Şairlerin dilinden Ankara -16-Ankara dününü ararken…
Mirati Madak, Gazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden 40 yılı aşan mazisiyle arkadaşım. Kadim dost... Kelamı gibi kalemi de yakar kavurur. Kimi zaman ‘Saksağan Şakırtısı’ olur yazıp söyledikleri ki dinlemeye doyulmaz. Kimi zaman da ‘İsyan Ağacı’ olup gölgesine çeker insanı…
Şiirindeki destansı üslup ruhları şahlandırırken bir de bakmışsınız “Dününü arayan Ankara”ya kondurmuş sizi! Bugün o konmuşlardan olup gezelim mi Başkenti?
Dışkapı’dan girdiğinde
Ulus’un ucu görünür.
Heykelin dört yanı coşkulu
Kalenin etekleri, izbedir; korkutucu görünür.
***
Her semtinin kendine hastır kokusu
Erken başlar Altındağ’ın koşusu.
Gecesi uzun ve gürültülüdür.
Kadını erkeği başka türlüdür.
Gece hızlı yaşar, gündüz durulur
Çıngarı bol, ya vurur ya vurulur.
Öyküsü anlatılmaz çocukların yanında
Ayıp olur!
En çok da Ankara havaları duyulur.
***
Kızılay’ın ayı sönük şimdilerde
Yüzü geçmişe dönük Çankaya’nın
Küskün, kırgın anılarla avunur.
Yenimahalle bıkmış eskilikten
Yıkılıp yeniden kurulur.
İşi yolunda Çayyolu’nun
Yeni gözdesidir cebi dolunun
***
Keçiören, Mamak devinir durur
Eskiyle yeni arasında
Gecekondudan apartmana geçerken
Gözü ekmek parasında…
***
Heybeti azalırken Ankara’nın
Gıybeti çoğalıyor.
Açık hava müzesi, insanlık hazinesi
Betona gömülürken
Güzelim bozkırları
Gökdelenler sarıyor.
Öğrenci, işçi memur kenti Ankara
Hüzünlü gözleriyle geçmişini arıyor.
***
Mirati Hocayla ‘dün’ içtiğimiz kahvenin telvesini bugün karıştırırken dilimdeki dörtlükle anladım ki;
Ankara dostluğun şehri gibidir
Sevdanın, kavganın nehri gibidir
Hak edene veda zehri gibidir
Bir kahve içelim kırk yıllığına
***
Şairane Ankara turumuzu haftaya başka şair dostlarla devam ederiz…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.