Hangi vasıfla oy vermem gerekir
Bir seçim takvimi daha önümüze serildi. Mahalli seçimler, Mart 2019 tarihli seçim takvimi. Koalisyonlar bitti bitecek diyerek, Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerini geride bıraktık. Bu seçimlerde koalisyon yerine ittifaklar doğdu, ittifaklar yapıldı, liderler konuştu konuşurken dilleriyle yara izi bıraktılar. Seçmeni anasından doğduğuna pişman ettiler, analık gibi bir dürüm verdiler, bir yumruk vurdular. İttifak’ın biri diğer birini çeşitli suçlamalarla hatta hainliklerle dile doladılar.
Diğeri karşılık olarak ağıza alınmayacak sözlerle karşıladılar. Biz seçmen olarak bu saçma sözlerden bıkmış birik ve beraberliğimizi bozmak, kutuplaşmak gibi ifadelerle karşı karşıya kalmıştık. Derken yerel seçim takvimi yine zamanlı zamansız parti liderlerinin anlamsız söylemleriyle karşı karşıya kaldık. Tam birinin konuşmasına adapte olacakken, diğer biri başka gündemle kamuoyunu meşgul etmeye başlıyor. Günlerce, bu konuşmalar yorumlanıyor her ağızdan her dilden bir şeyler söyleniyor. Ne Türkiye’nin çevresi, ne de Türkiye’nin iç meselesi gündemi bu kadar meşgul etmiyor. İlaha da ittifak, illaha da lider furyası… Beyler! Ben seçmenim, hele hele konu yerel seçimse bu başka bir önem taşımaktadır. Ben ülkücüyüm, ben Türk milliyetçisiyim, ben önce vatanım diyen biriyim. Şimdiye kadar her seçimde bana layık olan partimin adaylarını destekledim. İyi günümüz oldu, kötü günümüz oldu ama rahattım.
Çünkü adayımız en azından fikrimizin adamıydı. Az oy aldık sevindik, meclise üç milletvekili gönderdik sevindik, Türkiye çapında oylarımızı binlerden milyonlara çıkarttık sevindik, idealimiz çığ gibi büyüdü sevindik. Meclis’e giremedik, barajı aşamadık hem üzüldük hem de önümüzü göreceğimiz hatalarımızı anlayacağımız için sevindik. Şimdi neler oluyor ben bunu kavramakta zorluk çekiyorum. Bana kayıtsız şartsız bazı yerlerde bir partinin adayının destekleneceğini söylüyorlar.
Peki bu destek vereceğimiz aday, Türk milliyetçilerinin özünde bulunan vasıflardan yoksunsa, adamı destekleyeceğiz mi? Bu aday, Türk milliyetçiliğini ayaklar altına aldığını söylese de mi destekleyeceğiz? Bu aday, Türk milliyetçiliğinin vasıflarından yoksun biri ise de mi destekleyeceğiz? Bu aday yerel seçimlerde herkesin tanıdığı, insanlara yukarıdan bakan birisi olursa da mı destekleyeceğiz? Sevgili okurlarım, sizlere geçmişten bir örnek vermek istiyorum; “Benim partim İstanbul’dan Ahmet Refik Alp isminde dünya çapında bir bilim adamını, aday gösterdi.
İstanbul’dan aldığı oyla seçilemedi. Ama gururluyduk, başımız dikti, çünkü adayımız Türkiye’ye duyurulmuş isim yapmıştı.” O zaman bu büyük insanı aday gösterenlere şimdi ne olmuştu da, bazı yerlerde aday göstermiyoruz. İdealimiz ittifak yaptığımız partiye mi teslim edilmiştir. Bundan sonra hep böyle mi olacak, belki bana kızacaksınız, belki de aleyhime küfredeceksiniz.. Beyler! Biz diğer siyasi partilere, hiç benzemeyiz, bizler bu vatan için canını seve seve toprağa düşenlerin partisiyiz. Biz cebinde 35 kuruş ile ciğerleri şişirilip pencereden aşağıya atılan Dursun Önkuzular’ın partisiyiz.
Biz hapishanelerde namaz kılarken, kafasına dipçikle vurulan şehit olan ülkücülerin partisiyiz. Biz kurtarılmış bölgelere asılan bez parçalarını indirmek için nöbette alnından vurulanların partisiyiz. Biz biziz, biz vatanız, biz milletiz, biz bayrağız, biz laf ebeliği yapan gruplardan değiliz. Biz kime oy verileceğini iyi tahlil edenleriz. Biz ülkücünün kokusunu, ciğerlerine kadar çeken bozkurtlarız. Biz, ona buna benzemeyiz. Biz Türk milletiyiz. Ne mutlu Türk’üm diyene…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.