Hükümet dün itibariyle önemli bir adım attı. Tasarruf Tedbirleri Paketi'ni uygulamaya koymak için yapılacaklar listesini paylaşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek kameraların karşısına geçti. Her iki ismin yapacağı açıklama hem kamuyu yakından ilgilendiriyordu hem de piyasaları.

Daha önce de birçok kez tasarruf tedbirleri açıklanmış ama bunlar uygulamada beklenen etkiyi oluşturmamıştı. Yerel seçimlerin ardından ekonomideki durum ve seçmenlerin verdiği mesajı okumaya çalışan hükümet, bu konuda daha keskin kararlar almayı planladı.

İLK DEĞİL, SON OLMAYACAK DERKEN...

Mehmet Şimşek, paketin detaylarını açıklanmadan önce, bu tasarruf ve verimlilik paketinin ilk olmadığını, son da olmayacağını vurguladı. Şimşek, ekonomiyi düzeltmek için canhıraş çalışıyor ama bu tedbirler gösteriyor ki daha öncekiler işe yaramamış ve tam anlamıyla uygulanamamış.

Hükümetin açıkladığı kamuda tasarruf paketi özetle 9 başlıkta değerlendirildi.

Bunlar: Kamu Filo Yönetim Sistemi, Hizmet Binaları ve Lojmanlar, Personel Politikası, Yurt Dışı Teşkilatlar ve Taşra Teşkilatı, Enerji Verimliliği, Dijital Dönüşüm, Temsil ve Tanıtma Ödenekleri, Mal ve Hizmet Alım Ödenekleri, Kamu Yatırımlarında Önceliklendirme...

Hükümetin açıkladığı paketin detayları kamuoyunda tartışılmaya başlarken, muhalefetten şehir hastaneleri, yap işlet devret modeli yatırımları konusunda eleştiri yükseldi.

CHP'DEN İLK TEPKİ!

CHP Sözcüsü Deniz Yücel ise sosyal medyadan yaptığı ilk değerlendirmesinde "Bu pakette asıl hedef yerel seçimlerde 1. parti olan CHP’yi zayıflatmak ve CHP’li belediyeleri iş yapamaz hale getirmektir. Mesela geçilmeyen köprülere, tedavi olunamayan hastanelere, yolcu inmeyen havaalanlarına garanti ücretleri ödenmeye devam edecek mi?" eleştirisinde bulundu.

Yücel'in hastaneler cümlesinden yola çıkarak müsaadenizle şehir hastanelerindeki duruma kısaca değinmek istiyorum.

İSRAF VE TASARRUF

AK Parti hükümetlerinin en çok övündüğü konuların başında sağlık sistemindeki yenilikler geliyor. Öyle ki eski dönemlerden bolca izlediğimiz görüntülerde SSK hastanelerinde kuyruklarda bekleyen vatandaşların yaşadığı sıkıntılar, tedaviye erişimde yaşanan zorluklar hepimizin hafızasına kazındı. Bunun üzerine AK Parti iktidarları döneminde birçok ilde hayata geçirilen şehir hastaneleri devreye alındı. Bu hastanelerin yapımı, hasta garanti yöntemi, muayene olmak için randevu alamama gibi konularda eleştiriler sıcaklığını koruyor.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Merkezi Hekim Randevu Sistemi'ndeki yenilikleri kamuoyu ile paylaştı. Bu durumu destekleyenler olduğu gibi buna karşı çıkanlar da var. Bakan Koca, kamuoyundaki eleştirilere cevap verirken şehir hastanelerine olan ilginin altını çizdi.

ŞEHİR HASTANELERİNDEKİ DURUM

Bir hastamız nedeniyle her hafta şehir hastanesine gitmek durumunda kalıyorum. Şehir hastanesinde dikkatimi çeken konular arasında; aşırı yoğunluk, açık ve kapalı otoparklarda yer bulamama, randevu almak için en az bir hafta bekleme ve en önemlisi de yemeklerdeki israf ilk başta geliyor!

Hastanelerin temizliği, hekimlerin ilgisi, yatan hasta katlarındaki odaların tertip düzeni konusundaki hakkı da burada teslim ederek iki konuya dikkati çekmek istiyorum.

Kamuda Verimlilik ve Tasarruf Tedbirleri Paketi'nin açıklandığı gün yine şehir hastanesinden birine gittim. Saatler 16.55'i gösterdiğinde hastane girişindeki ışıkların yüzde 75'inin kapatıldığı dikkatimi çekti. O esnada "Tasarruf tedbirleri hastaneye erken geldi!" yorumunda bulundum.

YEMEKLERDEKİ İSRAFIN HADDİ HESABI YOK!

Öte taraftan hasta ve refakatçilerine verilen yemeklerin israfı ise aynı yorumu yaptırmıyor maalesef! Devasa hastanede binlerce yatan hasta var ve her gün buradaki hasta ve refakatçisine üç öğün ikramda bulunuluyor. Hastaların birçoğu, mevcut durumundan dolayı yemeklerini yiyemiyor, kahvaltılık kutu peynir, yağ, reçel, paket ekmeklere ise elini dahi sürmüyor. Görevli personeller ise atıkları toplarken yüzlerce paket ekmek ve dokunulmamış kahvaltılığı çöp kutusuna atıyor. Hastanelerde israf edilen bu gıdalar birçok yurttaki öğrenciyi doyuracak nicelikte. Durum böyle iken kamuda nasıl tasarruf edilecek? Bir de israfın 3 yılı olmaz! Tasarruf kalıcı olmalı değil mi?