Temmuz sıcağını dayanılmaz kılan ateş, koalisyonu oluşturan siyasi parti liderlerinin Türk Telekom için yaptıkları zirvelere sıçradı. Sonunda, Telekom konusunda Öksüz ikna edildi ve Telekom yönetimine üç yeni atama yapıldı. 3 gün sonra da IMF 1.5 milyar dolarlık kredi dilimini onayladı.

17 Temmuz 2002 akşamı, Devlet Bahçeli’nin isteği üzerine Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz istifa etti. Ertesi gün gazetelerde Öksüz'ün istifası, bazı gazeteler tarafından “Nihayet gitti” manşetleriyle duyuruldu.

Ağustos ayına gelindiğinde, ekonomide hava yeniden olumsuzlaşmaya başladı. Beklenen iyileşme bir türlü sağlanamıyordu. Sanayi üretimi hızla düşerken, enflasyondaki tırmanış artıyordu. Birkaç ay öncesine kadar kamuoyundan büyük destek alan Derviş'in bu desteği kaybetmeye başladığı hissediliyordu.

YÜKSELEN TEPKİLER

Bunun ilk belirtileri kısa sürede görülmeye başlandı.

Çeşitli platformlarda dile getirilen karşıt sesin tonu giderek yükseliyordu.

Hakkını sokakta aramaya başlayan memurların boy hedefi olan Kemal Derviş, TOBB Genel Kurulu’nda da topa tutuldu.

Çeşitli şehirlerden Ankara’ya akın eden memurların taşıdığı pankartlar ve attığı sloganlar, Derviş’in siyasi beklentiler açısından moralini bozmuş olmalıydı.

İşçisi, memuru, çiftçisi, esnafı, emeklisi, ev kadını sokağa çıkmış bir ülkede siyasete soyunan Kemal Derviş’in işi hiç de kolay olmayacaktı.

Dönemin TOBB Başkanı Fuat Miras’ın eleştirilerinden payına düşeni alan Derviş, yapılan diğer konuşmalarda da eleştiri oklarına hedef oldu.

DERVİŞE ZOR SORULAR

TOBB Başkanı Fuat Miras’ın Genel Kurul’da yaptığı konuşmada Derviş’i hedef alan sözleri hem yenir yutulur olmama özelliği hem de onun muhtemel aktif siyasi hayatında aleyhine kullanılacak unsurlar taşıyordu.

Programa hiçbir zaman destek vermeyeceklerini ifade eden Miras’ın gerekçeleri vardı. Her şeyden önce, IMF’den alınan 3.9 milyar doların bankalara ve hazineye gittiğini, reel sektörün havasını aldığını söylüyor ve ekliyordu:

-Devalüasyon öncesi Merkez Bankası’ndan 680 bin liradan döviz alanlar neden açıklanmıyor? Bu mu şeffaflık? Sayın Derviş, 81 banka döviz aldı diyor. Cesareti varsa açıklasın...

-Milyarlarca dolarlık dış ve iç kaynak çarçur edildi. Koskoca Türkiye 10-15 milyar dolar borç para için hepimizi derinden yaralayan tavizler veriyor...

TOBB Başkanı Fuat Miras’ın zehir zemberek sözleri, siyasete atılma niyetindeki Kemal Derviş’i ne tür bir muhalefetin beklediğini gösteriyordu.

TELEVOLELİK OLDU!

Danışmanları tarafından yanıltıldığını ve televolelik hale geldiğini söyleyen Fuat Miras’ın yanı sıra, Derviş’i eleştirenler arasında, gazetecilerin sorularını cevaplandıran dönemin Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu da vardı.

Bakan Derviş’in siyasetin neresinde olduğuna ilişkin bir soru üzerine, Uslu, onun siyasetin neresinde olduğundan çok başka bir hususa dikkat çekerek, mevcut siyasi partilerin tembelliği, verimsizliği ve ürkekliği yüzünden siyasetin tıkandığını söyledi. Derviş’in siyasal mesajlarını henüz almadığını belirten Uslu, “Ama uyguladığı politikalar, benim kanaatime göre işçi, emekli, memur, dul, yetim ve çiftçi kesiminde tepki topluyor” diyordu.

MUHATAP HÜKÜMET...

Bunun yanında, dönemin İTO Başkanı Mehmet Yıldırım’ın, “Derviş’e eleştiri yapmaya hakkımız yok. Bizim muhatabımız Derviş’i getirenler” sözleri ile İSO Başkanı Hüsamettin Kavi’nin, “Dün baygın olan, nefes alma limitinde bulunan Türkiye, bugün ayağa kalktı ve daha çok nefes almak için çare arıyor. Derviş Türkiye’nin kurtarıcısı gibi tanıtılıyor. Halbuki hükümetin görev verdiği olağanüstü güçleri olmayan bir insan. Bizim muhatabımız hükümettir” ifadeleri, okların başka yöne dönmesi bakımından Derviş’i rahatlatacak türden söylemlerdi.

TARIM DA TEPKİLİ...

Tarım sektöründe de Derviş’e cephe alınmasını sağlayacak gelişmeler yaşanıyordu. Ziraat Odaları Birliği Genel kurulunda Tarım Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’e gösterilen tepkilerin dolaylı hedefi de o idi.

Yaptığı fiyat teklifini niyet mektubundaki ‘dünya fiyatları karşılaştırmasına” dayandırdığını söyleyen Gökalp’e, “Nereye yürüyelim, Meclis’e mi?” diye bağıranlar; hükümet icraatları kadar, IMF-DB politikalarının tavizsiz uygulayıcısı Kemal Derviş’i de hedef alıyordu.

DURUMU ÖZETLEDİĞİM DÖRTLÜK

Bir hışımla gelip geçen Kemal Derviş’e tepkiler artarken, durumu bir dörtlük ile özetlemiştim o zamanlar. Şöyle:

Derviş düşmüş yollara

Sabır diyor kullara

Taş olsa çatlar idi

Baksa geçen yıllara

Yazacak, anlatacak çok şey var ama yerimiz dar, zamanımız az! Belki başka yazılarda…