İki halde de Batı’nın çöküşü ana kural
Hak ve hukuk çiğneme döngüsüne yine girdi Batı ama bu sefer, gömüleceği bataklıkta sonuçlanacak macerası. 100 metreci çevikliğiyle bataklığa koşuyor, bu kez de aşacaklarına inanıyorlar. Başkalarını bataklığa atıp, onları çiğneyerek aşıyorlardı eskiden, hiç öyle bir gelecek görünmüyor aldıkları kararlar, uyguladıkları siyaset ve çiğnedikleri haklar ve hukuk açısından.
Son 30 yılda Hocalı, Bosna, Ruanda, Arakan’da olduğu gibi, en az 4 soykırımı izlediler kıllarını kıpırdatmadan. Şimdi Filistin’dekini her gün canlı yayın izliyor, hatta silah satarak uluslararası kuruluşlarda sessiz kalarak üstüne destekliyorlar soykırımı.
Daha büyüğü Sudan’da işleniyor; tecavüz, sokakta infazlar, etnik temizlik, kasıtlı yakılan yıkılan evler, 15 milyon insan göçtü ülkeden ama adı geçmiyor haberler ve Batı gündeminde.
Hak, hukuk, adalet ve demokrasi, insan hakları edebiyatı var, uygulaması yok bunların dünya düzeninde.
EŞKIYALIĞI ARTIK ÇABUK İFŞA OLUYOR
600 yıldır hırsızlık, eşkıyalık meşru sistemi oldu, vahşetine karşı koyamayan dünya ülkelerini sömürme ‘medeniyeti’ olarak geçtiler dünya tarih sayfalarına. Şimdi kurdukları sisteme yutulmak üzereler.
Bugün ABD, İngiltere ve sömürgesi ülkeleri, Almanya, Fransa ve etkisiz eleman Avrupa ülkeleri ile İsrail’i, ‘Batı’ olarak tanımlayabiliriz. Hiçbir medeni gelişme olmamış gibi, aynı vahşeti sergileyerek kısıldıkları ekonomik ve siyasi cendereden bir kez daha çıkabileceklerini düşünüyorlar.
Anlaşılıyor ki onların sömürgeci, eşkıya akıllarında hiçbir değişiklik olmamış ama insanlık, çok değişti. Sömürge ve köleleştirme tarihlerini yüzlerce yıl sonra, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları dümenlerini 100 yıl sonra öğreniyoruz ama internet teknolojisi, bugün yaptıklarını birkaç dakika ya da saat içinde duyuruyor bize. Çabuk ifşa oluyor kurulan tezgah ya da tuzakları.
BATI ÇÖKERTİLMEDEN YENİ SİSTEM KURULAMAYACAK
Bu sömürgeci sistemin yarattığı adamlar, bugün devletler üstü bir güce erişti, Batı matı gözetmeksizin tek elden dünya idaresine talipler bugün. ABD, İngiltere ya da İsrail olmanızın bir değeri yok onlar için. Dünya hakimiyeti hedefinde herkes aynı değerde artık onların gözünde.
Buna karşılık dirençli ulus devletler, insanlıktan kopmadan yenilenme çabalarına ilişkin oluşumlar kuruyor birbiri ardına ve ‘tek devletçiler’le duyarsız Batı’nın karşısına, seçenek üretiyorlar. Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), BRICS, ŞİÖ gibi örgütler, bu eğilimin öncüleri.
Hak, hukuk, adaleti ya da demokrasi, insan hakları gibi kavramları çıkarına göre uygulayan Batı, bencilliğini sürecek, dünyayı eskisi gibi dönecek sanıyor. İki tarafın da hedefindeki Batı çökmeden, yeni sistemin kurulamayacağı kesin artık.
YAŞANMAZ BİR DÜNYA KURDULAR
‘Tek dünya devletçileri’, herhangi bir güçlü devlete tahammülü olmadığı için Batı’nın dişini kırmak zorunda; herkes zayıf olmalı. Dirençli ulus devletler ise Batı’nın 600 yıldır insanlığın dengesini altüst eden ekonomik ve siyasi sistemini, yeniden dengelemek için Batı’yı zayıflatmak ya da yıkmak zorunda; kendilerinden başkalarına yaşanmaz bir dünya kurdular çünkü.
İki gücün bilek güreşi arasında kalmaktan kaçamayacak Batı. Batı’nın ezilmesi ve yıkılması, ikisinin de kaçınılmaz ana kuralı. Güçlerin gücü çok şiddetli ve dozu arttıkça en çok onlar zarar görecek. Yeni dünyayı okuyamayan Batı, hayal aleminde eski rüyaları görmek, kuralları çıkarına göre uygulamak ve hakları çıkarına göre çiğnemek huyundan vazgeçemiyor.
Hak yemenin, 600 yıllık uyuşukluğu içindeler.
Bu seferki bataklığı insanlık, olumlu ya da olumsuz, aklını başına almazsa kesinlikle içine batan Batı’nın üzerine basarak aşacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.