Yeni yıl gelsin, hoş gelsin
Yeni bir yıla girdik. İnşallah yeni yıl ülkemiz başta olmak üzere bütün dünya için öncelikle barış, huzur, sağlık getirmesini diliyorum.
İnsanoğlunun dünyaya verdiği zarar sanki bankadan kredi çekmişiz de geri ödememiz gereken borç gibi misli, misli bize dönüyor. Bu konuda bizlerin yapabileceği en önemli şey, doğal olmayan her şeyden uzaklaşmak zorundayız.
Yılbaşından itibaren plastik poşetlerin ücretli olması önemli bir adım aslında. Bu uygulamayı takip etmesi gereken en önemli husus ise sıfır atık oluşturmak olmalıdır.
Öncelikle atıklarımızı gözden geçirelim. Birincisi yiyecek, yemek artıkları var. Bu çöpler için evlerin mutfak lavabolarına çöp kırma makineleri kurup, kullanılmayan yiyecek atıklarının kanalizasyon sistemine vermektir. Devamında ise belediyeler tarafından kurulan kanalizasyon atık suları arıtma tesislerinde arıtılarak atıklar doğal gübre olarak kullanılacaktır. Yeni yapılan binalara çöp kırma mekanizması müteahhitler tarafından yapılması mecburi olmalı.
Katı atıklar ise evlerde nevilerine ayrılmalı, mahallerde haftanın belirli günlerde evlerden belediyelerce konulan konteynerlere belirlenen küçük bedellerle vatandaştan satın alınmalı. Belediyece verilen kartlara bu bedeller yüklenmeli. O kartlarla da otobüs, metro belediye su bedelleri ve belediye ödenecek olan bütün borçların ödenmesine fırsat verilmelidir.
Pekiyi evlerden çöp alınacak mı? Çöplerin alınmasına gerek olmayacak ki! Çünkü evlerde çöp olmayacak.
* * *
2018 ekonomisi döviz fiyatlarının zirve yaptığını daha sonra biraz geri çekilmesini gördük. İster istemez ekonomide müthiş bir dalgalanma yaratsa da doğru bazı vergilerin düşürülmesi piyasa fiyatlanmasını biraz düşürerek enflasyon canavarını TÜFE’de % 20’lerde, ÜFE’de ise % 33’lerde durdurdu. Vergi indirimi yapılan konut, araç, beyaz eşyada 3 ayda indirim yapılması elbette ekonomiye pozitif etki yapacaktır. Bu indirimler yıl boyu sürer inşallah. Ayrıca gıda ve temizlik ürünlerinde de vergi indirimleri yapılsa gerçekten piyasayı pozitif yönden etkilerken vatandaşın alım gücüne etki yaparken daha çok alışveriş yapmasının yolunu açacaktır.
Piyasanın şu an en büyük ihtiyacı satışların azalmasıdır. Vatandaşın alım gücünün zayıflaması belki de maaş zamlarıyla bir tık yukarı çekecektir.
Esnaf gerekli ciroyu yapamadığından dolayı kira, personel giderleri, vergiler, harçları ödeyememesinin yolunu açması bankadan yüksek faizle kredi çekmesine sebep olurken ilerleyen zamanlarda ise konkordatoya gitmek zorunda olması sıkıntıları katlar. İşyerini kapatanlar ise devletin alacağı vergi kaynaklarını azaltır.
Çiftçiler açısından ekonominin düzelmesi için atılacak en önemli hamle kendi öz kaynaklarımızla üretim yapmamızdır. Dışarıya bağımlı yapılan her ticaret bizim yurtdışına döviz kaynaklarımızın pompalanmasından başka bir şey olamaz.
Bunun için çok basit bir hesap yapalım mı?
İthal ettiğimiz ürün pirinç olsun ve bir kilo pirinci marketten. 6 liraya aldığımız farz edelim. Bu 6 liranın 50 kuruşunu devlet vergi alıyor. 1.50 lirasını ise firmalar kazanıyor diyelim.
Marketten aldığımız yerli pirinç diyelim ki! 8 lira. Pirincin tohumunu alan çiftçi firmaya para ödüyor. Bu firma o pirinci üretirken ıslah ederken işçi çalıştırıyor. Ve de devlete vergi veriyor. Çiftçi traktörüne tohumluk pirinci alıp tarlasına götürürken mazot harcıyor. Devlet mazottan vergi alıyor. Tarlasına pirinci ekiyor. Bu pirinci ekerken hem mazot harcıyor hem de eleman çalıştırıyor. Çalıştırdıkları elemanlarda para kazandırıyor. Aynı şekilde ilaçlama yaptığında, gübre attığında veya başka işlemler yaptığında ilaç fabrikası, gübre fabrikası vergi veriyor. İşçi çalıştırıyor. Vergi veriyor; bu işlemleri yaparken yine işçi çalıştırıyor. Birçok insana iş veriyor. İşte her aşamada devlet vergi alıyor. Bütün fabrikalar dolaylı yoldan çiftçinin ekim yapmasından dolayı iş sahibi oluyor. Birçok insana istihdam sağlanıyor. İşsizlik azalıyor. Kendi öz kaynaklarımızla üretim yapmanın faydası çok büyük ve bunun sonucunda inanın belki de devlet 3 lira vergi alıyor. İşin en acısı ise ithal aldığımız pirinci ithalat firması 4 liraya alırken o parayı dolar yapıp yurt dışına gönderiyor. Ülkemizde ürettiğimiz 8 liralık pirincin bütün parası yine ülkemizde kalıyor.
Kısacası ekonomik kalkınmada özümüze döner kendi üretimimizi kendi kaynaklarımızla yaparsak bizi kimse tutamaz.
Şunu unutmayınız ki! Daha düne kadar tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeten 5 ülkeden biriydik. İthalata tarım ve hayvancılıkta kesinlikle kapıyı kapatmalıyız. Tohumundan, gübresine, ilacına, hayvancılıkta, et üretimine kadar tamamen yerli olmalıyız.
2018’de ithalatımız azalırken ihracatımız arttı. İthalat 2018 yılında 223 milyar dolar, ihracat ise 168 milyar dolar.
Yani cebimizden 55 milyar dolar yurt dışına çıkmış. Ne zaman ki ihracatımız ithalatı geçer, o 55 milyar dolar tam tersi seyirle ülkemize girerse işte o zaman gelişmiş ülke olacağız.
* * *
İnşaat sektöründe konut fazlalığı var. 2017 den beri söylüyorum. Konut sektöründe inşaata biraz dur deyip; fabrikalar kurmalıyız.
* * *
Her türlü şiddete hayır! Kadına, çocuğa hayvanlara hatta bitkilere bile! Çevre kirliliği ise çevreye işlenmiş bir cinayettir.
* * *
Trafikte spin atanlara tehlikeli araç kullananlara verilen trafik cezalarının artırılması, yayaya yol vermeyenlere cezaların artırılması çok güzel oldu.
Ne diyelim artık. Yeni yıl gelsin hoş gelsin. Yeni yıl herkese huzur, mutluluk en önemlisi de sağlık getirsin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.