Yaşlılara bizi baş tacımızdır
Sevgiye, ilgiye, yardıma ve korunmaya ihtiyacı olan yaşlılarımıza karşı önemli görevlerimiz vardır. Atatürk’ün yaşlılarla ilgili şu önemli sözünü hatırlayacak olursak: “Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu, o milletin yaşam kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlüyken, tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin geleceğe güvenli bakmaya hakkı yoktur.”
Milletimiz için, ülkemiz için ve insanlık için yaşlılara önem vermenin kutsiyetini bilmek gerekmektedir. Yaşlılarımız, ellerinden öpülesi tarihi değerler dün ile bugün arasında köprüler kurmuşlardır. Kültürlerimizi ve değerlerimizi yarınlara, gelecek nesillere taşımamızda en önemli faktörlerdir. Yaşlılara itibarı ve saygıyı eksik etmeyeceğimiz gibi, onlara minnet borçlarımızı göz ardı etmemeliyiz.
Ömürlerinin büyük bölümünü insanlığa ve ülkeye hizmetle geçirmiş insanların yaşlandıklarında ve bakımlara muhtaç oldukları dönemlerde ömürlerinin sonuna kadar insan onuruna yakışacak şekilde korunma ve bakım talep etme hakları vardır. Ailelerinden ve çocuklarından hizmetleri alamayanlara Devletimiz gerekli yardımları ve destekleri vermektedir.
Devlet, vatandaşların refah ve mutluluğunu sağlayacak, onlara terk edilmişlik ve kimsesizlik duygularını yaşatmamayı hedeflemiştir. Unutmayalım ki, bir gün herkes yaşlanacaktır. İnsanlar yaşlandıkça daha çok ilgi bekler ve daha çok duygusallaşırlar. Bu yüzden yaşlı insanlara yaklaşalım, onlarla sohbet edelim, onların dertlerini dinleyelim ve onlara gücümüz yettiğince yardım edelim. Çünkü yüce dinimiz İslam: “İnsanların en hayırlısı, başkalarına yararı olandır.” buyuruyor.
Hepimiz yaşlanacağız bir gün. İlgiye ve bakıma ihtiyacımız olacak, sevgi ve saygı bekleyeceğiz. Gönüller yapmak, yüzleri güldürmek, mutluluğa yardımcı olmak tabii ki hedeflerimiz olmalıdır. Çevremizde gördüğümüz yaşlı insanları yakından tanısak, onları kalp gözüyle görsek, hayata bağlanmasına yardımcı olsak, onların duasını alsak, bizlere en büyük ödül olacaktır. Çok şeyler borçlu olduğumuz o değerli insanların yakından gözlerine baktığımızda acıyı, hasreti, yorgunluğu ve özlemi tek tek okuyabiliriz. Onlar, yemekten içmekten önce evlatlarından, dostlarından ve çevresinden alaka bekler. Sıcak ilgiyi görürlerse yüzleri güler, neşeleri yerine gelir. En güzel ödüllendirmeyi de dualar ederek takdim eder.
Onları dinleyelim, altın değerindeki sözlerini beynimize nakşedelim. Selamlarımızı eksik etmeyelim, hal ve hatırlarını sorarak onları mutlu kılmaya çalışalım. Yaşlılar senede bir haftada değil, her haftada, her ayda, her günde ve her saatte anılmalı, korunmalı ve onurlandırılmalıdırlar. Bütün yaşlı insanlara en derin sevgi ve saygılarımı sunar, bütün yaşlı insanların ellerinde öperken muhterem babam için yazdığım bir şiirin iki kıtasıyla satırlarımı tamamlıyorum.
Duanız bizlere kol kanat olur
Hayat girdabında insan kaybolur
Babaya asiler yanar, mahvolur
Kelam eyle babam, takma kafana
Anaya, babaya of bile denmez
Hasretle kucaklar, sevgi eksilmez
İDAR-İ söylüyor hakkı ödenmez
Ferman eyle babam, takma kafana…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.