Esra Alkan

Esra Alkan

Şanslı olanın horozu bile yumurtlar

Şanslı olanın horozu bile yumurtlar

Yaşam boyu ne çok şeyin yanından geçip gitmişizdir.

Ne çok fırsatın, ne çok hayalin, ne çok insanın, ne çok ihtimalin…

Yanından geçip gittiğimiz her şeye tekrar dönüp ulaşmak mümkün olmayabilir.

Dönüp baktığımızda ‘keşke’lerden bir yalaz sarar bazen yüreğimizi.

Kaçan balığın büyük, ele geçmeyenin hayal, kaçırılan fırsatın ütopya olduğu zamanlar geldiğinde ‘acaba’ların sanrısı zihnimizde gezinir.

Fırsatlar insan hayatını değiştiren ani manevralardır.

Ancak fırsatın insanın karşısına çıkması önemli olsa da fırsatı fark edip değerlendirmektir asıl maharet.

“Fırsatların sayısı, onları görecek insan sayısından çok daha fazladır” der Thomas Edison.

Paulo Coelho “İnsan fırsatların gelmesini bekler, fırsatlar da insanın gelmesini. Fırsatlar bekler, insanlar bekler: Kazanan hep mazeret olur” demiş.

Bir Türk Atasözü ise fırsatı şöyle ifade eder: “Fırsat rüzgâra benzer, marifet onu geçerken tutmaktır.”

“Dört şey asla geri gelmez; söylenen söz, atılan ok, geçmiş hayat ve kaçırılmış fırsat” der Hz. Ömer ise.

“Fırsatlar çıkmadıkça, kabiliyetler pek az işe yarar” fırsatla ilgili bir Fransız atasözüdür.

Fırsatı bahşedilen yaşam olarak gören Mevlâna “Şu içinde bulunduğun andaki ömrü bir fırsat bil ve onunla meşgul ol; ne geçmişe üzül ne gelecekten kork” der.

Ne kadar başarılı, yetenekli, nitelikli olsanız da eğer karşınıza bir fırsat çıkmadıysa yeteneklerinizi sergilemeniz ve başarılı olmanız mümkün olmaz.

Bununla ilgili “Akıllı adam, bulduğundan daha fazla fırsat yaratan adamdır” der Francis Bacon.

Şans, insanların başlarına gelen iyi ya da kötü olayları açıklama biçimi bir bakıma.

Hertfordshire Üniversitesinden Richard Wiseman, insan hayatındaki ‘şans faktörünü’ araştırmış.

Wiseman, sekiz yıl boyunca şans faktörü üzerine yüzlerce deney, yüzlerce görüşme ve binlerce test yapmış.

Ünlü araştırmacı, ‘Şans, ilahi bir hediye ya da sihirli bir yetenek değildir. Aslında şans, bir zihin durumu, düşünme ve davranma biçimi. İnsanlar şanslı ya da şanssız doğmazlar, düşünceleri, hisleri ve davranışlarıyla iyi ve kötü şanslarını kendileri yaratırlar.’ görüşüne ulaşmış araştırmaları sonucunda.

Richard Wiseman, iç sesini dinlemenin, gelecekte iyi şans beklemenin ve talihsizliklerin üzerinde durmamanın şans için çok önemli olduğunun altını çizmiş çalışmalarıyla.

Wiseman, ‘şanslıların’ dört ortak özelliğini şöyle belirlemiş:

Önüne çıkan fırsatı değerlendirmek, sezgilerine güvenmek, şanslı olduğuna inanmak ve her olumsuzdan olumluyu bulup çıkartmak.

Wiseman'a göre şanssız olduğuna inanmak insanın başına gelebilecek en korkunç şeylerden bir tanesi.

“Zira bu inanç hayatın tüm alanlarına sirayet ediyor. Yılgınlık, yenilmişlik duygusu şansızlığı da beraberinde getiriyor. Oysa tam aksine hayatının üzerinde kontrolü olduğuna inananlar her şeye daha olumlu yaklaştıklarından başlarına iyi şeyler geliyor” demiş ünlü araştırmacı.

Peki o hâlde herkes şanslı olabilir mi?

Wiseman’a göre kesinlikle evet.

Yıllarca süren araştırmalar bunu gösteriyor.

Yalnız işin sihri bir ayrıntıda gizli.

Şans iki türlü.

Bir tanesi kontrol edemediğimiz şans, yani kendiliğinden gelen.

Diğeri de şansa benzeyen ama psikolojik faktörlerle olumsuzdan olumluya yönelen bir süreç.

İyileştirebileceğimiz, yönünü değiştirebileceğimiz işte bu ikincisi.

Yani, “Her insanın şansı kendi elindedir” diyen Alman atasözünde de “Şanslı olanın horozu bile yumurtlar” diyen Rus atasözünde de haklılık payı var.

“Şans kapıyı çalmıyorsa belki de bir kapı yoktur. Bir kapı inşa edin” diyen Milton Berle de Wiseman gibi düşünüyor sanırım.

Bir insana edilecek en güzel dualardan biri şu olsa gerek: Şansın bol olsun.

Şansınız bol olsun…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Esra Alkan Arşivi