Aile sağlığı merkezlerinin kadrolarına atama yapılmalı!
Aile hekimleri ve aile sağlığı merkezi çalışanları her geçen gün zorlaşan çalışma koşulları altında sıkıntı yaşıyor ve sayıları giderek azalıyor. Aile sağlığı merkezleri ve sağlık çalışanlarının problemlerini Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) Basın Yayın Koordinatörü Ömer Ufkun Yıldırım anadolugazete.com.tr’ye anlattı.
ÖZEL HABER: SAMET EKER
Her geçen gün sağlıksız hale gelen çalışma koşulları aile sağlığı merkezi çalışanlarını isyan ettirdi. Aile sağlığı merkezinde çalışanların problemlerini ve çözüm yollarını Dr. Ömer Ufkun Yıldırım anadolugazete.com.tr’ye açıkladı.
“İKİNCİ PLANA İTİLDİK”
Aile hekimlerinin yaşadıkları problemlere değinmeden önce deprem bölgesindeki aile hekimlerine yönelik açıklama yapan AHEF Basın Yayın Koordinatörü Ömer Ufkun Yıldırım şunları açıkladı: “Deprem bölgesindeki hekimlerimizin sıkıntıları var. Deprem sonrası herkesin bildiği gibi büyük bir yıkım yaşandı. Çoğu şu anda konteyner veya prefabrik yerlerde hekimlik görevini sürdürmeye çalışıyor. Bölgeye yönelik yeni planlamalar yapıldı. Yapılan planlamalara baktığımızda devlet kanadında TOKİ planlamalarında okuldan camiye varana kadar her şeyi düşünülmüş ama yine biz ikinci plana itilmiş bir şekilde aile sağlığı merkezleri planlanmamıştır. Bu büyük bir sorundur.
“SİSTEM HEKİMLERE MAĞDURİYET YAŞATIYOR”
“Aile hekimlerine yönelik bir başka sıkıntı ise apartman altlarına aile sağlığı merkezlerinin mahkûm edilmesidir” diyerek sözlerine devam eden Yıldırım, “Deprem anında çökme, yaşama ihtimali düşüklüğü ile deprem anında hizmetin devamlılığı konusunda büyük sıkıntılar oluşturur. Aile sağlığı merkezleri stratejik yerlerdir ve mutlaka planlamanın yapılmış olması gerekiyordu. Bunun harici bir başka önemli konu ise depremde hekim arkadaşlarımızın ciddi nüfus kayıpları yaşaması. Ciddi bir ölüm oranı yaşandı ve sonrasında göçler oldu. Aile sağlığı merkezlerinde çalışan aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları maaşlarını nüfus çoğunluğu üzerinden alırlar. Ama maalesef arkadaşlar nüfus yoğunluğu bulmakta sıkıntı çektikleri için bu sistem mağduriyet yaşanmasına sebebiyet verdi.” şeklinde konuştu.
“KADROLAR DOLMUYOR”
Yıldırım, “Genel sorunlardan bahsedecek olursak aile sağlığı merkezlerinde çalışan hekimlerin yanında hemşireler var ve bu hemşireler aile sağlık çalışanı olarak geçiyor bu kişilerin son düzenlemeyle beraber maaşlarında bir düşüş yaşandığı için Türkiye’de artan nüfus ile beraber bu alanda bir çalışan açığı mevcut. Bu kadrolar dolmuyor çünkü kadrolar ataması devlet ataması şeklinde yapılmıyor. Bir kişinin aile sağlığı çalışanı olabilmesi için kendisinin talepte bulunması lazım. Artık cazip olmadığı için kimse bu talepte bulunmuyor.” dedi ve konuşmasına şöyle devam etti: “Görevlendirme ile sistemi döndürmeye çalışıyorlar ama dönmez çünkü bu tarz yerlerde aidiyet duygusu olması lazım. Hastanede işinizi yapar ve çıkarsınız ama aile sağlığı merkezlerinde bu sistem 7/24 çalışma düzenine bağlıdır. Hastaneye göre daha sıkıntılı bir yerdir. Aile sağlığı merkezleri hizmetin temelinde birinci basamağı oluşturur. Yani sağlık sisteminin temelinde her şey burada döner.”
“GEREKSİZ BAŞVURULARA CAYDIRICI ÖNLEM”
Ömer Yıldırım konuşmasını şöyle tamamladı: “Hastanelerde 5 dakikada 1 muayene edilme durumu olduğundan şikâyet ediliyor ama aile sağlığı merkezlerinde bu durum daha da kısa. Aile sağlığı merkezlerinde çoğu insan artık randevu bulamıyor. İnsanlar birinci basamak olan aile sağlığı merkezlerinden direkt ikinci basamağa zıplayabiliyorlar. Bunun yanı sıra biz kurumlarımızın aynı zamanda yöneticileriyiz. Başhekimlik kavramı olmadığı için idari işler, yazı işleri personel işleri tüm organizasyondan biz sorumluyuz. Bu yoğunluk içerisinde hangisini halledeceğimizi bilemiyoruz. Bir başka konu ise hem hastanelerde hem de aile sağlığı merkezlerinde yapılan gereksiz başvurular. Devletin bu konuda caydırıcı bir önlem alması gerekiyor. Tabii ki bunların yanında hekim sayısında bir artış olması gerekiyor.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.