Bakan Vedat Bilgin, Sakıp Sabancı’yı ayağa kaldıracak!
Mevzu, seçim dozerinin altında ezilmeyecek kadar mühim!
Hatta Türkiye’nin ve tüm insanlığın hayat/memat meselesi…
Kendimden bir örnek ile gireyim konuya…
*
Ortaokul yıllarımdı. Demek ki 12-13 yaşlarındayım. Yani net 50 yılı var…
Uzun yaz tatili başlayınca, bir tanıdık vesilesiyle Siteler’de bir iş yerinde çırak olarak işe başlamıştım. Yeni üretilmeye başlanan Murat-124’lerin el freni üretiliyordu burada.
İşyerinin adını unuttum ama patronumun adı unutulacak gibi değildi: Ayhan Işık.
Yoğun, yorucu işimize mesai saati uzunluğu ve yol çilesi de eklenince perte çıkmış otomobil gibi sürüklerdik kendimizi…
*
Çalışma süresinin 6 saate, çalışılan gün sayısının 4’e düşürülebileceğiyle ilgili haberleri, yorumları görünce hem ilk işimdeki hem de sonraki dönemlerde yaşadığım mesai tanımazlık geldi hatırıma! Bir de yerli ve milli iş insanımız merhum Sakıp Sabancı!
*
Önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in sözlerini hatırlatayım.
Bakan, önümüzdeki 25 yıl içinde 6 saat ya da daha az fiili çalışma sürelerinin devreye gireceğini söylemiş…
Haklı gerekçeleri var: Teknoloji, insan emeğini ikame eden yeni bilgiler üretim sürecine girdikten sonra çalışma biçimleri değişmeye başladı…
Yani yeni bir çalışma gün süresi ve mesai düzenlemesi kaçınılmaz hal alıyor…
Araştırdım, bazı ülkelerde uygulanmaya başlanmış. Uygulama ile üretim artışı ve çalışanların ruh/beden sağlığı alanında olumlu yansımaları görülmüş…
İşin bu tarafı başka bir yazı konusu olabilir ama başlığı temize çıkarmak istiyorum!
*
Rahmetli Sakıp Sabancı, iş dünyamızın kendine özgü isimlerinden biriydi. İş ile ilgili bir şey konuşurken dünyanın en ciddi, sohbet olsun diye konuşurken en mütebessim ve neşeli insanıydı.
Bir gün bir televizyon ekranında görmüş ve dinlemiştim.
Özetle diyordu ki:
- Gardaşım, dünyanın en çok tatil yapan ülkesiyik. Bu kadar tatil olmaz; Türkiye’mizin üretmeye ihtiyacı var. Daha çok çalışmak, daha çok üretmek zorundayık…
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in ‘gelecekte olabilir’ dediği şeyi duysa, mezarında ayağa kalkıp şöyle bağırır herhalde:
- Gardaşım yapmayın, etmeyin; daha çok çalışın, daha çok üretin…
*
Merhum, çalışma ve üretme konusunda haklıydı elbette ama artık insan beyni, bedeni ve teknoloji yoğun üretim ilişkileri çalışma koşullarının değişmesini zorunlu kılıyor.
İnsanlar hem çalışmak hem de kazandığı parayı harcayabileceği bir hayat tarzı istiyor.
Geleceğin Türkiye’si buna hazır olmalı…
Rahat uyu ağam!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.