Göbeğimde ki yağlar bir türlü erimiyor
Asrımızın en büyük rahatsızlıklarından biri de maalesef obezite. Pekiyi insanlar neden obez oluyorlar? Maalesef obez olmanın başlıca iki sebebi var. Birincisi yediğimiz içtiğimiz şeylere dikkat etmiyoruz. İkincisi ise maalesef hareketsiz yaşıyoruz.
Yediğimiz içtiğimiz her şey öncelikle doğal ortamda üretilen ürünler değil. Ürünler genellikle sağlıksız. Özellikle obez olan insanların beslenme alışkanlıklarına baktığımızda cipsler, kolalar, hazır gıda ürünleri ve de bu gıdaların en önemlilerin içinde hızlı yemek, yemek ile aşırı ekmek tüketimidir. Ayrıca her an yemek yeme psikolojisi içinde ağızlar boş durmuyor. Buda obeziteyi tetikliyor.
Bunun dışında kilosu normal olup, göbekte bölgesel yağ dokusu olan insanlar var. Aslında zayıfım ama göbeğim biçimsiz diyenler çok fazla.
Burada en önemli veri ise kadınlarda bel çevresi 88 cm. erkeklerde ise 102 cm. geçtiği zaman birçok hastalığa kapı araladığınız farkında mısınız?
Bende istemiyorum. Böyle biçimsiz bir göbekle gezmeyi diyenlerinizi duyar gibiyim. İşte bunun için benim size önerilerim olacak. Öncelikle vücudunuzda insülin direnci gelişmiş olabilir. İnsülin direnci vücudun normal işleyişine engel olan mani bir durumdur. Çünkü bu sıkıntıyı bizatihi kendimde yaşadım.
Yürüyüşte yapıyordum ama yine de göbeğimde ki bölgesel yağlardan kurtulamıyordum. Vücudum zayıflasa da göbeğim erimiyordu. Geçenlerde bir arkadaşım 30 kilo vermiş. Zayıf olamama rağmen benim göbeğimin çevresi 101 santimdi.
Ondan aldığım en önemli bilgiler benim için akşam saat 4'ten sonra kesinlikle bir şey yemeyeceksin ve de iki öğün arasında yemek yemeyeceksin, sabah ve akşam bir poğaça büyüklüğünde ekmek yiyeceksin, günde 1,5-2 litre su içeceksin diye öğüt verdi.
Bende arkadaşımın dediklerini yaptım. Ondan farklı olarak sadece akşam saat 4'ten sonra 5 tane marul yaprağını yıkayıp yanıma koydum. İçim ezildikçe ondan ufak ufak parçalayıp yedim. Bazen marul yerine lahana yaprağı koydum. Bir günde çiy ıspanak yedim.
Bu arada vücudumda eksik olan B-12, çinko ve de magnezyum takviyesi aldım. Sizde eksiklik söz konusu değilse almanıza gerek yok.
Gelelim hareketsizliğin çözümüne, hedef günde en az 10000 adım atmak olmalı. Ancak hiç yürümüyorsanız; 10000 adımı hemen yürümeye kalkmayın sakın. Hatta önce yemek yeme saatlerine uyum gösterene kadar sadece 3000 adım atsanız yeter. Kendinizi zorlamadan adım sayınızı ve ritminizi yavaş yavaş artırın.
Önce kendinizi yemek programına ısındırın, o kadar uzun süre aç kalmayacağınızı düşünüyorsanız. Bir iki hafta akşam saat 8'den sonra bir şey yemek yemeyerek başlayın ama ara öğün yemek yok. Ancak siz iki yemek arasında yumruğunuz büyüklüğünde iki tane meyve yiyebilirsiniz. Onu da hepsini bir anda değil de parça parça dilim, dilim yiyerek zamana yayın. Eğer acıkırsanız marul, ıspanak, pırasa, karnabahar, brokoli ve diğer yeşil yapraklı sebzeleri çiy olarak içiniz ezildikçe bir parça alarak yiyin. Zaman içinde öğün arasındaki yemeyi azaltın. Özellikle şeker hastası olanlar kendilerini asla riske atmasın. Doktorunuza danışın.
Zaman içinde akşam 4' ten sonra yemek yememeye başlayacak, günde 10 000 adım atacak ve de belinizin, inceldiğinizi göreceksiniz özellikle şeker hastaları ekmeği yemedikleri için şeker seviyelerini de kontrol altına girecektir. Bu arada makarna, bulgur pirinç yerseniz bir kepçeyi geçmesin. Bunlardan herhangi birini yerseniz ekmek yemek yok.
Sağlığınızda dikkate almanız gereken en önemli unsurlardan bir tanesi de, yediğiniz yağlara mutlaka dikkat edin. Omega-3 / Omega-6 dengesi 1/4 olmalı. Yani bir yemek yapıyorsanız, 3 kaşık ayçiçeği yağı kullanıyorsanız, 1 kaşıkta natürel hakiki sızma zeytinyağı kullanmalısınız. Yemeğe üç kaşık Ayçiçek yağı veya tereyağı kullandıysanız salatanıza 1 kaşık hakiki natürel sızma zeytinyağı da kullanabilirsiniz. Aslında mümkünse zeytinyağını daha çok kullanın fiyatı pahalı ama gücünüz yetiyorsa kullanın. Ben şahsen tamamen zeytinyağı kullanamıyorum. O sizin ekonomik gücünüze bağlı. Kesinlikle margarin kullanmayın. Tereyağı da aynı şekilde Ayçiçek yağı gibi omega-6 içerir. Onun için mutlaka zeytinyağı gibi omega-3 kaynağı olan beklide en önemlisi balığı sofranızdan eksik etmeyin. Çiftlik balığı sakın almayın, çünkü doğal değil. Bu konuda omega- 3 zengini deniz balıklarından somon, ringa, ton balığı ve bizim kendi öz balıklarımız hamsi sardalye ve de uskumrudur. Irmak ve göl balıklarında da elbette omega-3 var tabi ki. Bu balıklarda omega 3 oranı biraz düşük olabilir.
Bu oranı iyi ayarlarsanız, ilerleyen yaşlarda Alzheimer, bunama, psikolojik sorunların önüne geçersiniz. Çünkü bu konudaki araştırmalar omega-3'ün mucizelerini tartışılmaz kılıyor.
Benim belim 101 cm'den 93 cm kadar 20 gün içinde indi. Üstüme giydiğim giyeceklerde 1-2 beden düştüm. Tabi ben 15000 adımdan aşağı atmıyorum. Bir keresinde 21000 geçtim.
Ancak insanlar arasında kişisel farklılıklar olabilir. Bu sebeple bu diyeti uygulamadan önce mutlaka ama mutlaka doktorunuza danışın. Buna rağmen kilo veremiyorsanız tiroit bezleriniz çalışmıyor olabilir. Farklı bazı sebepler varsa doktorunuz bunu size mutlaka söyleyecektir.
Sağlıklı mutlu, huzurlu fit bir yaşam dileğiyle...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.