Yeni partiye ihtiyaç var mi?
Siyasetin gündeminde yeni parti oluşu mu?
Kuruluyor, kurulacak, kuruldu lafları ortalarda dolaşıyor.
Türkiye de bu güne gelen kadar yüzlerce partiler kuruldu, kimileri ayakta kaldı, kimileri parti çöplüğü oldu.
Kimileri tozlu raflara kaldırıldı.
Ayakta kalan, kurulduğu günden beri değişmeden duran tek parti Cumhuriyet Halk partisi.
CH P ara ara isim değişiklikleri yaşasa da, bugün yine seçimler de muhalefetliğini koruyor.
Bugün kurulan aktif faaliyetleri olan siyasi partiler bir birinde kopyalı.
Kırklı yıllarda CHP ayrılarak, demokrat partiyi kuranlarda aynı partinin içerisinde ayrılanlardı.
Geçen yıllar içerisinde CHP dururken demokrat diye bir parti kalmadı.
Kurulduğu yıllarda ülkeyi salıyordu, her yerde hayranlıkla dinleniyordu, aldığı kararlarla Kırşehir’i kaza yapıyorum diyordu, kimsede ses çıkmıyordu.
Yılların kadim şehri birden kaza oluyor Nevşehir’e bağlanıyor.
Başbakanın ağzında çıkan söz geçerliydi, seçmen kimin umurundaydı.
Gün geldi, devran dündü, başbakanım diyen pustu, bir başkalarının azgında çıkan söz kanuna oldu, kendini en tepede görenler birde darağacında buldu.
Daha sonra yine aynı partinin devamı oldu, meydanları inleten şapkamı kaptırman diyen, Süleyman Demirel vardı, bugün yerinde yeller esiyor.
Bu ülkede bu güne kadar irili, ufaklı yüzlerce parti kuruldu onlardan bahsetmek istemiyorum.
Seksenli Askeri cuntanın arkasın da, demokrasi, özgürlük diyen bir parti geldi adı ANAP‘dı kurcusu Özal birçok radikal karlar aldı, sonunda her canlı gibi ölümle buluştu.
Şatafatlı bir dönemin arkasında, bugün ANAP diye ne bir parti var, nede temsilcileri.
Altmışlı yıllarda Milliyetçi çizgiler üzerinde yürüyecek bir parti kuruluyor.
Kurucusu Alpaslan Türkeş uzun yıllar parti başkanlığı yapan Türkeş’in vefatından sonra genel başkan olan Devlet Bahçeli bugüne kadar ara vermeden partinin başında kaldı.
Devlet Bahçeli’nin görüşüne karşı çıkanlar bir başka isim ve genel başkan altında ayrılıp yeni parti kurdular bugün seçimlerde CHP ile İttifak halindeler.
Yılların değişmeyen MSP’si daha sonra kapatıldı, tekrar başka isimler altında yeniden filizlendi.
MSP’nin kurcusu Erbakan hoca iktidar oldu, başbakanlık yaptı, yirmi sekiz Şubat’ı yaşadı ve bugün partisinde geriye ne kaldı.
Diğer partilerde olduğu gibi, Erbakan hocanın oğlu, damadı, kızı, partililer mal davasına düştü.
MSP, RF, FP, SP derken iki binli yıllarda fazilet partisinde ayrılan bir gurup arkadaş yeni parti kurdular.
Yeni partinin kurucuları arsında cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç, Abdullatif Şener, Cemil Çiçek, Hüseyin Çelik, Abdulkadir Aksu, gibi deneyimli bürokratlar ön plandaydı.
İlerleyen yıllar içerinde parti kurucularda kimse kalmadı.
Daha sonraki sürelerde partinin tek başkanı, tek adamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan oldu.
Bugün tek başına partiyi götürüyor.
Bugün aynı patinin kurcuları ayrı bir parti çalışması içinde oldukları görülüyor.
Daha tam net oluşumdan bahsedilmese de gizli toplantıların olduğu basına sızıyor.
Basının gündeminde düşmüyor.
Seçimlerin sonunda yeni parti kurulacak deniyor.
Partinin kurucuları ve amblemi partinin adının bile hazır olduğu söyleniyor.
Söylentiler ne kadar doğru bunu seçim sonrası göreceğiz.
Haberin aslının olup olmadığı seçimler bağlı.
Ak parti seçimin galibi ve güçlü çıkarsa kurulmakta olan partinin sesi olmayacak deniyor.
Ak parti mahalli seçimlerde istenilen oyu almaz ise, yeni parti aktif olacak deniyor.
Her şeyin bir sonu var dostlar.
Şöyle geriye doğru bir bakın hani nerde ben ağayım, paşayım diyenler hepsi kayboldu gitti.
Dünün cumhurbaşkanları, başbakanları, bakanları, seçilmişleri hani nerdeler.
Ne konvoyla karşılayan, buyurun başbakanım, bakanım, seçilmiş vekilim diyen.
Elbette yeni partiler kurulacak, yeniler güçlenirken eskilerin pabucu dama atılacak.
Hayatın akışı böyle...
Doğan büyücek, büyüyen ölecek, hayatın devamı böyle sürecek.