Ege'de sular ısınıyor
*
Sayın Cumhurbaşkanı 7 sene sonra Atina'ya resmi bir ziyaret gerçekleştirdi.
*
Aslında iade-i ziyarette diyebiliriz, çünkü Sayın Erdoğan geçtiğimiz eylül ayında Birleşmiş Milletler toplantısı için gittiği Amerika'da, Türk Evi'nde birçok lideri misafir etmişti. Bunların içinde Yunanistan Başbakanı Miçotakis'te vardı.
*
Hatta Türk Evi'ndeki görüşmeden bir kaç ay önce de NATO zirvesinde bir araya gelmişlerdi.
*
Yani bu görüşme Sayın Erdoğan'ın Mayıs 2022'de "Benim için Miçotakis diye biri yok" söyleminden sonra gerçekleşen ilk görüşme değildi.
*
Dünya kamuoyunda da önemli yankılar buldu Erdoğan'ın Yunanistan ziyareti.
*
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın zaman zaman sert, adeta geri dönüşü olmayacak gibi görünen söylemleri çıkışları olsa da bu siyasetin doğası gereğidir.
*
Tabii her ne kadar zaman zaman tansiyon yükselse de Türk/Yunan komşuluk ilişkileri geri dönüşü olmayan bir yola girmedi.
*
Aslında işin özü çok basit. Bize dost gelene kapımız her zaman açık.
*
Fıtratımızda kötülük yoktur çünkü bizim. Bize kötü yaklaşılmadığı sürece kimseye kötü yaklaşmayız. Ama bize düşmanca tutum sergileyen olursa da mukabilinde karşılık vermesini de iyi biliriz.
*
Çok eski bir deyimle "Komşu komşunun külüne muhtaçtır" sözü bir şekilde hep akıllarda kalmayı başardı.
*
Eskiler iyi bilir, Anadolu'ya gelen biri kendini hiç yabancı hissetmez. Misafirperver bir millettir Türk milleti. Gecenin bir yarısı bile bir kapıyı çalsanız geri çevirmez kimse "Tanrı misafiri"der. Böyle bir gelenekten gelen milletin devlet geleneğinde de bakış açısı aynıdır.
*
Sayın Cumhurbaşkanı'nın dünkü Atina ziyareti yeni başlangıçları da tabii beraberinde getirdi. İlk adım olarak alınan kararla 10 Ege adasına kapıda vize uygulaması başlayacak. Bu iki ülkenin de ekonomisinin büyük bir parçası olan turizm açısından da çok kıymetli.
*
Sadece Yunan adalarına gidecek olan Türk vatandaşları için değil. O adalarda geçimini sağlayan adanın yerlileri içinde çok önemli.
*
Ege'nin sıcak iklimi gibi dostlukları pekiştirmenin vakti çoktan gelmiş, geçiyordu bile..
*
TÜRKİYESİZ AVRUPA, AVRUPASIZ TÜRKİYE DÜŞÜNÜLEMEZ!
*
100 sene evvel İstanbul'u işgal edenlerin Anadolu da bizi Yunanlılarla karşı karşıya getirdiği emperyalist zihniyet bugünde aynıdır.
*
Türkiye’nin son dönemlerde bölgedeki hakimiyeti ve savunma sanayiindeki önemli atılımları herkes tarafından görülüyor. Tabii bu belli kesimleri ciddi rahatsız ediyor. Haliyle Türkiye’nin bu hakimiyetinin önünü kesmek için türlü stratejik oyunlar oynanıyor.
*
Bu oyunlar bazen direk bazen dolaylı yollardan kendini gösteriyor ama bütün bunlara göğüs germek sağlam durabilmekte başka bir ülkenin altından kalkabileceği iş değil.
*
Türkiye üzerine oynanan oyunları iyi görüyor. Oyunu bozmasını da oyunun içinde kalmayı da iyi biliyor. Oyun kurucu olmayı da.
*
Bir devletin temel direği Askeri gücüdür. Askeri açıdan ne kadar güçlü iseniz o kadar caydırıcı ve söz sahibisiniz demektir.
*
1952 yılında bu yana NATO'nun en önemli askeri gücüne sahip bir kaç üye ülkesinden biridir Türkiye. Niye bunu söylüyorum çünkü NATO'nun ABD hariç tüm üyeleri AB ülkelerinden oluşuyor.
*
Yani Avrupa Birliğinin Askeri kanadında 71 senedir çakı gibi dimdik duran bir Türkiye var. Ama AB üyeliği hep bir şekilde bahanelerle ertelenen bir Türkiye.
*
Tabii son dönemlerde bu gücü hazmedemeyenlerin özellikle çıkardığı vize problemleri sebebi ile Shengen bölgesine seyahat etmek isteyen Türk vatandaşlarına uygulanan saçma sapan zorluklar bilinçli yapılan bir takım sözde yıpratma politikaları uygulanmaya çalışılıyor.
*
Türkiye Cumhuriyeti bu boş oyunlarına hiç bir zaman boyun eğmedi. Türkiye hiç bir zaman Avrupa'ya da muhtaç olmamıştır.
*
Ancak Türkiyesiz bir Avrupa'nın, Avrupasız da bir Türkiye’nin
bugün ki konjöktürde asla düşünülemeyeceği de apaçık bir gerçektir.
*
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.