Cemal Kayı

Cemal Kayı

Ayçiçeği

Ayçiçeği

Ay çekirdeği, diğer adıyla çitlek; Önceleri sulak bölgelerde, bağ bostan tarlalarının kenarlarında az miktarda mısır, bir kaç dal “çetene” ile birlikte eğlencelik olarak yemek, daha doğrusu ÇİTLEMEK için yetiştirilirdi.

Sulak köylerin köylüleri, evlerinde dükkanların, kahvelerin önünde ceketlerinin haral benzeri ceplerine doldurarak getirdikleri çitlekleri “çitlerler” çitleklerin kabuklarını birbirlerinin yüzüne tükürürcesine savurarak sohbet, muhabbet (!) ederlerdi.

Ülkemizde kırk elli yıllık ticari geçmişi olan ve Balkanlardan Balkan Türkleri tarafından yurdumuza getirildiği bilinen ay çekirdekleri artık kıraç tarlalarda da milyonlarca dönüm olarak ekilmektedir.

Günümüzde kıraç topraklara sahip köylüler tarafından da ekilmekte, eğlencelik olarak tüketilmekte, sohbetlerde muhabbetlerde evlerde, dükkanların kahvelerin önünde çitlenmekte, çitleyenler sohbet muhabbet ettiklerini sanarak çekirdek kabuklarını birbirinin yüzlerine karşı tükürürcesine savurmaktadır...

Aslında çekirdek yemekten sohbet etmeye, muhabbet etmeye fırsat kalmadığı gözlemlenmiş, kanıtlanmış olmasına rağmen karşılıklı olarak;

"Hele şu elimdeki bitsin de sana cevap vereyim" düşüncesinin, çitlek çitlemenin dayanılmaz “cazibesine” yenik düşmesi nedeniyle bir türlü eyleme dönüşmediğinden muhabbete başlamadan ayrılındığını göstermiştir.

Benim önerim:

Bundan böyle eş dost biraraya gelip "sohbet edelim, muhabbet edelim!" demek yerine;

"Ahmet bey, Fatma Hanım:

Yarın iş çıkışı falanca parkta buluşup “çitlek çitleyelim, sağdan soldan tanıdıklar da gelir, bir güzel muhabbet ederiz (!) affedersiniz çitlek çitleriz” diyelim yönündedir.

Köylerin şehirlere doldurulması daha sonra Suriyeli kardeşlerimizin(!)de bu muhabbete ortak olmaları nedeniyle *çitlek çitleme* alışkanlığı şehirlere de taşınmış, parklarda bankların önleri, çayırların çimenlerin üstü bir türlü başlamamış muhabbetlerin(!) çekirdek kabuklarının harmanlarıyla dolmaktadır!

Ülkemizde:

Gündöndü, Günebakan, Ayabakan Ayçekirdeği, Ayçiçeği Çitlek, Şemşamer, Devramel adları ile anılan bu güzel bitkinin Dünya'ya Peru'dan yayıldığı, Avrupalıların Güney Amerika'yı işgalleri döneminde beraberlerinde getirdikleri, önceleri süs bitkisi olarak saksılarda yetiştirdikleri söylenmektedir.

Aslında “yağlık ve eğlencelik” olarak tüketilen ayçiçeği geçmişte ülke yağ tüketiminin % 60'ını karşılamakta iken günümüz iktidarının her konuda olduğu gibi ayçiçeğinde de girdi fiyatlarını yüksek tutması, üç beş yandaş firmanın para kazanması uğruna, milyonlarca ayçiçeği üreticisi mağdur edilmiş, üretici ayçiçeği üretiminden vaz geçmek zorunda bırakılmıştır.

cemal-kayi-006.jpg

Dışarıdan, örneğin Ukrayna’dan ithal edilip milyarlarca dövizin dışarıya gitmesinin yanında Ukrayna savaşı nedeniyle ithalat durmuş, ülkemizde, uzun süre ayçiçek yağı kıtlığı çekilmiş, karaborsalar oluşmuş, yağın litre fiyatı da tüketicinin alamayacağı boyutlara ulaşmıştır...

Anavatanın Peru olduğu bilinen ayçiçeğini, Peru ve Meksika yerlilerinin sap ve köklerini tıbbi amaçlarla kullandıkları, yağını da kutsal addererek saçlarına ve vücutlarına sürdükleri söylenmektedir.

Ne diyelim:

"Kasabın yağı bol olursa saçına başına sürermiş" derler.

Dileğimiz;

Bizim ülkemizde de tekrar tarlalar Günebakanlarlarla, Gündöndülerle, Ayçiçekleriyle, Çitleklerle, Semşamerlerle şenlensin de bizler de Perulular gibi fazlasını saçımıza başımıza sürelim...

Saygılarımla...

Kırşehir Akpınar Hacıselimli Köyü

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cemal Kayı Arşivi

Atlar

15 Mart 2023 Çarşamba 00:05