Dursun Erkılıç

Dursun Erkılıç

Erdoğan nasıl kaybeder? Ben hakimim masum bey!

Erdoğan nasıl kaybeder? Ben hakimim masum bey!

Sebebi şudur / budur. Devlet imkanlarını kullanmıştır, kullanmamıştır…

30 yıldır siyasetin zirvesinde olan; 17 seçimden zaferle çıkmış birine her sözü söyleyebilirsiniz ama yiğidin hakkını teslim konusunda da nazlanmamanız gerekir.

Bu konu siyasetle / miyasetle ilgili değildir ve izahı hem çok basit hem de çok zordur…

Ve asıl mesele şudur:

- Erdoğan hep kazanıyorsa nasıl kaybeder?

***

Oturduğu makamı beş yıllığına garantiye aldığı, TBMM’deki çoğunluğu da ittifak ile sağladığı için gündelik siyaset, yasama ve yürütme açısından bir sorun yaşaması beklenmiyor…

Burası Türkiye ya; 9 ay sonra yerel seçim ile birlikte yeni bir milletvekili seçimi yapılması mümkün mü? Zor ama mümkün! Dedim ya burası Türkiye, olmaz olmaz…

***

Batı medyasının “Yenilmez Adam” dediği Recep Tayyip Erdoğan siyaset meydanında yenilmez mi, yenilemez mi? Yenilir! Nasıl mı? Şöyle…

***

Sorunların çuvala sığmadığı bir ortamda bile kazandığına ve normal şartlarda Erdoğan’ı yenmek mümkün görünmediğine göre; kendi kendisini yenmesini ya da yendirmesini beklemek sanki daha doğru gibi! Tepki göstermenize gerek yok! Bunu şunun için söyledim:

- Erdoğan, yenilmek için her şeyi yapıyor ama onu yenecek biri çıkmadığı için bu bile işine yarıyor!

Erdoğan’ı yenmenin birkaç yolunu onun yardımıyla aktarayım!

***

Birincisi; yakın çevremden biliyorum; kimi insanlarda gündelik hayatın bir parçasına dönüşen din bağlantılı bazı konular. Gördüğümü yorumlamak, duyduğumu aktarmak zorundayım: Erdoğan’ın (ileride) yenilmesine vesile olacak etkenlerden biri ibadetten ticarete, maharetten taharete; yaşlıyı / genci, çocuğu/kadını, her yeri ve yanı kapsayan; yetmedi; insani ilişkileri hatta giyim/kuşamı bile etkileyen bu konu olacaktır… Daha da ötesini söyleyeyim; sıkça dile getirilen ‘liyakat’ eleştirisi bile ‘din’ referansı ile anıldığı için ileride oy tercihlerini de etkiler şüphesiz…

İkincisi; özel olarak Suriyeliler, genel olarak mülteciler konusudur ve bu sorun bir çözüm sürecine girmezse, önümüzdeki seçime etkisi daha güçlü olacaktır…

Üçüncüsü; kadın hakları ve kadına şiddet konusu…

Evet, biliyorum, Bu konuda kendisine toz kondurmuyor, söz ettirmiyor ama sokakta durum farklı. Öldürülen her kadın ya da sosyal ve ekonomik hayatta görülen negatif ayrımcılık bu konudaki öfkeyi ve dip dalgayı büyütüyor. İkbali yurt dışında arayan eğitimli genç kızlarımızın mazeretinin bu çerçevedeki gelişmeler olduğunu yakından biliyorum…

Dördüncüsü; hayat pahalılığı…

Sıkıntı o kadar büyük ki hal edilmezse hal eder!

“Abi enflasyonu neden birinci madde olarak yazmadın” diyenleri duyar gibiyim!

Bu soruyu, elinde kuru soğan ile mutfağında video çektirip cumhurbaşkanı olmak isteyen ve fakat olamayan Kılıçdaroğlu’na sorun derim!

Mevzu o kadar derin…

Beşincisi; ‘Atatürk’ diyememekten insanları geren üsluba, gençleri rahatlatmaktan çocukları eğitmeye / korumaya kadar açılımı geniş mevzular var ki bugüne kadar şu ya da bu sebeple bunlar seçimlerde bir sorun olmadı görünüyor. Artık olmaz değildir…

Son sözüm:

Söylenecek, yazılıp kayıt altına alınacak çok şey var. Ancak ortadaki gerçek Recep Tayyip Erdoğan 17. Seçim başarısını kazanmıştır. Tebrik edip başarı dilemek demokrasi gereğidir.

Erdoğan, devasa sorunlarla boğuşmak ve çözmek için kolları sıvarken, maruzatım tüm siyasileredir:

- Ben hakimim masum bey!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dursun Erkılıç Arşivi