Yerel seçim yalnızca "Yerel" olarak nitelendirilemez
Yerel seçim havası henüz tam anlamıyla kendini göstermese de yerel seçimin öneminin bir kez daha altını çizmek isterim. Şayet yerel seçim yalnızca "Yerel" olarak nitelendirilemez.
*
Bir ülkenin temelini oluşturan şehirlerin ekonomisidir. Yani Sanayi, Eğitim, Turizm, Sanat, ve Kültür gibi konularda şehirleriniz ne kadar ileri giderse genel anlamda ülkenizin ekonomisinin temelleri de o kadar güçlü olacak demektir. Bu güç aslında sizi var eden en önemli unsurdur.
*
Diğer taraftan özelikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi 3 önemli şehrin ortalama nüfusunun 25 milyon olduğunu düşünürsek, ki bu hem Avrupa hem de dünya genelindeki bir çok ülkenin nüfusunun kat ve kat üzerinde bir sayı olmasının yanında Türkiye nüfusunun da %30'u demek.
*
Öyleyse "Yerel" kelimesi mevcut anlamından çok daha fazla önem ifade ediyor diyebiliriz.
*
Bu son derece kritik önemi ve gücü geçtiğimiz yerel seçimleri sonuçlarında 11 büyükşehrin yönetimini kazanan Cumhuriyet Halk partisi iyi kullanamadı. Dolayısı ile Mayıs 2023 Genel Seçimlerinde aynı başarıyı göstermedi.
*
Yerel veya genel seçim, adına ne derseniz deyin, gerçek her zaman aynıdır. Kazanan taraf olmak milletin gönlüne kazanmaktan geçer.
*
Peki, milletin gönlüne giden yol nereden geçer?
Rüzgarın yönünü hesap ederken, hesapta olmayan şeyleri de hesap etmek gerekir. Bu konuyu biraz daha açarsak şöyle devam edebiliriz.
*
Siyaset sahnesinde olmanın en dikkate değer ve en ciddiye alınacak vazife olduğunu düşünen biri olarak şunu söyleyebilirim. Meselenin özü Vatan ve Millete hizmettir. Bu iki husus söz konusu ise işinizi en titiz, en disiplinli ve en ilkesel şekilde yapmak ve kendinizi bu yola adamak zorundasınız.
*
Adanmışlık ruhu ile çıkılan her yol zaferin habercisidir. Çıktığınız yolda önünüze çıkan her türlü engel ve zorluk adanmışlık felsefesi ile kolaylaşır.
*
Milletin de kalbine giden yol buradan geçer. Meselenin özünü kavramak sizi milletin kalbine de ulaştırır.
*
Size bunu ustalıkla yapmış hepinizin bildiği bir kaç ismi hatırlatmak isterim;
Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan ve Recep Tayyip Erdoğan.
*
Siyasetin bu pek muhterem şahsiyetleri milletin gönlüne giden yola ulaşmış ise, demek ki kendi çıktıkları yolda kendi yollarını bulmuş ve doğru şeyler yapmışlar. Siyaset sahnesinin büyüsüne hiç bir zaman kapılmamışlar.
*
Elbette onlarda kendi dönemlerinde ve öncesinde yaşayanlardan ve olaylardan feyz aldılar, ama hiç bir zaman onlar olmak isteyerek yola çıkmadılar.
*
Eğer amacınız bir başkasının yerini almaksa yanlış bir yola çıkmışsınız demektir. Kendi benliğinize ait olmayan bir fikre ve hedefe kendinizi inandıramazsınız ve kendi inanmadınız bir düşünceye de bir başkasının inanmasını bekleyemezsiniz.
*
İşte bu muhterem şahsiyetlerin bu yüzdendir ki, milletin gönlündeki yerleri asla doldurulamayacaktır.
Kaldı ki bu düşünce ile yola çıkanlar, çıktıkları yolu tamamlayamamış ve asla zafere ulaşamamıştır.
*
Bugün kendi yolunu bulanların, kendi yollarını kaybetmeyenlerin, milletin gönlünde yer bulması ise her zaman mümkündür.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.