.....Şener Şen: Gelmeyen, puşttir (!)

Kemal Sunal: Gelmeyen, puşt ogli puşttir (!)

Şener Şen: Ebabil, guşdir(!)

Kemal Sunal: Garışdırma ula Ebabili...

(Davaro Filminden)

Ebabili de karıştırdılar. Maşallah el atmadıkarı yer kalmadı... Maşallah o kadar becerikliler ki, her konuda (!)

CHP Grup Başkanı Özgür Özel, açıkladı:

Twitter'de neymiş,

-Ulan bizim ki de “EBABİL” olsun demişler. Kur'an-ı Kerim'de Fil Suresinde adı geçen zavallı EBABİL kuşlarını bile günahlarına ortak etmişler...

25 Ebabil bir araya gelmişler ve “Ebabil Hareketi Telegram Kanalı” adında bir “WhatsApp” kanalı kurmuşlar. Bu kanal sekiz bin trollle çalışıyor. Bu sekiz bin troll, bu kanal üzerinden yalan bilgiler yayıyor. Ekrem İmamoğlu'na yükleniyor, altılı masaya yükleniyor. Muhalefete yükleniyor...

Kılıçdaroğluyla, Akşenerle altılı masanın görüşmeleriyle ilgili, İmamoğlu'yla, Yavaş ile ilgili yalan haberleri, sahte belgeleri sosyal medya üzerinden paylaşıyor. İtibarsızlaştırma çalışmaları zihin bulandırma işlemleri yapıyor. Bu sekiz bin kişiye parayı kim veriyor, nereden veriyor vb. vb vb.?

“Habeşistan Krallığı'nın Yemen Valisi olan Ebrehe, miladi 570 yıllarında Sana şehrinde muhteşem bir tapınak yaptırmıştı. Amacı Kâbe ziyaretine rağbet eden Arapların ziyaretini oraya yani Sana'ya çevirmekti. Bu duruma tepki gösteren bir adam da bir gece yarısı bu  tapınağa gidip içine pislemişti. Bu harekete çok kızan Ebrehe gidip Kâbeyi yıkmaya karar verdi. Topladığı 60 bin asker ve fillerle Mekke'ye doğru yola çıktı. Fillerden en güçlü ve büyüğünün adı Mahmud'du.

Ebrehe, önüne çıkan güçleri yenerek, Taif şehrine geldi. Buradan bir kısım askerlerini Mekke'ye göndererek, Peygamberin dedesi Kureyş Kabilesinin reisi Abdulmuttalib'in mallarını yağmalamalarını emretti. Askerler, Abdulmuttalib'in iki yüz devesiyle beraber kabilenin hayvanlarını da alıp getirdiler.

Hayvanlarına el konulan Abdulmuttalib, Ebrehe'ye gelip develerinin iade edilmesini istedi. Ebrehe kabul etmedi. Dedi ki:

Benden develerini istiyorsun da Kâbe’den söz etmiyorsun, halbuki, ben onu yıkmaya geldim.

Abdulmuttalib: Ben develerin sahibiyim. Kâbe’nin de onu koruyacak sahibi vardır.

Bu görüşme sonunda develer geri verildi.

Mekke halkı bu güçlü orduyla savaşamayacağını anlayıp dağlara saklandı neticeyi beklemeye başladı.

Ebrehe'nin ordusu Fil Mahmud'u öne sürerek Mekke'ye girdi. Kâbe’yi halatlarla bağlayıp fillere çektirerek yıkmak istiyorlardı. Bu sırada Ebrehe'nin yol kılavuzlarından Nüfeyi, koca filin kulağından tutarak;

-Ey Mahmud, çök (!) sakın ileri gitme. Sağ salim geriye dön, dedi. Sonrada koşarak dağa ulaştı.

Fil Mahmud direndi, Kâbe’yi yıkmak için gücünü göstermedi, sonra da yere yattı.

O anda sürü halinde EBABİL kuşları ortaya çıktı. Her birinin ağzında ve ayaklarında nohut iriliğinde taşlar vardı. Bu taşları ordu üzerine mermi gibi boşalttılar. Kime rastlarsa mermi gibi delip geçiyordu. Askerlerin çoğu öldü, Fil Ordusu dağılarak Yemen'e geri döndü. Ebrehe ise dönüş yolunda öldü. Kâbe olduğu gibi kaldı.

Kuran'da Fil Suresi bu olayı anlatır.”

“Ebabil Hareketi Telegram Kanalı”nın faaliyetlerini Özgür Özel'in açıklamalarından duyduktan sonra üşenmedim, Ebabil olayını araştırdım. Karşıma çok kötü bir Türkçeyle yazılmış bu öykü çıktı. Düzelterek sizlerin bilgisine sunuyorum (!)

Ne diyelim; aradan bin beş yüz sene geçmiş olsa bile, EBABİL kuşları halâ işe yarıyor demek ki...

Onların Twitter kuşu varsa, bizim de Ebabil kuşumuz var. Twitter kuşuyla nasıl Tweet atılıyorsa, Ebabil kuşuyla da yalan ve iftira atabilirsin, devletten ihaleler alabilirsin (!)

-Gelmeyen puştir (!)

-Puşt ogli puştdir (!)

-Ebabil guşdir (!)

-Garışdırma ula Ebabil'i...

Saygılarımla...