Ateş Savaşçıları olmasaydı…
Orman ve orman yangını, hem yazılarım hem de kitaplarım açısından ayrıcalıklıdır! Sahne oyunları; “Bir Doğa Masalı Bin Doğa Gerçeği” ve “Hayvanat Bahçesi”; gölge oyunları (Hacivat Kargöz) “Hepimiz Suçluyuz” ve “Orman Yangını” isimli dört tiyatro oyunumun tümü ile sayısız yazım, şiirim ağaç ve orman dokulu olduğu için bu ‘ayrıcalık’ konusunu kendime yakıştırırım! Bu bakımdan, ne zaman bir orman yangını haberi duysam yüreğim kavrulur…
***
Son günlerde canımız / ciğerimiz Çanakkale’de çıkan ve boğazı gemi trafiğine kapatan orman yangını da yanan tüm diğer ormanlar gibi kanattı yüreğimi…
Başta Yunanistan olmak üzere dünyanın her köşesindeki orman yangınlarında kül olan ağaçlar da Çanakkale’dekilerin akrabasıdır! Daha önce de hatırlattığım gibi; son 30-40 yıl içinde Kanada, Bolivya, Endonezya, Portekiz, Yunanistan, Rusya, Amerika, Brezilya, Peru, Kolombiya, Venezuela, Ekvador, Avustralya gibi ülkelerde yaşanan orman yangınları telafisi imkansız hasarlara, zararlara yol açtı… Yani yanan her ağaç bizim için, dünya için bir büyük kayıptır…
***
‘Orman yangını olmasın’ demek ne kadar doğanın kanunlarına aykırıysa, bu yangınların çok büyük bir kısmının sorumlusu, suçlusu olan insan etkisini göz ardı etmek de gerçeklere o kadar aykırıdır…
Orman yangınları olacaktır! Önemli olan biz ne yapıyoruz ve ne yapmalıyız?
Öncelikle şunu bilmeliyiz: Ateş Savaşçıları, yani orman emekçileri olmasaydı orman yangınlarının yok ettiği alan, can ve mal kaybı çok daha yüksek olacaktı. Belki telafisi de mümkün olmayacaktı.
SETTAR ASLAN’IN HAK/HUKUK MÜCADELESİ
Resmi verilere göre Türkiye'de her yıl ortalama 8-10 bin hektar orman yanıyor.
Bu yüzden, Ateş Savaşçılarının hakkının verilmesi, hukukunun korunması çok önemlidir. Bunun savaşını verenlerin başında Öz Orman İş Sendikası Genel Başkanı Settar Aslan geliyor.
Settar Aslan, orman varlıklarının değerlendirilmesi ve orman yangınları ile mücadelede mühendislere ve yeni işçilere ihtiyaç olduğunu her fırsatta dile getiriyor. Aslan, Türkiye’nin orman yangınına en dirençli bölgesi olan Doğu Karadeniz’de kış ortasında meydana gelen orman yangınlarını hatırlattığı açıklamasında, yangınlarla yılın 12 ayında mücadele etmek gerektiğini belirterek, eğitimli ve uzman ateş savaşçılarına ihtiyaç olduğunu söylemişti. Çünkü artık orman yangınları yaz / kış dinlemiyor…
Bu uğurda can veren kahramanlara ‘şehit’ unvanı kazandıran Settar Aslan, ateş savaşçılığının, uzmanlık ve deneyim gerektiren bir iş olduğunu belirterek, orman teşkilatının yeni personel ile takviyesini özellikle vurguluyor. Bir de her ortamda dile getirdiği bir husus var. Buna göre orman yangınlarında işçi taşımacılığı son bulmalı; şehirler orman yangınları ile mücadelede kendine yeter hale getirilmelidir.
ÇANAKKALE ÖNEMLİ BİR ÖRNEK…
Ateş savaşçıları konusunu yeniden gündeme getirmemin güncel bir sebebi var. Çanakkale’deki yangınında fedakarca, korkusuzca verdikleri mücadele her türlü takdirin üstündedir.
Sert esen rüzgarın etkisiyle geniş bir alana yayılan ve yoğun çabalarla kontrol altına alınan yangında görev yapan orman işçileri saatlerce süren mücadelenin kahramanıydı…
Bir orman emekçisin şu sözleri ne demek istediğimin kanıtıdır:
- Çanakkale’nin rüzgarı hiç bitmiyor ve bitmeyecek de herhalde. Ama biz buradayız. Ne zaman nerede bir ateş görürsek söndürmeye devam edeceğiz…
Ateş Savaşçıları için ne yapsak haklarını ödeyemeyiz. Sağ olsunlar var olsunlar…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.