Millet olmadan devlet olmaz, devlet olmayınca da millet yetim kalır!
Konut maliyetleri artıyor buna karşılık konut satışlarındaki düşüş beni ister istemez düşündürüyor. Bence inşaat sektörü artık konut değil de üretim yapacak fabrikaları inşa etmeli. Kısacası konut üretimine biraz ara vermek çok akıllıca olacak. Maksat inşaat sektörüne de dur demek değil tabi ki! Farklı alanlarda iş yapması için yönlendirmek lazım. Şuan yapılmış olan konutların fiyatlarını daha makul seviyeye çekilmesi ve konut kredi faizlerinin hiç olmazsa bir seneliğine aşağı çekmek ekonomimiz açısından faydalı olacaktır.
Ekonomimiz şu an merkez bankasının faiz artırımı yapıp yapmayacağını bekliyor. Faiz artışı konut satışlarını daha aşağı çekecektir. Faiz artırımı yapılınca konut sektörü darbe alacak. Yapılmayınca ise Dolar ve Euro’nun artışını önlemek güçleşecek. O da başka sorunları getirebilir. Makul seviyeleri mutlaka merkez bankası değerlendirecektir. Ekonomi çok kefeli hassas bir teraziye benzer. Dengeleri iyi korumak gerekir.
- konut sektöründe meydana gelebilecek olan bu tehlikeyi geçen sene mart ayında “Dünya Yıldızı Bir Türkiye İçin” başlıklı yazımda dile getirmiştim.
Önümüzdeki dönemde hem Tarım ve Hayvancılık ile her türlü Sanayi faaliyetinde üretime önem verirken özellikle ithalat kamburundan kurtulup ihraç eden bir ülke haline gelmemiz şart.
Enerji sektöründe dışa bağımlılıktan kurtulmak için enerji sektörüne de hız vermeliyiz. Güneş enerjisi ve rüzgâr enerjisi gibi alanlarda da hızlı bir gelişim göstererek dışa bağımlı enerjisinden kurtulmalıyız. Bu arada unutmadan söyleyeyim. Maalesef konut ve işyerlerinde kendi enerjisini üretmek isteyenlere de maliyet hariç ekstra harç ve vergiler çok yüksek. Bu harç ve vergiler sıfırlanmalı veya minimum bir seviyeye çekilmeli. O zaman insanlar konut ve işyerleri için yüksek ücretler ödemek zorunda kalmadığı için konutlarda ve iş yerlerinde elektrik üretimi için başvuranların sayısı eminim rekor bir şekilde artacaktır.
Turizm yatırımlarında da özellikle zengin turisti çekecek yatırımlar şart. Mesela Antalya’daki 4 milyon dolarlık Hint düğününe ev sahipliği yapmak gibi.
Hintliler derken aklıma gelen en önemli hususlardan biri de yazılım teknolojisinde en önde olan dünya ülkesi olduğudur. Sanırım sizlerde biliyorsunuz. İşte onlar gibi bizde maliyeti daha az, çevre kirliliği yaratmayan yazılım teknolojisinde Türk markalarını yapmak için atılımları da bekliyoruz. Neden olmasın. Bu konuda devlet desteği şart; ben gençliğimize güveniyorum. Robot yapıp uluslararası yarışmalarda ödül kazanan çocuklarımız var. TÜBİTAK’ın bu konuya eğilmesini özellikle bekliyoruz.
- umut olmalı. Çocuklarımıza neşe getirmeli. Geleceğe ümitle bakmalıyız. Onun içinde her zaman söylediğim gibi planlı büyümüyoruz ama planlı büyümek zorundayız. Yolları yapıp sonra kazıp su elektrik doğal gazı çalışması yapmamalıyız. Çünkü ülkemizin her alanda başarıyı yakalamak zorunda; çünkü ülkemizin dostu değil düşmanı çok. Hani bebek doğar da dünyaya gözünü açar ya! Biz de artık gözümüzü açıp hayata merhaba demeliyiz. Ama şunu unutmayalım ki! Kendi halkımızdan başka bu çocuğa şefkat gösterecek hiçbir dostumuz yok. Ne Amerika’nın materyalist emperyalist sistemi, ne de Rusya’nın komünizmi bizi ilgilendiriyor.
Çünkü
Biz Atatürk’ümüzün bizlere emanet ettiği karma ekonomik sistemini savunuyoruz.
Çünkü, “Millet Olmadan Devlet Olmaz, Devlet Olmayınca da Millet Yetim Kalır!”
23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramımız Türk Milletimize armağan olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.