Dursun Erkılıç

Dursun Erkılıç

Plaka peşinde

Plaka peşinde

Arabamın iki plakası da çalındı!
Daha doğrusu yeğenimin üzerine kayıtlı, oğlumun olan ve fakat bendenizin kullandığı otomobili evimin 50 adım uzağına park etmiştim ki bir gece ansızın iki plakayı da söküp götürmüşler!
Binanın kamerası 20 adım ötesini gördüğü ve alçak hırsızlar en küçük bir ipucu bırakmadığı için kullanamadığım arabayı birkaç gün sadece seyredebildim!

Pilaka denilen teneke neymiş
İnanın araba asıl o şeymiş
Konu/komşu hemen nasıl da duymuş
Mevzu mahallenin gündemi oldu

Evet, ben otomobili seyrederken mahalleli de beni seyrediyordu!
Büyük ihtimalle acıyor, ‘zavallı adam, Allah yardımcısı olsun’ diyorlardı!
Bendeniz hırsızlara içimden dört dörtlük küfürler yollarken, doğal olarak polisi devreye soktum!
Geldiler… En az benim kadar şaşırdılar!
-Nasıl olmuş abi bu böyle?
-Valla ben de anlayamadım!
-Kapılarda, pencerelerde, bagajda bir zorlama var mı?
-Yok yok… Doğrudan plakaya dalmışlar!
-Tamam… İki taraftan tutup çekiyor koparıp götürüyorlar.
Ardından ‘olay yeri’ geldi, iz yok…

Allah razı olsun polis, ekipten
Onları korusun düşman rakipten
Benim umudumsa sıkı takipten
İnşallah denk gelir mevzu kapanır

Mevzu kapanmalı. Çünkü kimilerinin dillendirdiği gibi pis işlerde kullanılırsa en azından ‘hele bi’gelele’ diyeceklerdir!
Tamam, olaya karakolumuzun tüm polisleri de hakim ama tatsız iş vesselam…
Asıl çile bundan sonra başladı. Otomobil adına kayıtlı olan yeğenim tatildeymiş, ara ki bulasın! Bulduk!
Teknolojinin tüm imkanlarını kullanıp vekalete kavuştuk. Karakoldan aldığım evrakların bir bölümünü bulamadım. Düşürmüşüm! Önce karakola, oradan aldığım evraklarla Emniyet’e seğirttim!
Koşturmacada kullandığım emanet otomobili Emniyet’in dibindeki otoparka bırakıp içeri girdim. “Senin için noterlik” dediler çıktım. Etrafı kuşatmışlardan birinin, ‘abi şu arkadaşımızı da köşeye kadar götür’ teklifini, ‘kafam karışık’ diyerek reddedince 10 dakika bile kalmadığım park için 12 TL ödeyip notere koştum. 5 dakikada ruhsatı ve plaka numaramı aldım. Ancak…

Ruhsat ile yeniden Emniyet’e koşturdum
İşim bitti diyerek kendi kemdim coşturdum
Pilakayı almış da yola düşmüş hoş turdum
Çekecek çilem varmış amma haberim yokmuş

Bir 12 TL daha vermemek için otomobili bu kez Ankamoll’ün otoparkına bırakıp (uyanığım ya) içeri girdim ve bir su alarak çıkıp Emniyet’e kadar yürüdüm. Oradan, ‘Şoförler Odasına gideceksin’ yönlendirmesiyle ter atmaya devam ettim!
Güneş acımasızdı. Plaka basılacak yere vardığımda saat 12.00 olmuştu. İşini çok hızlı yapan ama herkesi fırça atar gibi sert söylemlere uyarıp yönlendiren görevli parayı aldıktan sonra, ‘saat 2’de gel’ diyerek beni yol’cetti!

Yeniden düştüm şimdi AVeMe’nin yoluna
Dur diyen ayağımın bakmadım hiç halına
Diyorum ki dostlarım şu da şöyle biline
Bir işe başlamadan sağlıklı bilgilenin

Saat yaklaşırken yeni yola revan oldum. Plaka basılan yerin önündeki kalabalığa karışınca, küçücük/daracık camlı bölmenin içine dizilmiş plakalar arasından beni süzen yeni numaramızla göz göze geldim! Kısa sürede kavuştuk birbirimize.
Yeniden AVeMe’nin otoparkına yürürken, ayağım, ‘yaktın beni hocam’ diye isyan etti!
Onun da benim de pilim bitti!
Eve vardım, duşa daldım, uzandım. Her bir yanım bir yandan buruyordu etimi. Kalktım, masaj çektim. Türkiye-Fransa maçı ilaç oldu! Filenin sultanları ile gururlandım.
Sonra yazıya geçip günün defterini dürdüm…
Emniyet’in dört bir yanını sarmış ve aynı cümlelerle hitap eden ‘kurtarılmış bölge’ elemanları, 10 dakika için ödediğim 12 TL’lik park parası ve anasını ağlattım ayaklarımın peşime düşmesi kabusum oldu!
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dursun Erkılıç Arşivi