Ankara sevdalısı yaşayan kültürel bellek Uğur Kavas

ÖZEL HABER: SAMET EKER

Fotoğrafçı, araştırmacı Uğur Kavas, Ankara üzerine olan çalışmalarını ve gelecek yüzyılda yeni bir başkent nasıl olmalı gibi birçok sorumuzu anadolugazete.com.tr’ye açıkladı.

“KENT MÜZESİ, KİTAPLIĞI VE FOTOĞRAF MÜZESİ YOK”

Ankara’nın aslında ne olduğunu bilmeye çalıştığımız ve değerli kılınması için elimizden geleni yaptığımız şu günlerde Uğur Kavas, şöyle dedi: “İller Bankası, Su Süzgeci, Çubuk Barajı Gazino’su gitti ve sayısı onlarca yok olan değer var. Bu tabi Ankaralı olarak bizi çok üzüyor. Ankara ne kadar bir memur kenti olsa da 100. Yılını kutlayan bir Başkent. Dolayısıyla hem kültüre hem sanayiye ve bütün yapılara önderlik etmesi gereken bir şehir. Ankara’da üniversite sayısı çok ama buna nazaran sanat hareketleri ne kadar iyi gidiyor. Arda ardına sanat galerileri kapanıyor. Belediyeler birkaç yerde sanat galerisi açtıklarını söylüyorlar ama onlar da belli bir kesime hitap ediyor. Ankara’da kent müzesi, kent kitaplığı ve fotoğraf müzesi hala yok.”

“YAPILMAMIŞ İŞLER ÜZERİNE VAKİT HARCIYORUM”

Kavas, “Ankara’ya gönül veren birisi olarak Ankara üzerinde yapılmamış şeyler üzerine vakit harcıyorum. Nedir bunlar? Abdülhamit Dönemi Yıldız Albümlerinde Ankara fotoğraflarının albümünü yaptım. Paraşüt kulesinin kitabını yaptım. Şimdi de yok olan bir yerin Ankara Atış Poligon’un kitabını yaptım. Ankara‘la ilgili ilk kez benim yaptığım bir çalışma. Kızılötesi ile Ankara fotoğraflarını çektim. Albümünü ve sergisini açtım. Üç tane fotoğrafçı ve grafik sanatçısını kitabını yaptım. Üçü de sanatlarını Ankara’da devam ettiren, yaşayan ve ölen sanatçılar. Şimdi 19 Mayıs Stadyumu ile ilgili bir çalışma yapıyorum. Bir başka çalışmam Ankara’da erkek kıyafetleri ve diğer bölgelerle benzerlikler. 15-20 senedir bu dosyalar duruyor. Ankara filmleri üzerine kitap yaptık ve iki baskısı yapıldı.” diye açıklama yaptı.

“AMATÖR ARAŞTIRMACI OLMAK ZOR”

Kitapları ve araştırmaları oluştururken yaşadığı zorluklara yönelik Kavas, şunları açıkladı: “Profesyonel bir araştırmacı iseniz bütün kapılar size açılıyor çünkü arkanızda bir güç var. Ama benim gibi amatör bir araştırmacı iseniz yüzünüze kapılar kapanıyor. Paraşüt Kulesi ile ilgili araştırma yaptığımda ancak birilerini araya koyup bir şeyler yapabildik. Ama aradığımız şey kurumda değil, arkadaşımda çıktı. Yıldız Albümlerinde aynı şeyi yaşadım. Başbakanlık basın yayından emekliyim ve basın kartım olduğu halde arşiv açılmadı. Daha sonrası açılan arşiv, yavaş yavaş halka da açmaya başladılar. O kitabı Başbakanlık bastı. Türkiye’de basın fotoğrafçılığı ve görsel tarih üzerine iki cilt baskı yapıldı. 2010’da bitti ve bunu foto muhabirlerine devamını ekleyelim diyorum ama kimsede çıt yok. Türkiye’de foto muhabir kalmadı ki!”

“KÜLTÜREL BELLEK İÇİN ORTAK ZEMİN”

Sözlerini sürdüren ve ‘Basın, milletin özgür sesidir’ diyerek konuşmasına şöyle devam etti: “Ankara’da kaç tane gazete kaldı? Ankara’da yerel basın artık eskisi gibi kuvvetli değil, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışıyorlar. Sizin gibi genç arkadaşlar çabalıyor. Ankara haberlerini daha çok yapmak gerekiyor. Ankara’nın 100. yılı böyle kutlanır mı? Ankara’nın başkent oluşu böyle kutlanır mı? İstanbul’da yer yerinden oynadı ama Ankara’da bir havai fişek patlamadı. Özel günlere yönelik bir hatıra eşyası yok. Bunların haricinde kültürel belleği yeniden oluşturabilmek için geçmişte olduğu gibi bir zeminde oturtabilmemiz lazım. Kuruluşlar arasında bile ayrımcılık var ve herkes kendi arşivini oluşturmaya çalışıyor ama mühim olan ne kadar paylaştıkları.”