Öğretmen ve yazar Ercan Değirmenci: Kitap okumada Afrika’nın gerisindeyiz
Öğretmen ve yazar Ercan Değirmenci ülkemizde kitap okuma oranının çok düşük olduğunu ifade ederek “Türkiye’de çocuklar kitap okuma konusunda çoğu Afrika ülkelerinin gerisinde kalmış durumda olduğunu ifade etti.
Anadolu Gazetesi’nin röportajlar köşesine bu hafta öğretmen ve şair Ercan Değirmenci’yi konuk ettim. Değirmenci ile hem hayata dair hem de Kırşehir üzerine güzel bir röportaj yaptık. Bu keyifli röportajı ilgi ile okuyacağınızı tahmin ediyorum. İşte ben sordum Ercan Değirmenci cevapladı ortaya güzel röportaj çıktı.
*Duran Erdoğan: Kimdir Ercan Değirmenci? Kısa özgeçmiş lütfen!
*Ercan Değirmenci: 1970 yılında Kırşehir'de doğdum. İlk ve ortaokulu Toklumen köyünde, lise öğrenimini Kırşehir'de yaptım. Atatürk Üniversitesi Tarih Öğretmenliği Bölümü’nden 1993 yılında mezun oldum. Evli ve 2 çocuk babasıyım. Halen öğretmen olarak görevime devam ediyorum.
*Duran Erdoğan: Şiir-edebiyat-güzel sanatlarla ilgili olduğunuz belli. Eserlerinizin isimleri?
*Ercan Değirmenci: “Kırşehirli Âşık Salih” ve “20.Yüzyılın Şairleri Amca İle Yeğen” yayınlanmış eserlerimdir. Şu anda da bir eser üzerinde çalışmalarımı devam ettirmekteyim.
*Duran Erdoğan: Hiç ödül aldınız mı?
*Ercan Değirmenci: Yazarlık alanında almadım.
*Duran Erdoğan: Doğal mısınız? Aynaya bakınca kendinizi nasıl buluyorsunuz?
*Ercan Değirmenci: Doğal olduğuma inanıyorum.
*Duran Erdoğan: Mûsikî zevkiniz?
*Ercan Değirmenci: “Abdal” tarzı halk müziğine dinlemekten zevk alırım.
*Duran Erdoğan: Pekmez akıllı Kırşehirli sözünü duydunuz mu? Ne dersiniz?
*Ercan Değirmenci: Bu sözle ilgili birçok hikaye duydum ve okudum. Sizinle pekmez hususunda ilginç bir tespitimi paylaşmak isterim. Pekmez yüksek olan şeker içeriği nedeni ile iyi bir enerji ve karbonhidrat kaynağıdır. İçeriğinde yer alan şekerin tamamı basit şeker olduğundan dolayı üzüm pekmezi bebekler ve çocukların sağlıklı ve doğal beslenmesi açısından oldukça faydalı bir besindir. Özellikle beyin gelişiminin oldukça önemli zamanı bebeklik dönemidir. Bu dönemde beynin enerji ihtiyacı oldukça fazladır. Beyin ise yoğun enerji kaynağı olan bu üzüm şekerinden farklı şeker kullanmaz, daha birçok faydası var.
İlginç olan ne biliyor musunuz? Pekmez ile ilgili Türkçe yazılı literatür ancak 1940 yılında “üzüm pekmezleri üzerine teknik araştırmalar” başlıklı bir araştırma ile yazılmaya başlanmıştır. Aktan, R., 1940. Üzüm Pekmezleri Üzerine Teknik Araştırmalar. Ziraat Dergisi. 1(12): 12-28 Ankara.
Anadolu’da 7500 yıl Önce bağcılık biliniyordu Yöntem geliştiren ziraatçılardan olan Columella M.Ö 1.yy’da yaşamış olup, Tarım ve Ağaçlar adlı eserinde; birçok meyve ve sebzenin üretiminden ve saklanma yöntemlerinden bahsetmekte ve kaynatılmış üzüm suyundan bahsetmekte olup yazılı literatüre geçirmiş.
*Duran Erdoğan: En sevdiğiniz yemek-şair-yazar-coğrafi bölge. vs.?
*Ercan Değirmenci: Aşık Seyfullah’ın şiirlerini tanıyana kadar en sevdiğim şair Ahmet Arif’ti. En sevdiğim yazar ise Uğur Mumcu ve Muzaffer İzgü’dür. Uğur Mumcu ile tanışmak mümkün olmadı ama Muzaffer İzgü’yü okulumuza davet edip tanışma fırsatım oldu.
*Duran Erdoğan: En son okuduğunuz kitap?
*Ercan Değirmenci: En son “Amca İle Yeğen” kitabını yazarken 1949 baskılı “Toklumenli Âşık Seyfullah” adlı derleme kitabını, Mikail Bayram’ın “Ahi Evren - Mevlana Mücadelesi / Sosyal ve Siyasi Boyutlarıyla” adlı kitabı okudum.
*Duran Erdoğan: İçki-sigara, alkol ve sair bağımlılıklar, var mı? Eğitimci gözüyle topluma mesajınız olmalı, ne dersiniz?
*Ercan Değirmenci: İçki, sigara, alkol ve sair kötü alışkanlıklarım yok. Hiçbirini kullanmıyorum.
*Duran Erdoğan: Sizce internet-akıllı telefon-televizyon nedir ne değildir? Faydalı mı? Zararlı mı?
*Ercan Değirmenci: Ne amaçla kullandığınıza bağlı. Elektronik posta olarak güzel. İletişim sektörüne ülkemizde çok büyük yatırımlar yapılıyor ne yazık ki bir o kadar da internet bağımlığından kurtulmak için harcama ve beyhude olan bir çalışma içine giriliyor. Ülkemizde eğitim reform merkezi teknoloji değil öğretmen odaklı olmalı PISA sonuçları ve sonrası itibariyle Singapur incelendiği zaman daha iyi anlaşılacaktır.
*Duran Erdoğan: Sporla aranız nasıl, hangi takıma ilgi duyarsınız?
*Ercan Değirmenci: Futbola ve voleybola merakım vardır. Milli takımı saymazsak, takım bazında tuttuğum bir takım yok.
*Duran Erdoğan: Samimiyet ve öfke denilince ne anlatırsınız?
*Ercan Değirmenci: Oto kontrol sistemi aklıma gelir.
*Duran Erdoğan: Hobisi olmayan insan düşünemiyorum: Sizin de‘Hobiniz’ vardır mutlaka?
*Ercan Değirmenci: Yeni yerler görmek ve farklı yüzler görmek isterim. Ben farklılıklarımızın ayrıştırıcı değil, birleştirici olduğuna inanıyorum
*Duran Erdoğan: “İyi ki”leriniz nelerdir?
*Ercan Değirmenci: Elbette var. Örneğin Etimesgut İMKB Suvari Ortaokulu bahçesine Neşet Ertaş sahnesinin yapılması iyi kilerimden birisidir. Bu sahne de 2014 yılında “Neşet Ertaş Bilim Ve Sanat” ödüllerinin verilmesi diğer iyiki’lerimden birisidir.
*Duran Erdoğan: “Keşke”leriniz nelerdir?
*Ercan Değirmenci: Bu soruya cevap vermek için daha erken olduğu inancındayım.
*Duran Erdoğan: Zengin misiniz? Fakir misiniz?
*Ercan Değirmenci: Zenginlikten kastınız maddî zenginlik ise bir mal veya mülküm yok. Gönül zenginliğimi soruyorsanız kendimi dünyanın en zengin insanı olarak görüyorum.
*Duran Erdoğan: Dindar mısınız?
*Ercan Değirmenci: İnsanlar dünyayı dört ana disiplin çerçevesinde anlamlandırır. Bunlardan birisi de dindir. Din, korku ile karışık kutsal sevgidir. İnsanın fıtratında korku varsa din de vardır. İnsanların İslami düşünce açısından iki şeyi iyi okuyup anlaması gerekir. Biri Kur’an-ı Kerim diğeri sünnet. İslami inanış açısından bu ikisi dışındaki arayış; yol tutuş yanlışlık ve beyhude cabadır. O zaman din tüccarlığı ortaya çıkar.
Temmuz 1948'de Millet Partisi'nin kurucuları arasında yer alan ve 1950 Türkiye Genel seçimlerinde Millet Partisi'nin tek milletvekili olarak Kırşehir'den TBMM'ye giren Osman Bölükbaşı; Hayatım boyunca bütün sektörleri tetkik ettim, en karlısının "din ticareti" olduğunu gördüm demiş.
Âşık Seyfullah bu din ticaretini ne güzel ifade etmiş:
“Padişahı tarik-i Hak ‘tan ayıran
Fikrine muvafık fetvalar veren
Vatana evvelce darbeyi vuran
Girit’i Bosna’yı veren hocalar”
Dini anlama konusunda son olarak şu hadisin iyi okunup, anlaşılmasını isterim.
“Öyle bir zaman gelecek ki okuma meraklı kurrâ çoğalacak; fakîhler ise azalacak ve bu sûretle ilim çekilip alınacak. Daha sonra öyle bir zaman gelecek ki insanların okudukları boğazlarından aşağı geçmeyecek.” der. (Hakim, Müstedrek, V, 504)
*Duran Erdoğan: Neden korkarsınız?
*Ercan Değirmenci: En çok nedensiz korkudan korkarım.
*Duran Erdoğan: Sizce mutlu ve mükemmel yaşantının formülü nedir?
*Ercan Değirmenci: Mutluluk sahip olduğun değerlerdir. Mutsuzluk sonu olmayan maddi hırstır.
*Duran Erdoğan: Kaza ve Kader sizce ne anlama gelir?
*Ercan Değirmenci: Kur’anda bu hususla ilgili ayetler vardır. Örneğin “Biz, her şeyi kader ile [bir ölçüye göre] yarattık.” (Kamer 4) der.
Bir hadiste ise ; “Siz bununla mı emir olundunuz? Veya ben bunun için mi sizlere peygamber olarak gönderildim? Şunu biliniz ki sizden önceki ümmetler bu tür tartışmalara başladıkları zaman helak olmuşlardır. Böyle tartışmalara girmemelisiniz” (Tirmizî, “Kader”)
Başka bir hadiste :(Kaderden bahsedilince dilinizi tutunuz!) der. [Taberani]
*Duran Erdoğan: Ölüm ve Ölümsüzlüğü tarif eder misiniz?
*Ercan Değirmenci: Ölüm bedenden ruhun huruç etmesidir. Âşık Salih bu durumu şöyle izah eder:
“Can cesetten çıkar gider yerine
Gafil durma senedin yok yarına
Tamahkâr olup dalma derine
İğneden ipliğe sorulur bir gün”
Âşık Seyfullah’ta tekrar dirilişi, ölümsüzlüğün başlangıcını şöyle anlatır:
“Erince hitabullah semadan yere
Cümle ruhlar girer can verir sere
Boynunda kefeni yörür mahşere
Kurtulur kabirden dardan ayrılır”
*Duran Erdoğan: Hedefleriniz?
*Ercan Değirmenci: Hedefim hedefsiz kalmamaktır. Hiçbir zaman çok yaşamak hedefim değil amaç bir şeyler yapabilmektir.
*Duran Erdoğan: Kırşehir devamlı göç veriyor… Bu göç nasıl durdurulur?
*Ercan Değirmenci: Diğer illerde olduğu gibi Kırşehir de iç göçten etkilenmiştir. İç göçten göç veren ilde göç alan ilde olumsuz yönde etkilenir. Elbette kısa vadede 50 yıl sonra uzun vadede 100 yıl sonra tersine göç yani şehirden kırsala göç başlayacak. Güzel istenen ve olması gereken bir durum. Sıkıntı plansız bir göç olması bende tedirginlik yaratıyor. Şu an için Kırşehir’in beden göçünden ziyade beyin ve kültür temsilcileri göçü var mı? Kırşehirli olarak ortak bir mirasın varisçileriyiz. Önemli olan bunu gelecek kuşaklara aktarıp aktaramayacağımız husustur.
*Duran Erdoğan: Sizce Kırşehir’in eksiği-fazlası neler?
*Ercan Değirmenci: “Kırşehir’in bugün itibariyle gün yüzüne çıkarılmamış birçok kültür değeri olabilir. Buna gün yüzüne çıkmamış bir zenginlik olarak bakabiliriz. Eninde sonunda bu değerler bir şekilde ortaya çıkarılır. Bu bir sıkıntı değil. Sadece burada bir gecikmeden bahsedebiliriz. Yaşayan bir değer olarak Neşet Ertaş’tan bahsediyorduk. Bugün yaşayan bir değer deyince ikinci bir isim aklımıza geliyor mu?. Çok iyimser olarak “belki ….” diyebiliyoruz. Ben şu an için bu kelimeyle başlayacak bir cümle dahi kuramıyorum. Tabii ilerde Âşık Seyfullah gibi ortaya çıkar diyebiliriz. Ama Âşık Seyfullah’ın yaşadığı dönemle şimdi ki dönemde iletişim çok farklı bir boyutta. İletişim araçlarının zirve yaptığı bir dönemdeyiz.
Kırşehir’imizi anlatmak için dil yetersiz kalabiliyor da.
Âşık Seyfullah:
“Seyfullah bir daha uğrar mı yolum
Vasfını yazmaya acizdir dilim
Köyüm Toklumen’dir Kırşehir ilim
Mübarek toprağın taşın Kırşehir”
*Duran Erdoğan: Unuttuklarım, sormadıklarım olabilir. Son mesajınızı alabilir miyim?
*Ercan Değirmenci: Teşekkür ederim. Türkiye’de çocuklarımızın kitap okuma konusunda çoğu Afrika ülkelerinin gerisinde kalmış durumdadır. Japonya’da toplumun % 14 ü, Amerika’da % 12 si, İngiltere’de ve Fransa’da %21i düzenli kitap okurken Türkiye’de ise, oran binde bir.
Türkiye’de 1 kişinin kitap okumaya ayırdığı zamanın; bir Norveçli 300, Amerikalı 210, İngiliz ve Japon 87 katını ayırıyor. Dünya ortalaması da Türklerin ayırdığı zamandan 3 kat fazla. Türkiye’nin nerde ise yaklaşık % 30’u hiç kitap okumuyor. Kitap okuma oranımız çok düşükken okuduğunu anlama oranına hiç girmeyelim.
Türkiye’de 1 kişinin kitap okumaya ayırdığı zamanın; bir Norveçli 300, Amerikalı 210, İngiliz ve Japon 87 katını ayırıyor. Dünya ortalaması da Türklerin ayırdığı zamandan 3 kat fazla. Kitap okuma oranımız çok düşükken okuduğunu anlama oranına hiç girmeyelim.
Temennim kitap okuma oranımızın çağdaş ülkeler seviyesine ve daha sonra da üzerine çıkmasıdır. Sözlerimi Âşık Seyfullah’ın “Çocuklarıma Öğüt” şiirindeki bir dörtlüğüyle son vermek isterim.
“Bir kişinin aslın sor öyle tanış
Bilmediğin işi bilene danış
Putperest de olsa âlimle konuş
Cahilin sözünden kâr olmaz oğlum”
*Duran Erdoğan: Üstadım Ercan Hocam, bana zaman ayırdınız. Keyifli bir röportaj gerçekleştirdiğime inanıyorum. İlginize Gazetem adına çok teşekkür ediyorum.
*Ercan Değirmenci: Kırşehir kültürüne, kültürel değerlerine, kaynak kişilerine çok önem verdiğiniz için asıl ben zaat-ı âlînize çok teşekkür ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.