hile, paylaşımda hile, zulümde sınır tanımamanın sonucu...
Adaleti ayakta tutan toplumlar ve devletler dünde bugünde ayakta.
Bugün ülkede adalet terazisini ayakta tutan var mı?
Terazisinde adaletli olan var mı?
Terazisinde adil davrana var mı?
Teraziyi doğru tutan var mı?
Ticari hayatın en önemli iki unsuru vardır ölçü ve tartı.
Çarşıda pazarda vicdan terazisini doğru tutan kaç esnaf, tüccar bulursunuz.
Kaç iş adamının terazisi düzgün dersiniz.
Etrafınızda Hakkıyla helal kazancıyla servetin sahibi oldu diyeceğiniz kaç insan var.
Devletin imkânlarını kendi terazisinde yana kullananların var olduğu bir toplumda ahlakta söz edilir mi?
Pazarda esnaf terazide çalıyor.
Fabrikatör kiloda çalıyor.
İşçi, memur mesaide çalıyor.
Seçilmiş devletin kasasında ihtiyacım var diyor.
Üretici hileli mal üretip doğal ürün diye satıyor.
Çalıştırdığı işçinin hakkını tam vermeyen patron,
Mesaisinden çalan işçi; memur,
Fahiş fiyatla mal satan esnaf,
Kalitesiz malı kaliteli diye iddia eden üretici, satıcı,
Yabancı müşterisini birkaç km fazla uzaktan götürüp alacağı ücreti çoğaltan taksici, ekmekte çalan fırıncı, ette çalan kasap,
Bayat çayı taze diye satan çaycı,
Verdiği sözde durmayanlar,
Meyvenin iyisini ön tarafa çürüğünü arkaya koyan pazarcı,
Bayat balığı taze diye satan balıkçı,
İflas etmiş esnafın malını çok ucuza almaya çalışan fırsatçı,
Vakit namazına gelmeyip cemaatten birine namaz kıldırtan cami görevlisi,
Dersini okulda değil de evime gel diyen öğretmen,
Devletin maşıyla muayene ücreti alan doktor…
Halka hizmetini aksatan kamu görevlileri,
Daha binlerce sayabileceğimiz haksız kazanç yolları.
Ölçü ve tartıda vicdan terazisini tutmayanlarla ilgi örnekleri çoğalta bilirsiniz…
Geçen gün semt pazarın da alış veriş yapıyordum.
Üç kilo domates veririmsiniz değdim tezgâh sahibi abı deyip tezgâhın arka tarafında kendi eliyle poşeti doldurdu ve terziye koydu üç kilo abı buyur dediğinde, tartıya bakıyordum dedim o terazi üç kilo göstermedi bir daha tartar mısın dediğimde, bir daha teraziye bıraktığı poşet iki kilo yedi yüz gramı gösteriyor bak terazin eksik tartıyor abı kusura bakmayın bazen takılı kalıyor da ondandır!
Dedim bu hep sizden yana mı takılı kalıyor.
Birazda alıcılardan yana takılı kalsa olmuyor mu?
Dediğimde haklısın abı deyip geçiştiren esnafların çoğunlukta olduğu bir ülkede yaşıyoruz.
Vicdan terazisi yok olmuş.
Cüzdan terazisi hâkim olmuş.
Sadece pazarcı esnafında değil her kesimde bunu görebilirsiniz.
Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, yetime yoksula yardım etmek anneye, babaya of dahi dememek nasıl Allah’ın emriyse,
“Ölçüyü ve tartıyı adaletle yerine getirin.” emri de Cenab-ı Allah’ın emridir.