Peki, biz neyiz?
Zehirlenme vakası Kore’de olsaydı, Kim Joung’un Savunma Bakanı ve Tugay Komutanı’nı Uçaksavarla kurşuna dizerdi…!
Demek ki dikta değiliz.
Zehirlenme vakası Avrupa da olsaydı savunma bakanı ve tugay komutanı derhal istifa eder yargılanırdı…!
Demek ki demokratikte değiliz.
Aynı vaka Arabistan ya da İran’da olsaydı savunma bakanı tugay komutanı yemek firması ipte sallandırılırdı…!
Demek ki biz de şeriat ta yok.
Eğer aynı vaka Amerika’da olsaydı, bir komplo teorisi uydurulur düşman bir ülke belirlenir ve oraya saldırılırdı.
Demek ki emperyalistte değiliz.
Eğer, Japonya ya da Çin’de olsaydı firma sahibinden bakana kadar her sorumlu utancından harakiri yapardı…!
Demek ki utangaç ta değiliz.
Aynı vaka Sosyalist bir ülkede olsaydı firmadan bakana kadar herkes hapse atılır aklanan bırakılır, diğer kalanlar hapiste çürürdü…!
Demek ki sosyalistte değiliz.
Eğer zehirlenme vakası Osmanlı da olsaydı Yeniçeriler ayaklanır, Seraskerin paşaların sadrazamların bile kellesi giderdi…!
Demek ki Osmanlı’nın torunları da değiliz.
Aynı olay Rusya’da olsaydı, PUTİN halkından ve ordudan yana tavır alırdı. Sorumlu olanların bir tarafından kan alırdı…!
Demek ki bir dünya lideri de değilmişiz.
Öyleyse biz neyiz? Bilen varsa söylesin. Tutturmuşuz bir Türk tipi Başkanlık sistemi kör dövüşü yaparak yol almaya çalışıyoruz. Kendi kahramanlarına bu kadar uzak duran bir anlayış olur mu? Vatanı için ölmeye giden kahramanlarımıza analar gözyaşı dökerken birileri nemalansın diye neden suskun kalınır. Yapacağız, sorumluları yargı ya taşıyacağız diyerek günü geçiştirmek kabul edilebilir mi? Bu mu uğruna bu kadar mücadele verilen Türk tipi Başkanlık sistemi?
Olmaz olsun…!