Keskin nişancı Türk kızını 52 kurşunla öldüren Anzaklar
Çanakkale; tarihe ve tarife sığmaz kahramanlıkların olduğu kadar, yüreği alev alev kara sevdalıların, sevip de kavuşan, kavuşamayan güzel kızların, yağız delikanlıların yurdudur…
Bugün;
Kara, kara kazanlar / Kara yazı yazanlar / Cennet yüzü görmesin / Aramızı bozanlar
Diye feryat eden Çanakkaleli bir kız; ya da;
Karanfilin moruna / Ölüyorum yoluna / Çifte kurban adadım / Sevdiğimin yoluna.
Manisiyle cömertlik sergileyen delikanlı; veya;
Bir fırın yaptırdım / Doldurdum ekmekleri / Gel beraber yiyelim / Yaptırdım börekleri
Diye türkü çığırarak Gelibolu’nun ‘Evreşe Yolları’nda gezinen bir davetkar, “Bana bakma benim yarim var” havasını atarken…
Dün;
Yurdu işgale uğramış bu toprakların yiğit kadınları düşmana kök söktürüyordu…
Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı yıllarında kadınlarımızın erkekler kadar fedakarlık gösterdiği belgeleriyle bilinir…
*
Kültür Sanat Muhabirleri Derneği’nin Turizm Bakanlığı katkılarıyla düzenlediği, “Medya, Kültür / Sanat ve Turizm Buluşmaları” için bir grup gazeteciyle üç gün dolaştığımız Çanakkale’nin merkezinde, bizlere sahipliği yapan Ezine ilçesinde ve binlerce yıllın ötesinden bugüne kalan sanat eserlerinin sergilendiği açık/kapalı alanlarda dolaşırken ruhumu saran, bedenimi sarsan şeyleri yazmayı sürdüreceğim ama; bugün; gezinin çok önemsediğim ve fakat izlerini göremediğim bir yanından söz etmek istiyorum…
*
Şunu peşinen söyleyeyim: Bu konular Hollywood canavarlarının elinde olsa dünyayı sarsacak ve hasılat rekorları kıracak filmler çekerler...
*
Türk kadını tarih boyunca her zaman eşinin yanında, ekonomik ve sosyal hayatın içinde olmuştur. Bunun o kadar çok örneği var ki kadınlarımız devletin en üst kademelerinde görev alacak kadar etkin olmuştur dün de bugün de...
Çanakkale’ye gelelim…
*
Türk kadını bu cehennemi ortamda cephedeydi. Türkün kurtuluş, Türkiye’nin kuruluş mücadelesinde sadece kağnılarla yiyecek, mühimmat taşımadı; keskin nişancı olarak da görev yaptı. Gösterdikleri başarı dillere destandır.
Bunun kanıtını Avustralyalı piyade er J.C. Davies’in annesine yazdığı mektupta görmek mümkün. Diyor ki:
“Benim de vurulduğum 18 Mayıs 1915 günü, keskin nişancı bir Türk kızı pusuda çarpışıyordu. Gizlendiği yerden gün boyunca ateş etti ve çok sayıda adamımızı vurdu. Ancak gün batmadan bir Avustralyalı tarafından vurulmasına gene de üzüldüm. Güzel, yapılı ve tahminen 19-21 yaşlarında genç bir kızdı. Ölü olarak ele geçirdiğimizde yanında başka bir Türkün ölüsünü de bulduk. Genç kızın bedeninde tam 52 kurşun yarası vardı… Bu savaş korkutucu.”
*
Prof. Dr. Ahmet Mete Tunçoku’nun, kaynağı Mısır’da yayımlanan “The Egyptian Gazette” adlı yayın organına uzanan ve bir askerin İskenderiye’den ailesine yazdığı mektuba dayanarak aktardığı bilgiler de çok önemlidir. Kıymetli hocamız, bu yazıda, “Türk kadın savaşçılardan şöyle bahsedildiğini” belirterek şunları aktarıyor:
“15 Ağustos 1915 Pazar günü savaşa katıldık ve büyük bir tepeyi ele geçirme görevi aldık. Bu arada çok can kaybı verdik. Şarapnel parçaları, makineli tüfek mermileri yanı sıra, pusuda ateş eden keskin nişancı Türk kadın savaşçıların ateşi altında adeta cehennemde ilerlemek gibi bir şeydi bizimkisi. Burada çarpışanların çoğu kadın ve kız. Kendilerini yeşile boyayıp, ağaç ve bodur bitkilerle uyum sağlamış.”
*
Prof. Dr. Tunçoku’nun aktardığı bir başka belge de, Yeni Zelandalı bir askerin savaştan sonra ülkesine döndüğünde, ses kaydı bulunan bir görüşmesidir. Asker diyor ki (mealen):
“Keskin nişancı Türk savaşçısını yakalamak için operasyon düzenledik. Bu nişancıyı ele geçirdiğimizde kadın olduğunu görüp şaşırdık.”
*
Tarihçiler tarafından dünyanın ilk kadın hükümdarı olarak kabul edilen; M.Ö. 6. yüzyılda yaşamış olan Tomris Hatun, Türkleri birleştirerek turan birliğini kuran bir kadın olarak bilinir. Turan Kağanı Alp Er Tunga’nın torunu olması da önemli bir özelliği…
Atatürk’ün ‘Kara Fatma’ dediği cesur Türk kadını Fatma Seher Hanım anıtı dikilecek kadar büyük fedakarlıklar göstererek örnek oldu…
Şerife Bacı, Halime Çavuş, Gördesli Makbule, Tayyar Rahmiye, Asker Saime, Hatice Hatun, Tayyibe Hatun, Sultan Hanım ve daha nice Türk kadını vatanı için çalıştı, can verdi…
Çanakkale geçilseydi onlar da bizler de bu topraklarda olmazdık, olamazdık. Hepsine de rahmet ve selam olsun…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.