Siyaset sol gösterip sağ vurmaktır!
“İçimiz Dışımız Siyaset” kitabımın sonunda yer alan şiire;
Bu ülke hepimizin sağcı, solcu, ortacı
Sandıktan kim çıkarsa verin ona her tacı
Aksi halde yurdunda olursun bir kiracı
(…)
Diye başlamış olsam da; geçenlerde çok ilginç bir, daha doğrusu iki şey oldu, ‘tevafuk’ dedim! Bir sohbet ortamında biri, “Dünya siyasetinde aslında ‘sağ’ ve ‘sol’ diye bir şey yoktur. Bu ayrışma Türkiye’ye özgüdür” deyince; içimden; “Vay arkadaş! İnsanlar bunca yıldır sağa-sola seğirterek niye birbirini kırıp geçirdi” diye bir soru yönelttim kendime…
Konuyu deşeleriz de; yazıya girişteki ‘ilginç’ ifademin kaynağı, televizyondaki bir tartışma programında konuklardan birinin, “Türk siyasetinde sağ-sol diye bir şey kalmadı…” değerlendirmesidir.
İki görüşü çarpıştırsam; insan, hayvan ve kültür düşmanı Mao Zedung’un “Yüz çiçek açsın, bin fikir yarışsın” yalanına uygun bir sanal alem oluşur mu acaba dedim ama vazgeçtim!
Güzel ülkemin siyasilerini özellikle de son yıllarda Politika Kasabasında yaşananları ve bunlarla ilgili yazdıklarımı, konuştuklarımı düşününce Çin’e kadar gidip kendimi yormaya gerek olmadığına karar verdim.
16 YIL ÖNCE MANŞET OLAN YAZIM VE…
İl gazetesinin 8 Mayıs 2007 Salı tarihli sayısına manşet olan “Sağ’ımızı Sol’umuzu şaşırttınız feleksizler” başlıklı yazım; dönem siyaseti içinde; ‘sol’ denilenlerin kendi arasında kapışırken ‘sağ’ cenahta yer alanlarla yağlı / ballı ilişkisi ve bunun tam tersi durumlardan kaynaklıydı. Vatandaşa ‘yetti gayrik’ dedirtiyordu ama siyasiler bildiğini okuyordu.
Hele hele dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın; ‘sağ’ elini mübarek sayan Süleyman Demirel’e oy istemesi ve onun da Baykal’a övgüler dizmesi sağdan sola dalgalanırken, “Sağ’ımızı Sol’umuzu şaşırttınız feleksizler” demeyeydim de ne diyeydim?
BAŞKA YAZILARIMA DA KONU OLDU…
Bu hal ve gidişten nasıl etkilendiysem konuyu geçmişte sıkça ele almışım.
‘Sağ’daki gelişmeleri sıraladığım 2007 yılı mayıs ayındaki bir yazımda, ‘Sol’daki birleşme ve ittifak çabalarına da değinmiştim. Deniz Baykal’dan Zeki Sezer’e, Rahşan Ecevit’ten Murat Karayalçın’a kadar pek çok ismin ağız dalaşına girdiği tartışma ortam için, “Birleş(e)meyen Sol, ittifaka yönelmiş.” demişim ama “Birleşe birleşe bölünme!” diye de durum tespiti yapmışım. Yazım şöyle bitiyordu:
Bir de Karayalçın faktörü var. Diyor ki:
-Bizim olmadığımız birlik sol değildir…
Gelişmeleri bir vatandaşa sordum; işte yanıtı:
-Sağ’ımızı, Sol’umuzu şaşırttı feleksizler!
***
“Türkiye’de Siyaset” kitabımda da yer alan “En baba feleksizlik!” başlıklı yazım ise şöyle başlıyordu:
Bir önceki yazının final cümlesi olan “Sağ’ımızı Sol’umuzu şaşırttınız feleksizler”in üzerine mum dikildi!
‘Nasıl’ını CHP’li Mehmet Sevigen açıkladı:
-Demirel, CHP’yi destekliyor…
***
Daha dün gibi… 14 Mayıs seçimleri öncesi ve 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası yaşananları şöyle bir hatırlayın; o kadar çok ‘feleksiz’ çıkacak ki karşınıza. Ben Politika Kasabasının Siyaset Kulvarında ve Millet Bahçesinde sıkça rastlıyorum onlara…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.